Evrim SÜMER
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2006 00:00
1934 yılında Bonn’da doğan Adolf Babel, Stuttgart ve Berlin üniversitelerinde Güzel Sanatlar eğitimi aldı. Avrupa ülkelerinde mutfak aletleri ve çatal-bıçak tasarımı üzerine çalışmaya başladı, sonra kendi tasarım stüdyosunu kurdu. Tasarladığı Savonia, dünyanın en fazla satılan çatal-bıçak takımı. 1967’den beri 100 milyondan fazla sattı, hálá da satılıyor.
Tam bir tasarım klasiği. Adolf Babel, 1980’den sonra vitrifiye malzemeleri, akrilik küvet ve duş tekneleri tasarımına yöneldi. 1971’de Hoesch için yaptığı ilk akrilik küvet, Alman banyo pazarındaki değişimlerin habercisiydi. Alman banyo sektörüne getirdiği bir yenilik de, "free standing" yani, bir zemine veya duvara monte edilmemiş küvetler. Free by Babel isimli küvet tasarımıyla birçok ödül kazandı. Adolf Babel ile RocaKale için tasarladığı Babel vitrifiye takımı vesilesiyle konuştuk. 69 yaşında ama 20’lerinde bir delikanlının enerjisine sahip.
Çatal-bıçak ve banyo çok farklı ürünler. Neden bunları seçtiniz?
- Hayatım boyunca çok farklı ve çeşitli ürünler tasarladım: Kol saati, tencere, mobilya, el matkabı, buhar banyoları, uzaktan kumandalar... Ayrıca çelikten büyük mutfak gereçleri ve açık alanlar için temizlik aletleri. Ama son yıllarda kendimi daha çok modern banyolara adadım. Banyolar için tasarım yapmak bana daha çok keyif veriyor, çünkü geliştirilebilecek ve değiştirilebilecek çok şey var.
Banyo ürünlerinde akrilik malzeme ile çalışmak bir özgürlük müydü sizin için?
-Evet. Sadece çelik emayenin yüzeyi daha iyidir, çünkü daha sert. Ama o da soğuk bir malzeme. Akriliğe şekil vermek çok daha kolay. İsterseniz bütün bir banyoyu, 2x3m boyutlarındaki tek parça akrili vakumlayarak, bir bütün halinde bide, lavabo, küvet, klozet ve duşla donatabilirsiniz. Bu büyük bir kolaylık. Tek dezavantajı, eski binaların yenilenmesinde kullanılamaması çünkü sadece yeni banyolara vinçle yukarıdan sokulabiliyor.
"Free standing", yani duvara bağlı olmayan küvetler ne tip evlerde, hangi mekanlarda kullanıldığında tasarımın hak ettiği değeri vermiş oluruz?
- Free standing küvet sadece büyük ve lüks banyolar için uygun bir ürün. Serbest duruyor durmasına, ama hareket ettirilebilen bir mobilya değil, çünkü bir su tesisatına bağlı. Bugünlerde, hareket ettirilebilen duş ve banyo tekneleri tasarlıyoruz. Gelecekte onlar çıkacak piyasaya.
Bide artık birçok evde kullanılmıyor, çoğunlukla otel banyolarında çıkıyor karşımıza. Bide gerekli mi gerçekten yoksa bir aksesuvar mı?
- Belki fazla ihtiyaç duyulmuyor, çünkü duş bidenin fonksiyonunu karşılıyor ama her iyi vitrifiye takımında bir bide olmalı. Ayak yıkamak, küçük parça çamaşırları yıkamak için de kullananlar var.
Banyoda tasarım nereye gidiyor? Her kafadan başka bir ses çıkıyor. Sadece bir klozet, lavabo ve duş kabini koyanlar da var; banyosunu duvar kağıtlarıyla, çiçeklerle ve kitaplıkla bir yaşam alanına dönüştürenler de... - 1971 yılından bu yana gelişmeleri takip ediyorum. Zor ve muhafazakar bir sektör bu. Allah’tan kendilerini gerçek gelişim için zorlayan iyi tasarımcılar var. Banyonun küçük veya büyük olması hiç fark etmiyor. Banyolar artık bir yaşam alanı olarak görülüyor ve geleneksel yaklaşımlardan farklı dizayn ediliyor. Mesela eskiye kıyasla çok daha aydınlık ve pratikler. Jakuzi, ışık oyunları, yağmur akışlı duş başlıkları, buhar banyosu ve şık armatürler bunların yanında sadece destekleyici detaylar. Banyo, aynı mutfak gibi: Çok detaylı ve kalabalık döşenebileceği gibi, çok basit ve sade de yapılabilir.
ÇORBA İÇERKEN O KAŞIĞI HİSSETMEMELİYİZ
Savonia çatal-bıçak takımında sade tasarımın yanında biraz çocuksuluk da var. Çizgilerle oyun oynamayı seviyor musunuz, tasarım neşeli olmalı mı? - Aslında Savonia’da çizgilerle oynamadım. Çünkü verilen brief’te ekonomik olması gerektiği vurgulanmıştı. Üretim aşamasında fire verilmeyecek, kolay işlenebilir bir form olması gerekiyordu. Bence bir tasarım tek başına neşeli olmaz, onu kullanan kişinin hissi önemli. Eğer bir kaşık olması gerektiği gibi çalışmıyorsa, kızgın bir kullanıcı yaratır. Ama güzel bir çorba içerken kaşığın kullanıldığını hiç hissetmiyorsak keyifli olabiliriz.
