Bir yolculuk hikayesi

Güncelleme Tarihi:

Bir yolculuk hikayesi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2012 02:00

Osman Sınav’ın gelecek ay gösterime girecek filmi “Uzun Hikaye”de başrol üstlendi. Çok yakında “Son Yaz” adlı diziyle televizyon seyircisinin de karşısına çıkacak. Oyunculuk alanında adından giderek daha fazla söz ettireceği anlaşılan Tuğçe Kazaz, “Üç yıldır bir anlama sürecindeyim” diye özetlediği hayatının bilinmeyen yönlerini, Sirkeci Garı’nda buluştuğu InStyle ekibiyle paylaştı.

Haberin Devamı

“Kampüsistan” ve “Çin Geçidi”nden uzun bir süre sonra “Uzun Hikaye” ile yeniden film setinde olmak nasıldı? 

- Keyifli ve heyecan vericiydi. Benim filmde yer aldığım sahneler, film çekiminin ilk haftalarıydı. Buna rağmen, herkesin birbiriyle anlaşabildiği bir ekiple ve tabii ki tecrübeli oyuncularla bir aradaydım. Özenle seçilmiş, çok sahici ve mis gibi aşk kokan mekanlarda çalıştık.
 
Kendinizi rolünüze nasıl hazırladınız?

- Kısa zamanda bir karakter yaratmaya çalıştığımdan, sıkıntılı geceler geçirdiğimi söyleyebilirim. Karakteri yaratma sırasında zaman zaman endişeli, zaman zaman keşfettiğim ve ulaştığım nokta sebebiyle coşku dolu anlar yaşadım.

Ekiple uzun süre geçirince yeni dostluklar kuruluyor, bir aile olunuyor... Bu filmin ailesi nasıldı? 

- Gerek yönetmenim ve görüntü yönetmenim, gerekse diğer oyuncu arkadaşlarım ve büyüklerim işlerinde kendilerini ispatlamış tecrübeli insanlardı. Böyle bir ekiple çalışmaktan gurur duydum, bu proje bana çok şey öğretti. Ortak bir amaç için çalışan, başarılı olmak için çabalayan bir gruptuk. Ve herkesin merkezinde bu vardı. Her an set saatinin gelmesini bekliyordum heyecanla. Her gün görmekten memnun olduğum insanlardı. Ağladık da, güldük de, kızdık da, sevindik de, sustuk da, konuştuk da... Kahvelerimizi de içtik, şarkılarımızı da söyledik. Zaman zaman duygulandık. Çay-bisküvi aralarında mutluyduk. Çünkü Kenan’ın (İmirzalıoğlu) kan şekeri normale dönüyordu!

MAKEDONYA’DAKİ YAŞAMA HAZIRIM

Bir de yepyeni dizi geliyor; “Son Yaz”... Hazırlıklar nasıl gidiyor?

- Evet, şimdi yeni bir ailem var. Memnuniyetle içinde yer aldığım bir dizi bu. Tam projeyi kabul ettiğim dönemde “Uzun Hikaye” için çalışıyordum. Biter bitmez de hiç durmadan Zeynep (Son Yaz Balkanlar’daki karekterimin adı) için çalışmaya başladım. Üç günlük bir tanışma seyahati için gittiğimiz Makedonya’dan yeni döndüm. Heyecanla “motor” denecek günü bekliyorum ve sanırım hazırım. Bu, bir oyuncu için en zor dönem.

Ne açıdan?

- Karakter yaratma süreci sancılı. Doğurmak için... Ve ben bu işte yeniyim. Bir yandan temel oyunculuk eğitimime yoğun şekilde devam ediyorum. Çalışıyorum, çalışıyorum ve mesudum diyebilirim.

Uzun süre Makedonya’da olacaksınız? Buna hazır mısınız?

- Evet, umarım beğenilen, sevilen ve takip edilen bir dizimiz olur ve ben uzun süre Makendonya’da kalırım. Buna hazırım. Hazır olmadığımız hiçbir deneyim karşımıza çıkmaz bu hayatta. Yaşadığım toprak, çevrem değişecek. Balkanlar’da bize hiç de uzak olmayan topraklardaki kültürü ve gelenekleri keşfedeceğim için sevinçliyim. Savaşlar görmüş güçlü insanlardır onlar...

KENDİMİ BOŞNAKLAR’A ÇOK YAKIN HİSSETTİM

Sizin aile kökleriniz nereye dayanıyor?

- Aslında hayatta hiçbir şey tesadüf değil. Her şey birbirine bağlı. Babaannemler Karadağ’dan göç etmişler ve ben küçükken hayatımın bir dönemi, tam da savaş esnasında, Boşnaklar’la geçti. Kendimi onlara çok yakın hissettim yüreğimde. Şimdi bunun sebebini anlayacağımı ve orada derin bağlar kuracağımı umuyorum.

