Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2002 01:56
Bir süredir gündemde olan çocukların cinsel istismarı konusunda Gülay Göktürk'ün ve Metin Göktürk'ün insanların sübyancı olma özgürlüğünü savunan yazıları birçok kişinin tepkisine neden oldu. Sübyancılığın, ne olduğunu ve nedenlerini Hürriyet’e anlatan Psikiyatrist Aysel Ekşi, sübyancılığın bir ruhsal bozukluk olduğunun altını çiziyor ve soruyor: ‘‘Göktürk ve eşi, çocuk üzerinde bu eylemler nasıl etki yaratır, öğrenmek isterler mi?’’
Çocukların cinsel istismarı konusu, bir süre önce çocuk pornosu olayıyla gündeme geldi. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de olaya büyük tepki duyuldu. Görüşlerine başvurduğumuz Prof. Dr. Aysel Ekşi, köşe yazısında sübyancılığı bir cinsel fantezi gibi sunan ve sübyancı olma hakkını savunan Gülay Göktürk ve eşi Metin Göktürk'e tepki duyarak, cinsel fanteziyle ruhsal hastalıkların karıştırılmasındaki tehlikenin altını çizerek şunları söyledi:
AGRESİF DÜRTÜLER
‘‘İnsanın cinsel yaşantısına zenginlik katan fantezilerinin olması doğaldır ve onun özgürlüğüdür. Cinsel uyarılması için bazı objeler kullanıyor olması da onun özgürlüğüdür. Eğer Gülay Göktürk ve eşi bunu savunuyorlarsa, buna kimse bir şey demez.
Ancak dilimizde ‘‘sübyancılık’’ ve psikiyatride ‘‘pedofili’’ denilen kavramla, bu fantezilerin davranışa yansıması anlaşılır. Bu, bir yetişkinin kendi cinsel doyumunun gerçekleşebilmesi için çocuğun bedenini kullanması demektir. Pedofilik eylemler çeşitli düzeylerde sergilenir. Çocuğu soyma, organlarını gösterme, okşama, mastürbasyon yapma ile sınırlı kalabildiği gibi, oral, vajinal veya anal seks sözkonusu olabilir. Bazen cinsel egzibizyonizm yani teşhircilikle, bazen sadizm ile ilişkilidir, eğer sadizmle ilişkili değilse, o zaman çocuğun güvenini kazanmak amacıyla sevgi gösterir, ona hediyeler alır vs.
Pedofilik eylem yetişkinin cinsel doyumunun temel yöntemidir, bu eylem yetişkinin kendi cinsel doyumu amacıyla bir çocuk bedenini kullanmasıdır.’’
Prof. Dr. Aysel Ekşi'ye göre, bir insanda pedofilik eğilimlerin bulunmasının çeşitli nedenleri var: ‘‘Bu kişiler normal cinsel gelişim sürecini tamamlamamışlardır; cinsel ve agresif dürtülerine çıkış yolu sağlamak amacıyla çocuğu kullanmalarıdır, kendi derin güçsüzlük duygularını bastırmak için ona hakim olmak, ihtiyacını şiddetle duymalarıdır. ’’
İKİ FARKLI ETKİ
Cinsel açıdan istismara uğramış bir çocuğun, sonraki hayatında büyük sorunlar yaşayacağını söyleyen Ekşi, ‘‘Gülay Göktürk ve eşi, bir yetişkinin cinsel doyumu için kullanılan çocuk üzerinde bu eylemler nasıl etki yaratır, bunu da öğrenmek isterler mi?’’ diye sorarak, bu sorunları şöyle anlattı:
‘‘Bu etki hiç kuşkusuz çocuktan çocuğa, çocuğun içinde yaşadığı koşullara göre değişir. Bir uçtaki tepkiler, çocuğun utanç, suçluluk duygusu, kendine saygı azalması gibi yoğun duygular yaşamasıdır, hatta bunlar endişe, panik, depresyon gibi ruhsal bozuklukların gelişmesine yol açabilir. Diğer uçtaki tepkiler, çocuğun ‘‘cinsel olmayan diğer ihtiyaçlarının doyumu’’ için de cinsel davranışları kullanmayı öğrenmesidir. Bu aşırı cinsel faaliyet sözü, çocuğun kendi yaşadığı parafilik davranışlardan, para karşılığı ilişkilere kadar çok geniş bir alanda cinsel faaliyetlere erkenden başlamasını içerir.
Küçük yaştan itibaren ve devamlı biçimde cinsel amaçla kullanılan çocukların büyük çoğunluğu ileri yaşlarda intihar etmişler, uyuşturucu madde kullanma başta olmak üzere toplum değerlerine karşı çıkan çeşitli davranış bozuklukları göstermişlerdir. ’’
BASIN DUYARLI OLSUN
Ailenin tutumu ve çocuğun içinde yaşadığı koşullar uygun ise çocuğun bu travmalardan kurtulabileceğini söyleyen Ekşi, basına da bir çağrıda bulunarak şöyle dedi: ‘‘Basın konuya duyarlı olmalı, ama konuyu iyi bilmeyenlerin yanıltıcı yorumları karşısında görüşlerini bildirmeleri de ülkemiz ruh hekimlerinin görevidir.’’