Tasarım yaparken alışılmış formlara ve standartlara sadık kalmanın sınırı nedir? Bunu neden soruyorum derseniz, "Free by Babel" küvet tasarımınızı gördüğüm için...
- Bir standarda bağlı kalmak sadece o standart, döneminin zirvesindeyken doğru. Ama zaman ilerledikçe yeni malzemeler, yeni teknolojiler ve yeni hayat biçimleri gelişiyor. Buna ayak uydurmak lazım. Free by Babel’i Frankfurt’ta iki yılda bir düzenlenen ve dünyanın en büyük fuarlarından olan ISH için özel olarak tasarladım. Hoesch bu fuarda bağımsız bir akrilik küvet sergilemek ve transparan malzemenin kalitesine dikkat çekmek istiyordu. Hem çelik hem de dökme küvetlere karşı duracak bir ürün olarak düşündük. Sonuçta onlar çok büyük bir ilgi topladı ve sükse yaptılar, ben de aralarında Red Dot’un da olduğu ödüller kazandım. Ama çok pahalıya satıyorlar, hoşuma gitmiyor. Kaç adet satıldı derseniz, Savonia çatal-bıçak takımı kadar denebilir; sadece altı sıfır eksik!
FAVORİM FİNLİLER VE İTALYANLAR
Tasarım süreciniz nasıl işliyor?
- Altı kişilik bir ekiple çalışıyorum. Eğer bir projede zaman ile sınırlı değilsek, yepyeni, özgün tasarımlar yapıyoruz. Uygun üreticiyi bulmayı sona bırakıyoruz hatta. Zaten sadece bu şekilde çalıştığımızda içimize sinen sonuçlar ortaya çıkıyor.
Gelecekte farklı bir yöne gitmek istiyor musunuz?
-Banyo ürünlerinde kalmayı istiyorum. Mutfak da ilginç bir alan. Masa düzenlemesi ilgimi çekiyor çünkü: Üzerindeki porselen, cam, çelik malzemeler, çatal-bıçak... Doğaçlama yapabileceğim ürünleri seviyorum. Örneğin otomobil çok karmaşık bir alan, orada doğaçlama mümkün değil.
Sizi tasarım dünyasında ne heyecanlandırıyor, favori tasarımcılarınız ve objeler neler; hangi tasarımlar sizin için hayal kırıklığı?
-Benim özellikle beğendiklerim Finlandiyalı tasarımcılar. Aklı başında ve doğaya bağlı tasarımları var. Malzeme ve şekillerle sınırlı kalmıyorlar. Komplike değiller. Bir de İtalyanları çok seviyorum. Yaşam sevinciyle dolular, bu tasarımlarına da yansıyor. Kopya ya da kötü bir zevk örneğinin sonucu her ürün benim için hayal kırıklığıdır.
Bugüne kadar en çok beğenilen ve satılan ürününüz hangisi?
-Şüphesiz 40 yıldır üretilen çatal-bıçak takımı Savonia; ondan sonra altıgen küvet ve Hoesch için yaptığım, arkalıkları ayarlanabilen Zero küvet. Birkaç sene önce de Finlandiya’da tavalar yaptık, taze ekmek gibi satıldı!
DUŞ MU KÜVET SEFASI MIGünlük hayatta neler yapıyor, nasıl yaşıyorsunuz?- Eşim ve iki oğlumla birlikte Stuttgart’ın dışında, orman ve şarapların arasında yaşıyorum. Neredeyse küçük bir çiftçi gibi koyunlarım, tavuklarım, arılarım ve sebzelerimle ilgileniyorum. Evde aynı zamanda bir atölyem var, güneyinde ise sebze bahçem.
Sizin favoriniz hangisi? Duş mu, küvette sefa mı?- Bu, zamana ve içinde bulunduğum ruh haline göre değişiyor. Normalde duşu tercih ediyorum. Duş almak, vücudu farklı bir şekilde canlandırıyor. Komplike olmayan, kullanımı kolay, mümkün oldukça büyük bir duş başlığının olmasını tercih ediyorum. Küvette ise tüm yorgunluk açığa çıkıyor ve sonra rahatça uyuyorum. Kısaca her şey yerinde ve sırasında! Bu yüzden kendi banyomda Avrupa’daki birçok evde olduğu gibi hem duş, hem de küvet var.
HEM EVE, HEM TOPLU KULLANIM ALANLARINA UYGUNBabel vitrifiye takımı, küçük ve büyük banyolarda, otel ve toplu kullanım alanlarında ihtiyaç duyulabilecek tüm ayrıntılar düşünülerek tasarlandı. Modeller dikdörtgen, yuvarlak ve bu iki geometrik şeklin kombinasyonlarını taşıyor. Farklı formlarda ve ebatta lavabo, duvara sıfır klozet, asma klozet, bide ve asma bide seçenekleri var.