Biri Batı Hintli diğeri Doğu Hintli iki gencin grubu dünya listelerine oynuyor

Güncelleme Tarihi:

Biri Batı Hintli diğeri Doğu Hintli iki gencin grubu dünya listelerine oynuyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2006 00:00

Karayip asıllı İngiliz Marlon Roudette ile Hintli Preetesh Hirji’den oluşan Mattafix grubunun Türkiye’de duyulmaya başlaması yaz sonunda çıkan single’ları Big City Life ile oldu. Ekim sonunda dünyada yayınlanan albüm aralık başında Türkiye’de de yayınlandığında radyolar ve televizyonlar çoktan Big City Life’ı tekrar tekrar çalıyordu.

Yaptıkları müziğe 21. yüzyılın blues’u diyen grup bu aralar ikinci single’ları To&Fro ile başarılı çıkışını sürdürüyor. Grup hakkında hiç fikri olmayanlar için, Massive Attack’tan sonra başımıza gelen en iyi şeylerden biri desek sanırım yeterince fikir vermiş oluruz.

Aslında ilk single’ları 11.30 -Dirtiest Trick in Town ile yaklaşık bir yıl önce İngiltere’de yerel bir başarı yakalamışlardı. Başarının İngiltere kabuğunu kırması ise bu ağustos ayında dünya çapında yayınlanan single’ları Big City Life ile oldu. Şarkı, İtalya başta olmak üzere Almanya, Fransa, İsveç, Belçika, Almanya, Avusturya, Norveç, Danimarka ve Yeni Zelanda’da listelerde üst sıralara kadar yükseldi.

Mattafix Grubu, Marlon Roudette (22) ve Preetesh Hirji’den (25) oluşuyor. Marlon Roudette Batı Hint Adaları’ndan geliyor, Karayipler’deki St. Vincent’da büyümüş. Preetesh Hirji ise Doğu Hint yani Hindistan kökenli, Londra’da büyümüş.

Peki nasıl oluyor da dünyanın bu iki yakasından, iki farklı kültürden gelen adam bir araya geliyor? Hikaye ilginç.

St. Vincent’da oturan Marlon bir gün Londra’ya aile ziyaretine geliyor. Orada tesadüfen Preetesh ile bir müzik stüdyosunda tanışıyor. Tanışmanın hemen ardından iyi arkadaş olan ikili, sonra birbirlerinin başka müzisyenlerin prodüksiyonlarıyla ilgilendiklerini öğreniyor ve "Neden kendimiz için bir şey yapmıyoruz" deyip bir grup kurmaya karar veriyor.

İlk albümleri Signs of Struggle (Mücadele İşaretleri), 2005’in ekim sonunda yayınlanıyor. İkili, albümün hem kendi hayat mücadelelerinin hem de dünyada olup biten kargaşanın izlerini taşıdığını söylüyorlar. O yüzden bu ismin albüme yakışacağını düşünmüşler.

Grubu diğerlerinden ayıran en önemli fark, iki üyesinin de farklı kültür ve coğrafyalardan geliyor olması. Bu durum, etkilendikleri müzik türü sayısını da artırmış haliyle. Yaptıkları müzikte blues, caz, bhangra, punk, reggae, hip hop, pop, kalipso, heavy metal, klasik ve soul etkileriyle sıklıkla karşılaşmamız mümkün. Onlar kendi yaptıkları müziği 21. yüzyılın blues’u olarak nitelendiriyorlar. Marlon, "Belki doğrudan blues çalmıyoruz ama yaptığımız müzikte blues ruhu var" diyor. "Blues müziği, her zaman dünyanın durumunu yansıttı ve insanın dünyayla mücadelesini anlattı. Biz de müziğimizle dünyayla mücadelemizi anlatıyoruz."

Müzik eleştirmenleri, onların en büyük marifetinin sadece bu kadar çok türü birbirine katmak değil, iyi şarkı yazmak da olduğunu söylüyor. Gelen yorumlardan birinde "Eğer iyi şarkı yazamasalardı rock, reggae, hiphop ve house gibi böylesine farklı türlerin bir arada bu kadar iyi durması olanaksızdı" deniyor.

YAPAY SES YOK

Grup, stüdyoda geçirdikleri zamanı çok önemsiyor. Onlar için stüdyo sadece kayıt için bir araya geldikleri yer değil. Şarkıların her aşaması neredeyse stüdyoda ortaya çıkıyor. Bütün enstrümanların canlı kaydedilmesine dikkat ediyorlar. Kayıtlar tamamlandıktan sonra, şarkılara dijital müdahale yapılıyor.

DUYGULU BİR POP ŞARKISI

Big City Life’ın klibi New York’ta Scott Franklin tarafından çekildi. Franklin, daha önce Mary J. Blige, Nelly Ja Rule gibi müzisyenlerle çalışmış. Yönetmen, aynı zamanda "A Requiem For a Dream" filminin prodüktörlerinden biri. Grup üyelerinden Marlon Big City Life’ı, "Bir parça kalp kıran, duygulu bir pop şarkısı" olarak tanımlıyor. Müzik eleştirmenleri Marlon’un melankolik ve duygusal vokalinin argo ve rap’le birleşince ortaya bugüne kadar duyulmamış bir müzik çıktığı kanısında.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!