Bir Unkapanı hikâyesi

Şov dünyası hareketli günler yaşıyor.
Antalya Televizyon Ödülleri, Kral TV Müzik Ödülleri ve yaklaşmakta olan Kelebek Ödülleri.
Herkeste bir telaş, herkeste bir heyecan.
E tabii bir de müzik dünyasında hareketli geçmesi beklenen bir yaz dönemi var.
Yeni albümler yolda.
Televizyonlarda yeni sezon, erken gelen Ramazan dolayısıyla geçen yıllara göre daha önce açılacak.
Film setlerinde de kış döneminin işleri için hazırlıklar başladı bile.
MÜZİK DÜNYASI ARTIK HOLDİNG BİNALARINDA
Bu sektörün bildiğimiz, duyduğumuz yüzü.
Peki ya arka sokakları?
Şov Bizınıs filmi şakayla karışık, arka sokaklarda olanları perdeye getiriyor.
Filmde bahsedilen şov dünyası ağırlıklı olarak müzik sektörü ve tabii plakçılar çarşısı.
Müzik dünyasında büyük ve iddialı işler günümüzde büyük holdinglerin şaşalı ofis katlarından yürütülüyor.
Şov Bizınıs ise artık unutulmaya yüz tutan Unkapanı’nda geçmekte.
UNKAPANI CAN ÇEKİŞİYOR
Daha önce “Son Ders: Aşk ve Üniversite” ile “Sizi Seviyorum” filmlerine imza atan yönetmen M. Uğur Yağcıoğlu’nun yazıp yönettiği film son dönemlerde vizyona giren düzeyli komedilerden biri.
Önder Açıkbaş, Zeynep Beşerler, Cem Kılıç ve Müslüm Gürses’in başrollerini paylaştıkları komedi, müzik sektörünün sorunlarından yola çıkarak şov dünyasının inceliklerini de ortaya koyuyor.
Unkapanı’nda müzik sektörünün şaşalı günleri çoktan geride kalmış.
Çoğunlukla sesi güzel olup da albüm yapmak isteyenleri dolandırarak geçimini sağlayan Rıfat, hikayemizin baş kahramanı. Can çekilmekte olan Unkapanı’nda para kazanmaya çalışırken çırpındıkça daha da çok batıyor. Alemin ünlü mafyası Hüseyin’e (Müslüm Gürses) olan borcunu bir an önce ödemeye çalışıyor. İşin içinde bir de sevgili var tabii. Rıfat, evli ve çocuklu biri olmasına karşın eski şarkıcı, hafif meşrep Meyra ile kaçamak bir ilişki yaşıyor.
Önder Açıkbaş, sinemamızda yeni bir tipleme yaratıyor. Filmi seyredenlerin bazıları, gerek hal ve davranışları, gerekse şivesiyle onu Recep İvedik’e benzetecekler.
Ancak Açıkbaş, Rıfat karakterini yaratırken, yıllar önce BKM bünyesinde canlandırdığı Mazlum Kuzey’den ilham aldığının altını çiziyor.
Son yılların aranılan kadın oyuncularından Zeynep Beşerler’i genelde hanım hanımcık rollerde görmeye alıştı Türk seyircisi. Ancak Beşerler, bu kez, biraz Fahriye Abla tadında bir karakter yaratıyor. Çekimler boyunca kendini Serpil Çakmaklı’ya benzettiğini de dile getiriyor.
MÜSLÜM BABA’NIN BIYIKLARI YETER!
Zenginden alıp, fakire veren, hayır işleriyle uğraşan bir mafya babasını canlandıran Müslüm Gürses, 80’lerin başından beri Türk sineması için onlarca film çekti. Ağırbaşlı, babacan tavırları, sevilen sesiyle sadece müzikte değil beyazperdede de gönülleri fethetti. Unkapanı’nın eski halini ve kötüye giden değişimi en iyi bilenlerden biri olarak bu filmde yer alması da tesadüf değil. Çekimler sırasında set çalışanlarıyla çok iyi geçinen Gürses’e duyulan sevgiyi Önder Açıkbaş’ın şu cümlesi gayet iyi açıklıyor: “Müslüm Baba’nın bıyıkları yeter!”

