Bırak dağınık kalsın

Güncelleme Tarihi:

Bırak dağınık kalsın
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2000 00:00

Haberin Devamı

Detaylara bakılınca görüyorsunuz: Kızıl hálá moda, doğal renginde bırakılmış saç modelleri ise arkasından geliyor. Kesimlerde belirsiz katlar kayboluyor. Uzun ya da kısa, hiç farketmiyor. Ama en önemlisi dağınıklık: Moda dünyasının saç uzmanları, bırakın saçlarınız serbest kalsın diyorlar.

Kadınların ruh hali malumuz saçlarıyla oldukça ilintilidir: Hayatta evlilik, boşanma, iş değişikliği vesaire konular yüzünden ilk ‘‘kurban’’ edilen mutlaka saçlar olur: Hemen rengi ve biçimi değiştirilir ruh halini yenileyecek yeni bir ifade kazandırılır. Diğer taraftan eğer bir kadın saç modelini beğenmezse, bütün gün kendini dünyanın en çirkin kadınıymış gibi hisseder. Bütün günü kötü geçer.

Bu ifadeler kimine çok abartılı gelebilir. Ancak bu duyguyu en iyi anlayacak kişi yine bir kadındır. Bu durumun tamamen bilincinde olan moda dünyası da gerekli önlemleri uzun yıllardan beri almakta... Çağın başında Avrupa'da mini kuaför salonlarında başlayan ‘‘saçları değiştirelim’’ hamleleri, 90'lı yıllarda kozmetik dünyasının ve tasarımcıların desteğiyle herşeyin moda olduğu bir hal yaratıyor.

Herşey moda

Milenyum akımlarına gelince... Kaynakla saç ektiriliyor, postişler bellere uzanıyor veya ‘‘a la garcon’’ kesimlerin her türevi uygulanıyor. Renk deseniz aralarında olmayanları yok gibi; çift renkli kombinasyonlar ise işin ekstrası! Yani... Herşey moda.

Peki gene de ‘‘milenyuma’’ özgü ortaya çıkan detaylar yok mu? Saçlar ve saçlarıyla ilgili herşey böylesine önemli olunca, milenyumun kendine özel trendlerini de araştırmak gerekiyor elbette. Böyle bakıldığında L'Oreal ve Schwarzkopf, saç modasını belirleyen iki önemli kozmetik firması.

Kızıl olayına devam

İki markanın da ortak görüşleri ise öncelikle milenyumun kadınını tasvir ederken ortaya çıkıyor: Özgür, sıradışı, çılgın ve bir o kadar da dişi ve keyifçi bir kadın... Bir bakıma ateşle bütünleşecek. Bu da demek oluyor ki ikibin de kızıl, kahverengi, kestane tonlarında saçlarla dolaşmamız mecburi. Çünkü yeni asrın kadını böyle olmalı, tıpkı ateş gibi!

L'oreal Majirel ‘‘Ateşli kahveler’’ adı altında beş renk belirlemiş. Akkor kahverengi; ışıltılı, dalgalı bir renk. Bu rengin kadını kişiliğinin altını çizen, kendini öne çıkaran bir kadın olarak tanımlanıyor. Ateşli kahve; sonbaharı anımsatan, doğal bir renk. Yakıcı kahve; çok modern, aktif, içinde bulunduğu zamanla uyumlu bir kadın.

Diğer renkler ise mavi siyah ve yoğun kızıl. Schwarzkopf'un Igora Royal serisi de ateş gibi kadınlardan yana! Kızıl kahve tonlarıyla klasik ve bir o kadar da çekici kadınlar, ultra sarı renklerle yaratılan özgür kadınlar, doğal kahve saçlarıyla gittikleri her ortamda bir dalgalanma yaratan kadınlar ve daha niceleri...

Bu renkler farklı karakterlerde bir çok kadını ortaya çıkarıyor. Ama hepsinin önemli bir ortak özelliği var... Dişi, dişi, fazlasıyla dişi kadınlar.

Özgürlük zamanı

Renklerden öte esas trend nedir peki? Tabii ki dağınıklık ve serbestlik ortamını saçlara kazandırmak! Hal böyle olunca, L'oreal'in: ‘‘Doğadaki dört maddenin en kavurucusu, en gizemlisi olan alev sıcaklığının yumuşaklığından oluşan bir demet kurumuş kır çiçeği gibi doğal, yalın, sade ama bir o kadar da çarpıcı kadın’’ mesajıyla, Schwarzkopf'un: ‘‘Artık saçlarınızda herşey serbest. Bütün hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz’’ mesajını dikkate alın. Çünkü bu tanımlar hep ikibinin kadınını anlatıyor...

NELER IN ?

Bu sene katlı kesimler yok. Özellikle de saçın arka kısmının kat kat olması tamamen out.

Yüzü gizleyen kahkül ve perçemler özelliklerini tamamen yitirdi. Bu sene alınlar açık! Yüzünüzün güzelliğin göstermekten kaçınmayın

Abartıdan uzak olacağımız bir yıl. Herkes saçının rengini en doğal haliyle kullanacak. (Ateş kızılı hariç!)

Siyah ve çok açık sarı saçlar yok. Net saçlar olmayacak, aralarda mutlaka balyajlar, gölgeler belirlenmeli.

Pırasa gibi düz saçlı hanımlar saçlarını hemen doğal dalgalarla şekillendirin.

Sharon Stone'un erkek gibi kısacık saçları çoktan şöhretini yitirdi. ‘‘İlham Perisi’’ halindeki kısa ama kendinden kıvrımlanmış modeli ise çok gözde.

Postiş modası bitiyor. Kaynak hali ise ‘‘özel istekler’’ üzerine hálá var...

KIVRIMLAR VE RENKLER

Bu sene klasik modellerin yanı sıra çok ilginç modeller de var. Tüm kıvrımlar baş üstünde toplanarak yapılan klasik topuzdan hiçbir zaman vazgeçilemiyor.

Saçlarda yoğun bir hareket sözkonusu. Özgürce dağıtılan saçlar, uçlara doğru inen iri kıvrımlarla bütünleşiyor.

Doğal renkteki saçlara, daha açık tonlarda saçlar eklenebiliyor. Saçların kıvrılarak toka ile tutturulması yöntemine akroş yöntemi deniyor.

Saçların ön kısmına uygulanan twist tekniği de çok gözde. Saçlar kıvrılıp, bükülüyor, bolca sprey sıkılıyor. Arka kısımlarda kalan saçlara palmiye modeli uygulanıyor. İstenilirse değişik aksesuvarlarla süslenebilir.

Renklerde doğallık trendi sözkonusu olduğu için mutlaka ama aralara saçın rengine uygun balyaj, röfle uygulanıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!