Sizin ailenizde benzer hikayeler var mı?

- Biz beklerdik... Savaş zamanıydı. Evde her gün gündemimizde şöyle konuşmalar vardı: “Murat abinin nişanlısının ailesi, şimdi şuraya sığınmış”, “Onlar kaçmışlar ama küçük kızları... O, kamptan hâlâ çıkamamış”... Üzüntü ve beklentilerimizi hâlâ hatırlıyorum. Sonradan Türkiye’de yaşayan ama aslen o topraklardan olan bazı yiğit insanların, oradan yüzlerce insanı kaçırıp (hem de hayatlarını riske atarak) evlerinde aylarca barındırdıklarını duydum.

İÇSEL VE FİZİKSEL ÇALIŞMALAR YAPIYORUM

Artık oyunculuk alanında ilerlemek istiyorsunuz. Kendinizi bu alanda geliştirmek için nasıl bir yol izliyorsunuz?

- Evet, kısmetse... Çalışıyorum. Samimi bir çaba ile hakiki bir şey peşindeyim. Bir hocam var. Bu aralar o bana rehberlik ediyor. Hayatımda son üç senedir bir yoldayım. Ve bu yolun gerektirdiği bir takım içsel ve fiziksel çalışmalar yapıyorum.

Ne tür çalışmalar bunlar?

- Anlamaya çalışıyorum; ustalar, hazretler, bilim adamları, filozoflar, usta oyuncular, oyun yazarları, edebiyatçılar gibi dünyaya iz bırakmış, hayatın nasıl hakkıyla yaşanması gerektiğini keşfetmiş insanları; dünya var oldukça insanlığa yol göstermek için ortaya çıkmış öğretileri anlamaya çalışıyorum. Tiyatroyla ilgili güzel bir tanım geldi aklıma; insanı insana, insanla anlatma. Bence ne kadar anlayabilirsek insanı, yani kendimizi, o kadar büyük oyuncular olabiliriz. Ne güzel söylemiş Hacı Bektaş-ı Veli, “Ne ararsan ara, kendinde ara” diye.

Birlikte çalıştığınız isimler, örnek aldığınız, fikrine saygı gösterdiğiniz oyuncular var mı?

- Şu anda hayatta olan ve olmayan o kadar değerli sanatçılar izledim ki, şimdi buradan bir tanesinin bile adını anmasam ayıp edeceğimi düşünüyorum. Bu nedenle isim vermek istemem.

KENDİMİ KAPLICADA ŞIMARTIYORUM

Modadan çok rahatlığa önem veriyorsunuz. Son zamanlarda neler giymekten keyif alıyorsunuz?

- Yaratıcılık modada da var. O yüzden modayı sevmiyorum diye bir şey yok. Sadece gerektiğinden fazla önem vermiyorum. Son zamanlarda BNG’nin koleksiyonundan parçalar giymeyi seviyorum.

Formunuzu korumak için özel çaba sarf ediyor musunuz?

- Evet, çünkü çaba sarf etmeden bu form denen vatandaşı koruyamıyoruz. Ama ondan da öte, zihinsel sağlığım için çok faydalı üç şey var hayatımda. Sürekli ve belli bir disiplinle yapıldığında kendini bize açan, sonsuz bir derinliği olduğuna inandığım üç şey; yoga, tai chi ve nefes.

Cilt bakımı, masaj ya da spa uygulamalarıyla aranız nasıl?

- Masaj severim. Tedavi edici masajları faydalı buluyorum. Bütün bunların yerine kendimi şımartmak istediğimde, doğal kaynak sularının çıktığı kaplıcaları tercih ederim. Oylat, Kızılcahamam, Yalova Termal favori mekânlarım. Bir iki günlük kaçamaklar harika olur.

Yaz tatilinde neler yaptınız?

- Tatil yapmadım. Ama karaktere çalışmanın bir parçası olarak sessiz mekânlara kaçtım. Seyahat rotam kısmetse Makedonya’ya doğru. Setten arta kalan zamanlarda dolaşmak istiyorum.

Haberin Devamı

SAÇLARIMA DANA İLİĞİ İLE BAKIM YAPIYORUM

Saçlarınız her zaman çok doğal, bakım yapıyor musunuz?

- Saçlarıma yaptığım bakımı burada söylersem garip kaçabilir. Ama olsun. Yumurta sarısı, E vitamini ile zeytinyağını karıştırıp maske yapıyorum. Bir de dana iliği bakımı. İyi geliyor.

Özellikle setlerde bol makyaj nedeniyle cildinizi korumanız gerekiyordur. Neler yapıyorsunuz?

- Sigara içmiyorum. Sağlıklı besleniyorum. Bu da cildimi olumlu etkiliyor. İçeriden kendimizle ilgili çalışmadığımızda dıştan yapılan müdahalelerin etkisi çok az oluyor. Bu arada gülsuyu çok kullanırım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!