Bir senedir mahzende yaşıyorum

Güncelleme Tarihi:

Bir senedir mahzende yaşıyorum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2011 00:00

‘Özledim’, ‘Namert Olayım’, ‘Ben Sevdalı Sen Belalı’ gibi 300’den fazla bestenin sahibi Selami Şahin (63), müzikte 45’inci yılını kutluyor. Kendi sesinden dinlediğimiz şarkıların yanı sıra pek çok yorumcuya da beste veren Şahin, yeni albümü ‘Mahzen’de işte bu şarkıları yorumluyor.

Haberin Devamı

SELAMİ ŞAHİN KENDİ BESTELEYİP BAŞKA ŞARKICILARIN SÖYLEDİĞİ 45 YILIN ŞARKILARINI ‘MAHZEN’ ADLI ALBÜMDE TOPLADI

Üstelik caz soundları kullanıyor. 3 Haziran gecesi Beyoğlu Romeo Juliet sahnesindeki özel performans öncesi Şahin’le buluştuk. Hem kendisinin hem de şarkılarının hikayesini dinledik

AİLE

Türkçe’yi yedi yaşında öğrendim

Annem Mısırlı, babam Hataylı. Üçü erkek, altı kardeşiz. Antakya’nın Yoncakaya köyünde dünyaya geldim. Suriye sınırına çok yakın bir yer. Elektrik, su, hiçbir şey yoktu. Türkçe’yi yedi yaşında köydeki ilkokulda öğrendim. Daha o yıllarda müsamerelere veya kırlara çıktığımda şarkı söylerdim. Öğretmenlerim “Senin sesin çok güzel” derdi. Ama şarkıcı nasıl olunur, nota nedir bilmiyordum. Pilli radyodan müzik dinler, içinde insan olduğunu düşünürdüm.

İSTANBUL

Haberin Devamı

Hiç şiir kitabı okumadım

İlkokul bittikten sonra anne-babamdan izin alıp şarkıcı olmak için yola düştüm. Önce Antakya’da komilik yaptım. Sonra Adana, İskenderun ve Ankara’ya gittim. Bana, “Buralarda şarkıcı olamazsın, İstanbul’a gitmen gerekiyor” dediler. 14 yaşımda İstanbul’a geldim. Beyoğlu Şato Oteli’nde iş buldum, sonra Tarlabaşı’nda bir lokantada çalıştım, ütücülük yaptım. Köy imamının oğlu Nusret Yazıcı’nın Kasımpaşa’da bir kaset dükkanı vardı. Beni Sirkeci Doğubank’a yönlendirdiler, orada Recep Dengin ve besteci İrfan Özbakır’a ait Dengin Plakçılık’ta işe girdim. Bir gün Dengin’e “Sesim çok güzel, bana plak yapar mısınız?” dedim. “Daha Türkçe’yi konuşamıyorsun, ama albüm çıkarmak istiyorsun!” deyince çok üzülmüştüm. Ben üzülünce sesimi dinlemesi için Özbakır’a yönlendirdi. Özbakır, sesimi çok beğendi ve beni Avni Anıl’a yolladı. Derken ilk yazdığım şarkı ‘Bana Yalvarma Artık Ölsem Affetmem Seni’yi okuduğum ilk 45’liğimi çıkardılar. O dönemin önemli besteci ve söz yazarları bana tavsiyelerde bulunup “Kimsenin etkisi altında kalmamak için şiir okuma” dedi. Bu sözü tuttum. Bunu diğer 45’likler takip etti: ‘Tapılacak Kadınsın’ (1982), ‘Seninle Başım Dertte’ (1983) ve ‘Hastayım Sana’ (1985).

KAFATASIMDAKİ YARALARI KAPADIM

Haberin Devamı

Yürüyüş yapıyorum. Yemeklerime dikkat ediyorum. Hiç estetik ameliyat ya da botoks yaptırmadım. Ama yaptırabilirim de... 1986’da bir trafik kazası geçirdim. Önümüze aniden bir kamyon kırdı. Çok yakın bir arkadaşımı bu kazada kaybettim. Yüzümü korumak için kolumla yüzümü kapattım. Kapamasaydım, ön camdan çıkabilirdim. Sağ koluma platin takıldı. Kafatasıma yaralar aldım. O yara alan yerler boş kaldı. Oralara saç ekleme yaptırdım.