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Gitmekle kalmak arasında
MİSAFİR
Yön: Ozan Aksungur
Oyn: Halit Ergenç, Lale Mansur, Yeşim Ceren Bozoğlu
Tür: Dram
Süre: 100 dk.

“Gitmekle kalmak arasında bir aşk hikâyesi” cümlesiyle sinemalara gelen Misafir, Fransa’da sinema eğitimi almış olan Ozan Aksungur’un ilk sinema filmi. Aksungur, ilk filminde hikâyesinin de gücüyle Halit Ergenç, Lale Mansur ve Yeşim Ceren Bozoğlu gibi önemli oyuncuları bir araya getirmiş. Film, Paris’ten Kütahya’ya gelen ve hayatına giren yasak aşkla iyice sarsılan mutsuzluğa ve yalnızlığa itilen Oktay’ın hikayesini anlatıyor. Oktay, Paris’ten Kütahya’ya geldiğinde onu evinden uzakta tutan nedenlerle yüzleşiyor. Şehri yeniden terk etmek üzereyken, evli bir kadın olan Ayşe ile karşılaşıyor. Mutluluğu sürdürebilmenin tek yolu, Ayşe’nin Oktay ile birlikte Paris’e gitmesi. Ayşe’nin kararı, Oktay’ın, kendi hayatındaki “misafir”liğinin sona erip ermeyeceğini de belirleyecek.

Güzel ve Çirkin’in modern versiyonu
BEASTLY
Yön: Daniel Barnz
Oyn: Vanessa Hudgens, Neil Patrick Harris, Mary Kate Olsen, Alex Pettyfer
Tür: Dram
Süre: 86 dk.

Alex Flinn’in 2007’de yayımlanan gençlik romanı Beastly, Güzel ve Çirkin masalının günümüz New York’una uyarlanmış versiyonuydu. Karşımızdaki film bu romanın sinemaya uyarlanmış hali. Okulun popüler prensi, 17 yaşındaki Kyle’ın son hedefi, hakkında büyücü dedikoduları dönen Kendra’yı küçük düşürmek. Kendra, Kyle’ın bu acımasız tutumundan hiç etkilenmese de, ona bir ders vermeye karar veriyor ve onu, iç dünyası kadar çirkin bir varlığa dönüştürüyor. Eğer Kyle, bir yıl içerisinde gerçekten onu sevebilecek birini bulamazsa lanet, ömür boyu sürecek.

Türkan Saylan’ın son günleri
TÜRKAN
Yön: Cemal Şan
Oyn: Rüçhan Çalışkur, Ragıp Savaş, Tardu Flordun, Beyza Şekerci
Tür: Dram

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu Türkan Saylan’ın son günlerini anlatan Türkan, Saylan’ın vefatının 2. yılında vizyonda. Türkan Saylan’ın gençlik yıllarını ve cüzama karşı savaşını anlatan Türkan adlı televizyon dizi geçen ay 26. bölümüyle ekranlara veda etmişti. Saylan’ın hayat hikâyesi bu film ile beyazperdede final yapıyor. Başroldeki Rüçhan Çalışkur, Türkan Saylan’a benzerliği ve güçlü performansı ile büyük beğeni toplayacak. Türkan’ı izlerken zamanda bir yolculuğa çıkacağız. Ama uzun yıllar öncesine değil, sadece birkaç yıl öncesine.

Burjuvanın yasak aşkı
PARTIR İHANET
Yön: Catherine Corsini
Oyn: Kristin Scott Thomas, Sergi Lopez, Yvan Attal, Bernard Blancan
Tür: Dram
Süre: 85 dk.

Suzanne kırklı yaşlarında, iki genç çocuk annesi bir doktor eşi. Çocuklarını yetiştirmek için bırakmak zorunda kaldığı eski mesleği fizyoterapistliğe tekrar başlamaya karar veriyor. İşte her şeyin düzene girdiği bu anlarda ortaya çıkıyor yasak aşk. Evlerinin arka bahçesine yaptırmakta olduğu muayenehane inşaatında çalışan eski bir mahkumla girdiği ilişki bütün hayatını alt üst ediyor. Filmin başarolündeki İngiliz oyuncu Kristin Scott Thomas anadili gibi konuştuğu Fransızcası, zerafeti ve oyunculuğuyla filmin parlayan yıldızı. Monotonlaşmış evliliği ve tutkuları arasında kalan burjuva rolünde ustalığını konuşturuyor.

