Röportaj: Sema DENKER
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2005 00:34
Muhabbet Kart reklamlarında önce İtalyanı sonra da bir Hintliyi canlandırdığı karakterlerle bir anda rol kabiliyeti ön plana çıkan, oyunculuğu ile olumlu eleştiriler alan Mustafa Sandal, ‘Yıllardır içimde sakladığım bu özelliğimi milyonlar ile paylaşmanın keyfini yaşıyorum’ diyor.
Bu kampanya sayesinde kariyerinde yeni bir kapı açıldığını söyleyen Sandal, ‘Dokuz
film, bir de stand-up teklifi geldi. Ben müzikten kopamam. Ancak sanırım ikisini teraziye koymam gerekecek’ şeklinde konuştu.
Son günlerde Mustafa Sandal’ın oyunculuğu konuşuluyor. Böyle bir yeteneğin vardı da göstermek için doğru zamanı mı bekledin, yoksa sen de bu reklam filmiyle mi keşfettin?
Belli bir vakitten sonra insan kendine sürprizler yapmaz. Ben, böyle bir yeteneğim olduğunu çocukluğumdan itibaren biliyorum. İnsan farklı bir tarafını gösterirken doğru zamanı beklemeli. Sadece macera adına veya, ‘Hadi biraz eğlenelim’ adına yapılmaz bu işler. Arkadaş arasında eğlenebilirsin ama bunu tutup da milyonların huzuruna çıkaracaksan, çok doğru zeminde yapmalısın. Benim için de bu kampanya çok doğru bir zemin ve çok doğru bir zamanlamaydı.
- Yani bugüne kadar çok teklif aldın ama hiçbirini kabul etmedin...
Evet, çok dizi film teklifi aldım ama kabul etmedim. Çok film senaryosu geldi, hepsini geri çevirdim. Çünkü hiçbirinde kendimi bulamadım, kendimi göremedim. Bu reklam kampanyası geldiği zaman, yönetmen Hakan Yonat ile birlikte dersimizi çok çok iyi çalışmamız gerektiğinin farkındaydık. Çünkü bu tür firmalar, kurumlar sana markalarını emanet ettikleri zaman o ciddi anlamda bir risk taşır. O konuda sorumsuzca davranamazsın. O yüzden aldığımız sorumluluğu bilerek, çalıştık.
- Birçok kişi için de Mustafa Sandal’ın sergilediği performans sürpriz oldu...
Evet bu kampanyanın çok fazla eleştirilecek bir tarafı yok. Oyunculuğum da eleştirilmedi. Dediğin gibi belki de kimse benden böyle bir performans beklemiyordu. Güzel olan tarafı da bu zaten Sema. Sürprizler ne zaman kıymetlenir, beklenmediği zaman. Ben kariyerim boyunca seyirciye, izleyiciye sürpriz yapmaktan keyif alan biri oldum. Bunun da bu boyutta sürpriz olması beni ve tüm ekibi mutlu etti.
ASLA DİZİ FİLM YAPMAM
- Peki, değişik karakterleri canlandırman da bir iddia...
Ben bu reklam kampanyasında anti kahramanı oynuyorum. Yani Mustafa Sandal’ı oynamıyorum. Bu bir tesadüf değil. Benim kariyerime, sektördeki duruşuma çok şey katacağı için bu yola gittik. Kendimi oynasaydım bu kadar iyi tepkiler olmayabilirdi. Zaten Mustafa Sandal’ı canlandırmamak beni çok heyecanlandırdı. Çekim anında ışık şefinin bakışları, diğer çalışanların enerjisi olayın sana nereye gittiğini anlatıyor. Yani ‘Çıksın da bakalım ne olacak’a kadar gelmiyor iş. Mutfaktayken anlaşılıyor. Sonuç olarak başarılı bir iş yaptığımıza inanıyorum.
- Çekimler başlamadan önce hiç profesyonel bir destek aldın mı?
