Güncelleme Tarihi:
- İki yıl önceki serginin teması ‘İçerisi ve Dışarısı’ydı. Yeni serginiz, bir yolculuk öyküsü diyebileceğimiz ‘Seyir’in çıkış noktası ne oldu?
- Aslında çıkış noktası Almanya göçünün 50. yılı nedeniyle geçen sene yaptığım bir dizi göç resimleri oldu. Fakat sergi proje olarak yön değiştirince, konunun cazibesinden dolayı artık göç değil, ama seyir halindeki insanlar resmin ana teması haline gelmeye başladı. Daha sonra hareket halindeki bu insanların durumlarını içselleştirmeye ve kendi tecrübelerimden de hareketle birtakım yolculuk resimleri yapmaya başladım.
- Levent Çalıkoğlu serginin katalog yazısında “Seyir ve yer değiştiriş hafızasızlığı doğurur” diyor. Geçmişi unutma, unutturma var mı bu seyir öyküsünün içinde?
- Anıları unutturma tehlikesi var ama ben, seyrin aynı zamanda anı oluşturduğunu böylece geçmişteki tecrübelerin geleceği şekillendirdiğini düşünüyorum. Ama tabii ki seyir aynı zamanda bizi bir tür bilinmezliğe doğru götüren bir yolculuğa da dönüşüyor.
- Önceki sergiden daha büyük tuvalleri neye borçluyuz?
- Özel bir nedeni yok ama bunun mekânla ilintisi olsa gerek. Tavrınızın arkasında mekân çok belirleyicidir, bir de kişi kendini zinde ve daha enerjik hissettiği çağda ancak büyük boyutlu işler yapma cesaretini gösterir. Bunun ötesinde, resimsel nitelik açısından büyük ya da küçük resmin hiçbir farkı yoktur. Sarf ettiğiniz enerji, konsantrasyon veya çaba değil, sadece resme karşı gösterdiğiniz davranış farklılığı söz konusudur.
- Ticari kaygılar devreye girdiğinde çok büyük ölçekte resim yapılmaz değil mi?
- Evet, ama öyle düşünmeye başlarsanız ne kimseyi memnun edebilirsiniz ne de doğrusunu bulursunuz. Ama bazen canınız üç defa büyük resim yaptıktan sonra biraz da küçük resim yapmak ister. Ya da tam tersi olur. Mesela hep dikey yaparsanız, biraz da yatay yapayım dersiniz. Büyükle küçük arasında tek fark var davranışlarınız değişiyor. Birinde elinizle yaparken diğerinde kolunuz devreye giriyor. Araçlarınız değişiyor.
RESİM ÜRETMEK ARTIK BİLGİ OLUŞTURMA EYLEMİ
- Akademide hocalığı seçmediniz ama özel dersleri de hiç bırakmadınız değil mi?
- 27 senedir haftada bir gün özel derslerime devam ediyorum. Tecrübelerimi öğrencilerimle paylaşmak, konuşmak iyi geliyor bana.
- Bir resme nasıl başlarsınız?
- Resimlerimde kullandığım imgeler çoğunlukla yaşadığım çevremden ve etrafımı kuşatan nesnelerden oluşuyor. Bunlar görünenin arkasında yatan ve beni yönlendiren bir tür bilinç akışı. Bilinç akışı yardımıyla resimde açık yapıt olma halini yakalamaya çalışıyorum, yani spesifik belli bir sonuç değil birden çok çıkan sonuçlar. Tabii bütün bunları düşünerek resmin karşısına geçmiyorsunuz, genellikle bu tür kaygılar resmin karşısında resimle oluşturduğunuz diyalogla ortaya çıkıyor.
Resimler ortaya çıktıkça bir resim arkasından ikinci bir resmi davet ediyor ve yavaş yavaş sonuçları görmeye başladığımda bir rüya hali gibi bilinç denen engelden kurtulup bilinçaltı bir seyir başlıyor. Bazen de boyanın akışkanlığını spontan değerlerini, bir resimde başat bir eleman olarak görüp bütün stratejiyi ona göre örerim. Resimlerim her ne kadar katı bir gerçeklikten hareket etmişse de kavramsal yanları ağır basar.
- Yolculuklarla aranız nasıl?
Yolculuk etmeyi çok seviyorum. Bir yere varmak değil, sürekli yolda olma halinden mutlu oluyorum.
- Seyir resimlerinde kavuşmadan çok yalnızlık var ama renkler alabildiğine coşkulu, belki de bu yüzden ayrılığın hüznünü unutuyoruz diyebilir miyiz?
- Resimlerimde, insanın iç dünyasıyla (yabancılaşma, kimliksizlik ve aidiyet sorunu) mekânın ışıltı çelişkisini bir arada görmeye çalıştım.
- Sanat yaşamında neredeyse 26 yılı geride bıraktınız, olgunluk dönemindesiniz, neler hissediyorsunuz, resminizde ve resme bakışınızda neler değişti?
- Önceleri resmi, akademik belleğimdeki bilgilerden hareketle örüyordum. Bugün ise resim üretmek benim için bir bilgi oluşturma eylemine dönüşüyor.
- Tuval resminden çıkmayı, üç boyuta geçmeyi düşünür müsünüz?
- Üç boyutlu çalışmak beni her zaman heyecanlandırmıştır, ama her ressam gibi ben de farklı malzemeler ve disiplinlerde üretmeyi severim. Ama benim için her zaman öncelikli olan resimdir.
- Neden bütün resimleriniz isimsizdir?
- İsim koymamamın nedeni izleyiciyi yönlendirmemek ve birebir resmin karşısında onu özgür bırakmak. İzleyiciyi kendi deneyimleri ve anlayışlarıyla bırakmak daha doğrudur. Zaten hiçbir resim isimsiz kalamıyor, mutlaka bir lakabı oluşuyor.
KİMDİR
- 1960’da Siverek’te doğdu.
- MSÜ GSF Resim Bölümü’nden mezun oldu ve Sanatta Yeterlilik programını bitirdi.
- İlk kişisel sergisini 1989 yılında açtı. 18 kişisel, 20’nin üzerinde karma sergiye katıldı.
- 15 yıldır Evin Sanat Galerisi’yle birlikte çalışıyor.
RİSK
- Sanki bu kez resimleriniz her anlamda daha cesur diyebilir miyiz?
50 yaşına gelmiş bir insanın biraz tecrübelendikten sonra artık eteklerindekini dökmesi gerekiyor. Hem fiziksel hem de entelektüel olarak belli bir kıvama geliyorsunuz. Şimdi daha çok düşünüp, izleyip daha az dokunuyorum. En güzel saatlerim resim seyrederek ve düşünerek geçen saatler. Eskiden desen çizerdim şimdi görsel notlar alıyorum. Karar verdikten sonra uygulama sorun değil artık. Risk almayı seviyorum.