Güncelleme Tarihi:
Çapkın ama bir o kadar bilge
KARAOĞLAN
Kılıcını sadece toplumsal sorunların çözülmesi için sallayan, canını tehlikeye atan büyük bir kahraman.
Her ne kadar çok sevse de babası Baybora’yla zaman zaman kuşak çatışmaları yaşadığı görülüyor. Çünkü babası örf, töre ve geleneğe fazlasıyla düşkün.
Yakışıklı olmasının da verdiği etkiyle fazlasıyla çapkın biri Karaoğlan.
En çok önem verdiği konulardan biri de bilgi ve bilgelik. Belki de bu yüzden bazı hikâyelerinde Bilge Kağan’ın (Kültigin’in) Orhun Bartı’ndaki anıtlarını, Uygur yazısından sökmeye çalışır.
Kıyafetinden söz etmek gerekirse şayak pantolonu dikkat çeker.
En büyük düşman
CAMOKA
Kötüler kötüsü bir Moğol savaşçısı. Kısaca; hırslı, açgözlü, hain ve kalleş diyebiliriz. En yakınındakileri bile gözünü kırpmadan harcayabiliyor. Acıması, korkusu olmayan, sıska vücudunda olağanüstü bir güç taşıyan, maddi çıkarları için babasını bile satacak kadar gözü dönmüş, yarı deli bir adam. Karakteri, ‘Altay’dan Gelen Yiğit’ (1965) ve ‘Karaoğlan-Camoka’nın İntikamı’ (1966) filmlerinde Ahmet Danyal Topatan canlandırmıştı. Yeni filmdeyse Hasan Yalnızoğlu rol alıyor.
Uzatmalı sevgili
BAYIRGÜLÜ
Aslında Ferganalı sıradan bir sokak kızı Bayırgülü. 18 yaşlarında güzel bir kız. Yoksulluk içinde büyümüş olduğu için geçimini yankesicilik yoluyla sağlamaya çalışıyor. Sempatik, sevecen, sıcakkanlı, çok zeki bir kız. Okuması yazması yok ama aklını çok iyi kullanıyor. Pazaryerinde Karaoğlan’ın kesesini aşırayım derken ona gönlünü kaptırmış. Karaoğlan’ın uzatmalı sevgilisi, ona delice âşık. Sıkıştığı zaman çok inandırıcı yalanlar söyleyebilecek kadar kıvrak zekâlı. Karaoğlan’ın ‘Başımın tatlı belası’ dediği, ele avuca sığmaz bir güzel.
Nasıl doğdu?
İlk kez 1 Nisan 1963’te Suat Yalaz tarafından yayımlanmaya başlayan bir çizgi roman dergisiydi Karaoğlan. Ama karakterin asıl öyküsü 1926 yılına dayanıyor. Abdullah Ziya Kozanoğlu o dönemde Kızıltuğ adlı öyküsünü, Resimli Mecmua’da tefrika eder. Burada yaratılan kahramanlar Orta Asyalı Otsukarcı ve oğlu Kaan’dır. Epey zaman sonra 1959’da, bu öykülerin Akşam gazetesinde çizgiromana dönüştürülmesine karar verilince dönemin genç ressamlarından Suat Yalaz bu iş için seçilir. Hazırlanan dokuz maceradan sonra Kozanoğlu daha fazla macera yazmaz ve Suat Yalaz yola, yeni karakteri Karaoğlan’la devam etmeye başlar. İlk macera ‘Asya Kaplanı’, 1963’te dergi olarak basılır.
3 dilde daha okundu
Karaoğlan, yıllar içinde o kadar çok sevildi ki, ünü Türkiye sınırlarını aştı. 1970’te Paris’e yerleşen Suat Yalaz, Karaoğlan’ın Akşam’da çıkan tüm serüvenlerini bazı düzeltmelerle ‘Kebir’ adıyla yedi yıl boyunca yayımladı. Kanada ve Avrupa’nın bazı Fransızca konuşulan bölgelerinde de dağıtıldı. Dergi, yine Kebir adıyla İngilizce de basıldı. En ilginciyse 1970’lerin sonunda Irak Kültür Bakanı’nın Suat Yalaz’ı Bağdat’a davet etmesiyle oldu. Karaoğlan, Irak’ta ‘Çöl Kartalı’ adıyla Arapça yayımlandı.
9 film 1 dizi
Karaoğlan sevgisi dergilere sığmayınca beyazperdeye de yansıtıldı. En çok ses getirenleri 1965-1972 yılları arasında çekilen yedi film oldu. Bunlardan altı tanesini Suat Yalaz, bizzat kendisi yönetti. Başroldeyse dönemin efsane oyuncularından Kartal Tibet vardı. Bu yedi filmden bağımsız olarak Mehmet Aslan 1967’de hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiği ‘Akbulut Malkoçoğlu ve Karaoğlan’a Karşı’yı çekti. Başrolünde Tamer Yiğit vardı. Bir diğer filmse 1968’de Suat Yusuf’un çektiği ve Tarık Tibet’in rol aldığı ‘Karaoğlan’ın Kardeşi Sargan’dır. Karaoğlan son olarak 2002’de Cem Akyoldaş ve Erdoğan Engin’in yönetmenliğinde Kaan Urgancıoğlu’nun Karaoğlan’ı canlandırdığı bir TV dizisiyle karşımıza çıktı.
400 kişi çalıştı
Yeni film için 100 kişilik dekor ekibi, 30 kişilik aksesuar ekibi, 45 kişilik kostüm tasarım ve dikim ekibi, 200 kişilik çekim ekibi çalıştı. Ayrıca yaklaşık 10 kişilik senaryo ekibi proje üzerinde bir yıldır çalışıyor.
5 tır, 65 kamyon, 20 bin metre kumaş
Çekimler için 15 ton inşaat demiri, 65 kamyon hazır beton, 23 tır Y-tong, 5 tır kereste, 20 bin metre kostüm kumaşı, 2000 kostüm, 10 bin metre dekor ve çadır kumaşı kullanıldı.
3 şehir kuruldu
Genel Sanat Yönetmeni Burhan Türk, 20 hektar arazi üzerine ana mekân olarak 3000 (Koca Uruz), 4000 (Malatya Meydanı&Pazar Alanı) ve 5000 (Gori Kenti) metrekare büyüklüğünde üç şehir kurdu. Gori Kenti-savaş sahneleri için 140 metrelik aslına uygun kale inşa edilip, 2 adet okçu kulesi yapıldı.
Her ilden özel malzeme
Film için Türkiye’nin çeşitli illerinden döneme uygun malzemeler toplandı ve özel olarak yaptırıldı. Nazilli’den 15 adet kıl çadır geldi. Akhisar ve Manisa bölgesinden döneme uygun 15 adet at arabası bulundu.