Hayır almadım. Ben çocukluğumdan beri çok film seyrederim. Film sektöründeki birçok insanın seyretmediği kadar film seyrediyorum, gözlemliyorum. Zaten besteciliğin en önemli altyapılarından biri de gözlemci olabilmektir. Benim de bir gözlem yeteneğim var. Orada çok ciddi bir birikim var tabii.
- Şimdi sinema teklifleri de gelmiştir?
İlk reklam filminden bu yana saymadım ama sekiz, dokuz tane sinema filmi teklifi geldi.
- Hatta gelen tekliflerden bir tanesi Amerika’da çekilecekmiş, doğru mu?
Evet. Şimdi bu film aslında... Ya neyse şimdi söylemeyeyim. Filmin yönetmenine ve prodüksiyon firmasının sahibine saygısızlık etmek istemiyorum. Belki onlar projeyi sır tutmak istiyorlardır.
- Peki kabul ettin mi bu teklifi?
Bir kere şuna açıklık getireyim. Reklam filmindeki başarılı oyunculuğumun arkasından, ‘Evet ben çok başarılı oynadım, şimdi aslanlar gibi sinema filmi yapacağım’ gibi bir bakış açım yok. Ben müzik yapmak istiyorum ve müzik yapmayı seviyorum. Bunu yapmaktan çok büyük keyif alıyorum. Bundan sonra herhangi bir filmde oynarsam, senaryosuna çok inanmamla birlikte o projenin bana çok çok keyif vermesi gerek. Asla televizyon dizilerinden oynamayı düşünmedim, hiçbir zaman da düşünmeyeceğim. Bu reklam kampanyasından önce sinemaya bakışım nasılsa, şimdi de aynı. Beni cezbetmesi gerek. Bütün bunların haricinde o filmin benim kariyerime çok şey katacağına inanmam gerek. Bir film çekebilmem için hayatımdaki bazı şeylere ‘dur’ demem gerekiyor. ‘Dur’ diyebilmem için de işte o filmin benim için çok önemli olması lazım. İşin gerçek tarafı bu. İleride reklam kampanyaları mutlaka olacak, beni reklamlarda göreceksiniz. Sinema filminde görür müsünüz, görmez misiniz, ben de bilemiyorum Sema. Şu ana kadar gelen bütün tekliflerden bir tanesi bana, ‘bir dakika’ dedirtti. O da işte bu Amerika olayıdır.
HİNT FİLMLERİ İZLEDİ
- Biraz ip ucu veremez misin bu filmle ilgili?
Yok. Onun toplantısını birkaç gün içinde yapacağız. Ondan sonra konuşuruz yine. Söz!
- Bir de stand-up teklifi gelmiş Mustafa, doğru mu?
Menajerimi aramışlar. Ama ben kesinlikle düşünmüyorum. Ancak ben bu oyunculuk işini çok sevdim ve artık bir kapıdan içeri girdim. Müzik ve oyunculuk. İkisini bir teraziye mi koyacağım, müziği biraz hafifletecek miyim, bilmiyorum ki? Önümüzdeki zaman ne gösterecek gerçekten bilmiyorum. Benim gönlüm müzikte. Fakat öyle bir oyun gelir ki bir bakarsın tiyatro sahnesindeyim. Sinema için de aynı şey geçerli. Olur mu, olmaz mı bilemiyorum ki. Ancak hayatın bu bölümünde iyi şeyler olacağını hissediyorum ki güzel şeyler de gelmeye başladı. Neden olmasın, mal meydan da, olay ortada.
- Yani, oyunculuk adına sergilediğin performanstan memnunsun?
Mutlaka eksiğim vardır ama ben şu an mutluyum. İyi olduğunu düşünüyorum.
- Drama ya da komedi desem...
Ben ikisini de seviyorum. Daha doğrusu gözümü kapattığım da kendimi orada görebiliyorum.
-
Bu reklam filminden 2-3 milyon dolar arasında bir rakam aldığın söylediyor?
Yok o kadar almadım. Ama mutlu olacağımız bir rakama anlaştık.
- Peki Hintli karakteri canlandırırken aksan için özel bir çalışman olmuş, onu anlatır mısın?
