Derbiye tamamen hazırlıksız çıktık. Levent, tam bir gazeteci vakarıyla yine her şeyi son dakikaya bıraktı. Nikaha bir hafta kalmış, hala nerede düğün yapılır, nereye balayına gidilir onu tartışıyoruz.
Üstelik kısıtlı bütçeyle!
Fiyat alınıyor, tanıdıklar aranıyor, araya ricacılar sokuluyor, tekrar fikir değiştiriliyor... Sonuç: Sil baştan!
Gerçi düğün-nikah-balayı formalite. Kız sevmiş, oğlan sevmiş, iki gönül bir olunca Hürriyet Medya Towers zaten seyran olmuş. Ama arkadaşlarımız için en iyisini istiyoruz...
Herkes bir ucundan tutmuş uğraşıyor. Dile kolay: Hürriyet Ekler’den Levent’le (Kulu); dergi grubundan Filiz (Şeref) evleniyor.
OĞLAN BİZİM KIZ BİZİMİkisi de yıllardır çalıştığımız arkadaşlarımız. Yani ‘bizden size kim düşer’ gibi bir durum yok ortada: Oğlan bizim; kız bizim.
Ama yine de araya düğün müğün gibi şeyler girince tatlı bir dünür rekabeti çıkıyor böyle durumlarda ortaya.
Hele de taraflar rakip takımları tutuyorsa...
Filiz’in babasını kesseniz kanı sarı-lacivert akacak... Olabilir, herkes bir takım tutabilir...
Fakat bizim düğünün heyecanlı yanı Levent’in de koyu Beşiktaşlı olması. Victory Levent, Çarşı grubunun en sevilen elemenalarından biri ve atadan-babadan
Beşiktaş Divan Kurulu üyesi.
Levent’in bitmeyen Beşiktaş muhabbetlerinden, sonu gelmez deplasman anılarından kendimizi jiletleyecek duruma geldiğimiz az olmamıştır.
Ama bütün bu nikah-düğün sürecinde en gergin Levent’ti tabii.
Bir yandan Beşiktaşlılığına halel getirmemesi gerekiyor diğer yandan kayınpederi kızdırmaması ve Filiz’i kocasıyla babası arasında bırakmaması....
Levent ‘kızı alma’ stratejisini beraberlik üzerine kurmuştu. O yüzden çoğu tribünden arkadaşı olan davetlileri ‘bir taşkınlık’ yapmamaları için sürekli uyarıp duruyordu.
Fakat kayınpeder ilk devrede beraberliği bozdu: Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde “Ya damat herkesin önünde ‘En büyük Fener’ der ya da bu iş olmaz” diye şart koştu.
Birden bire salondaki herkes buz kesti tabii...
Çarşı ilk gölünü, hem de kendi evinde Beşiktaş’ta yemişti. Üstelik nikah şahidi Beşiktaş eski asbaşkanı Behçet Ümitlen ve nikahı kıyan da Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal...
Tek tük itirazlar, karşı tezahürat yapılacak gibi oldu ama Çarşı “maç nasılsa 90 diyerek” centilmence golü kabul etti.
OTELİN TERASINDA TRİBÜN MEŞALELERİTaksim’de City Center Oteli’nin terası, aynı akşam, ikinci yarı... Gündüz yapılan nikahın ardından düğün-göbek faslı... Halaylar çekiliyor, içkiler içilip şarkılar söyleniyor.
Herkes mutlu ama sahaya 1-0 mağlup çıkan Çarşı ve damat tarafı beraberlik arayışı içinde.
Damat tarafı deyince sadece Beşiktaşlıları düşünmeyin. İçinde benim gibi Fenerlisi de var, Cimbomlusu da... Bir çeşit dünür milli karması gibiyiz.
Herkes iyice yumuşadıktan, kayınpederin de yüzü gülmeye başladıktan sonra Çarşı Grubu öncülüğünde teras açıktan atağa kalktık...
Kayınpederin nikah gölüne, aynı şıklıkta bir düğün golüyle cevap vermek istiyoruz.
Önce tezahüratla Victory Levent çağrıldı ayaküstü kurulan tribünün önüne. Ardından kendi akrabaları arasında jübilesini tamamlayan gelin hanım da geldi damadın yanına. Alkış-kıyamet: Yaşşşa Victory Filiz!
Ve otelin terasında herkesin şaşkın bakışları arasında ‘pat pat pat’ diye maç meşaleleri yakıldı. Ortalık birden tribüne döndü, ışıktan ve dumandan göz gözü görmüyor.
Hep beraber kayınpederin oturduğu masaya doğru dönüldü. Onlar da diğer davetliler gibi şaşkın, ne olduğunu anlamaya çalışıyor, bize bakıyor. Biiiiir, ikiiiii, üüüüç diye sayıp avazımız çıktığı kadar kükredik kayınpedere:
AL-DIK-MI!
Gecenin sonunda gelen bu beraberlik gölüyle mutlu biten müsabakanın ardından genç çiftimiz balayına çıktı.
360 derece İstanbul
Yeter ki insanın kalbi temiz olsun. Gerisini nihayetine erdirmeye galiba Allah yardım ediyor. Dakikası dakikasına devşirilmesine rağmen çok güzel bir düğün oldu Levent’le Filiz’inki. Son dakikada bulunan düğün mekanı da aynen öyle, kalplerine göreydi.
Taksim Sıraselviler’de City Center adında yeni açılan bir otelin terasında oldu düğün. Burası sekizinci katta Sky Fish adlı bir restoran. Bu tür düğün, nişan benzeri kutlamalar biçilmiş kaftan. Bir kısmı açık, bir kısmı kapalı; 140 kişilik kapasitesi var. Dekor sade ama şık, servis düzgün ve güler yüzlü.
Asıl önemlisi 360 derece İstanbul görüyor olması. Size şöyle anlatayım: Olduğunuz yerde dönmeye başlayın. Bir uçta Maslak gökdelenlerden başlıyorsunuz, sonra Beşiktaş, Boğaz, Köprü, karşıda Kuleli, Üsküdar, Kadıköy, Adalar, Marmara, arkada Tarihi Yarımada, Süleymaniye, Haliç ve Eyüp’le bitiriyorsunuz. Teras öyle bir konumlanmış ki aralarda kalan boşluklardan Taksim Meydanı, Dolmabahçe, İstiklal Caddesi’ni de görebiliyorsunuz.
Sadece ‘hayırlı işler’ için değil, akşam üzerleri uğrayıp sakin sakin etrafı seyretmek için de ideal bir yer.
Balık ağırlıklı uluslararası bir mönüleri var. Öğle 12.00’den gece 02.00’ye kadar açık. Hafta sonlarıysa 09.00’da köy kahvaltısıyla başlıyor, akşam
yemek saatinden sonra DJ eşliğinde dans müziğiyle 04.00’te bitiriyorlar. Kahve 6.5, bira 10 lira. (212) 292 27 71