Gençlik pınarının peşinde
PIRATES OF THE CARRIBEAN: ON STRANGET TIDES
KARAYİP KORSANLARI: GİZEMLİ DENİZLERDE
Yön: Rob Marshall
Oyn: Johnny Depp, Penelope Cruz
Tür: Macera-Aksiyon

Korsan filmleri, modası geçmiş bir alt türken Jerry Bruckheimer ve Johhny Depp sayesinde bir anda canlandı, başka bir noktaya taşındı. Korsanlara itibarını yeniden kazandıran Karayip Korsanları serisi de hız kesmeden dördüncü filmine ulaştı. ‘Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde’, Jack Sparrow’un bilinmeyen coğrafyalara, Gençlik Pınarı’nın peşine düşmesini anlatıyor. Keira Knigtley’den boşalan yeri bu filmde Penelope Cruz doldurmuş. Yönetmen koltuğunda ise Rob Marshall var. Öncekiler kadar karanlık ve heyecanlı olmasa da sürükleyici ve eğlenceli olan ‘Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde’ 3 boyutlu olarak sinemalarda. Ve final. Siz siz olun yazılar akmaya başladı diye sinemadan çıkmayın. Her şey bittikten sonra gelen sürpriz sahne izlenmezse film yarım kalır, benden söylemesi.

Kadınların gücü adına
POTICHE
KADIN İSTERSE
Yön: François Ozon
Oyn: Catherine Deneuve, Gerard Depardieu, Fabrice Luchini, Judith Godreche
Tür: Dram

Ben François Ozon’un bu tiyatro uyarlamasına bayıldım. Kadın İsterse, her türlü ayrıcalığın, üstünlüğün, hakkın kendilerinde olduğunu sanan erkeklere öyle ince bir ders veriyor ki kadın izleyiciyi resmen zevkten dört köşe ediyor. Başroldeki Catherine Denevue bukalemun gibi değişen Suzanne karakterini mükemmel canlandırmış. Fransa’nın kuzeyindeki Sainte-Gudule kasabası, sene 1977. Suzanne fabrikasını ve ailesini demir yumrukla yöneten varlıklı ve çapkın sanayici Robert Pujol’ün itaatkar ve evine bağlı karısı. İşçiler greve giderek Robert’ı rehin aldıklarında fabrikanın yönetimi Suzanne’in ellerine kalınca o becerisi ve iddiasıyla herkesi şaşırtıyor. Kadın İsterse, kadın hakimiyetini tescilleyen iyi bir tiyatro uyarlaması, ustaca çekilmiş bir dönem filmi.

Işıltılı dünyaların sönük yüzü
SOMEWHERE
BAŞKA BİR YERDE
Yön: Sofia Coppola
Oyn: Stephen Dorff, Chris Pontius, Erin Wasson, Alexandra Williams
Tür: Dram

Sofia Coppola, Altın Aslan alan Başka Bir Yerde filmiyle şöhretlerin dünyasına farklı bir açıdan bakarak, ince ayrıntılar yakalıyor. Şaşaalı ve renkli dünyanın arkasında ne kadar yalnız, acınası ve boş hayatlar yaşandığını gözler önüne seriyor. Film, çılgın ama mutsuz bir hayat süren bir Hollywood yıldızının günün birinde 11 yaşındaki kızı tarafından ziyaret edilmesiyle gelişen olaylar anlatmakta. Marco tüm zamanını film tanıtımı ve evinde verdiği amaçsız partilerle geçiren bir film yıldızı. Odasına giren çıkan kadınların, daha doğrusu hayatından geçen hiç kimsenin onun için bir değeri yok. Bu boş hayat devam ederken eski eşinin şehirden ayrılmasıyla 11 yaşındaki Cleo ile daha fazla vakit geçirmeye başlıyor. Yıllardır uzak kaldığı kızını tanıdıkça Marco’nun hayatında da bir takım değişiklikler olmaya başlıyor. Bu yılın en iyi bağımsız filmlerinden sayılan Başka Bir Yerde, baba kız rollerindeki Stephen Dorff ve Elle Fanning’in kusursuz uyumuyla göz dolduran, etkileyici bir film.