Herhalde 20 tane Hint filmi izlemişimdir. Ama oturup da hepsini baştan sona izlemedim. Çünkü benim en zayıf olduğum aksan, Hint aksanıydı. İkinci film olduğu için de grafik yükselecekti, o yüzden biraz tedirgindim. Ancak kader mi diyeyim bilmiyorum, bu çekimden bir hafta önce Pakistan konserim vardı. Allah’ın bir lütfu işte. Pakistan’da kaldığım süre içinde sürekli televizyon izledim. Bir müzik kanalı vardı ve o kanalda Pakistan aksanıyla İngilizce konuşuyorlardı. Dolayısıyla televizyonu hiç kapamadım. Ayrıca bu çok komik, oda servisi yapan bir garson vardı. Çok şekerdi. Ben onu aldım, iki ya da üç saat boyunca onunla oda karışlıklı konuştuk. Senaryodaki bazı yerleri ona söylettim, onun söylediklerini telefonuma kaydettim. Epey çalıştım yani.
Nikahım, Dalaman’da bir koyda - Sol parmağında yüzük görüyorum. Yoksa Emina ile gizlice evlendin mi?
Yok hayır evlenmedim. Eylül ortasında evlenmeyi düşünüyoruz. Bunu gizli saklı yapmayı da düşünmüyoruz. Bizim evliliğimiz gerçekleştiğinde herkes duyacaktır.
- Nerede evleneceksiniz?
Güney’de Dalaman’ın bir koyunda.
- Teknen de mi olacak nikah?
Yok teknede değil. Bir koyda yapacağız, inşallah. Çok güzel, sakin bir nikah olmasını istiyoruz. Mesela ben, bildiğimiz damatlık giymeyeceğim. Çünkü kendimi onun içinde hiç düşünemiyorum. Çok hoş bir kostüm giyeceğim.
- Yoksa Hintli damat mı olacaksın?
Biraz öyle olacak biliyor musun Sema?
- Vallahi bir bilgim yoktu Mustafa!
Şaşırdım ben de! Tam Hintli kostümü gibi değil ama biraz o hava var. Bir kere çok rahat bir kostüm olacak. Üstüme giyeceğim gömlek işlemeli falan bir gömlek. Pantolonunu henüz bulamadım. Emina’da öyle değişik şeyleri seviyor. O yüzden onun da gelinliğinin değişik olacağına inanıyorum. Artık Hintli bir gelin mi olur, ne olur şimdilik onu bilmiyorum.
- Sen evliliği kafana koyduğuna göre Emina doğru insan demek ki...
Sen beni çok uzun zamandır tanıyorsun. Dediğin gibi Emina tamamdır. Şunu da söylüyorum. Hayat sürprizlerle doludur. Yarın bir gün ne olur bilemem, Allah her şeyin hayırlısını versin. Ama biz şu anda Emina ile gerçekten çok iyi anlaşıyoruz. Niyettir önemli olan. Bizim bir yuva kurmaya niyetimiz var. Allah o niyetin yolunu da açık etsin.
Tarkan’ı nasıl buluyor- Tarkan’ın yeni reklam kampanyası ile senin ikinci filmin aynı dönemi denk geldi. Yine kader sizi karşı karşıya getirdi Musti...
Yine böyle denk geldi değil mi? Ben bir süredir yurt dışındaydım, dolayısıyla Tarkan’ın yeni reklamını izleyemedim. Bildiğim kadarıyla şu anda da yayında değil. O yüzden bir yorum getiremeyeceğim. Ben bir reklam filminde oynadım, o reklamın başarısı beni ilgilendiriyor. Takdirini izleyenler veriyorlar. O iyiydi, bu kötüydü diyerek bu duruma ekstra katabileceğim bir yorum yok yani. Ama şunu söyleyebilirim, biz çok homojen bir ekibiz. Arada kocaman bir ajans, bilmem kaç tane kreatif direktör, bilmem kaç tane senarist yok. Belki de bu kampanyanın başarısının en büyük sırrı, mutfağımızın çok küçük olmasıdır.