BESTE

300 şarkımdan 150’si hit oldu

Notayı kimseden ders almadan, kitaplardan öğrendim. 1975’te, ilk bestem Hürriyet/Altın Kelebek Türk Sanat Müziği dalında ödül kazandı. O şarkı; ‘Yalancı dünya gibi yalancısın sevgilim, sen mevsimler gibisin, değişirsin sevgilim’di ve daha sonra 300’den fazla esere imza attım. Bunlardan 150’si hit oldu. İlham gelip kapınızı çalmalı. Bestelerimde her zaman işlenmemiş bir konu olmasına özen gösterdim. Eğer farklı şarkılar yapamazsam da yırtıp atıyordum.       Çünkü eser demek, kalıcı olan demektir. Aradan 45 yıl geçti ama sahnede
hâlâ çocuklar bile şarkılarıma eşlik
ediyor. Türkiye’de bir yerlere gelmek kolay ama orada kalmak çok zor. Ben de sürekli bir yerlerde kalmak için emek veriyor ve çalışıyorum.

AŞK

Haberin Devamı

‘Özledim’ şarkısını eşime yazdım

Eşim Didem Şahin’le 1984’te tanıştık, bir yıl sonra evlendik. Gar Gazinosu’nda kadınlar matinesinde program yapıyordum. Bir kız geldi ve fotoğrafımı istedi. “Ne kadar güzel bir kızsın, bir yanaktan öpsem” dedim. İzin vermedi. “Son zamanlarda gördüğüm en güzel kızsın, telefonumu yazsam arar mısın?” dedim yine istemedi ama fotoğrafın arkasına numaramı yazdım. Aradan 10 gün geçti, Didem aradı. Randevulaştık, buluşma yerine gittim, karşıma biri geldi ve oturdu. Didem’in annesi. “Babası Karadenizli, sanatçıya asla kız vermez” dedi. Üç kez istedikten sonra evlendik. Şimdi 26 yaşında Lider, 24 yaşında Emirhan iki oğlum ve 15 yaşında İrem adında bir kızım var. Eşime çok şarkı yazdım. Bir dönem turnedeyiz, aylar geçmiş... Bir gün eşim, “Bu eve akşam olmadan gel kurban keseceğim” dedi ve ben de “Akşam olmadan güneş batmadan gel, beni yalnız bırakma” şarkısını yazdım. Bir gün Didem’le şiddetli tartıştık. O da sinirle “Gidiyorum bu evden, sana dayanamıyorum artık” dedi. O kapıdan çıkınca “Gitmek istiyorsan durma hemen git ardından bakarsam namert olayım” şarkısı ortaya çıktı. ‘Özledim’ ve ‘Başımın Tatlı Belası’ şarkıları da onun içindir.

Haberin Devamı

EN SEVDİĞİ ŞARKILAR NASIL YAZILDI

ALBÜM

Şarkılarım yıllandı diye albümün adı ‘Mahzen’

Hit olmuş ama daha önce başka sanatçılar tarafından yorumlanmış şarkıları bu sefer benden dinleyeceksiniz. Bu albüm için çok değerli aranjör Aykut Gürel’le çalıştım. Albümde caz müziğine yatkın şarkılarım arasından 10’unu seçtim. Poll Production’dan çıkacak albümün ismi ‘Mahzen’. Şarap mahzende yıllanır derler ya, şarkılarım da şarap gibi yıllanıyor. Bu proje için ekipçe çok çalıştık. Bir yıldır mahzende yaşıyorum diyebilirim. Albümün proje koordinatörlüğünü oğlum Lider Şahin üstlenirken, styling’imi Serkan Büyükavşar yaptı. Okumalarımı, kendi tarzımı bozmadan Batı sound’una uyarladım. Bu proje bir seri şeklinde de devam edecek. Sonraki albümlerin birinde Türk Sanat Müziği’ne yakın eserlerimi, diğerinde türkülere yakın olanları toplayacağız. ‘Mahzen’ albümünden sonrada tamamen yeni şarkılarımdan oluşan bir albüm projesine başlamayı düşünüyorum. Fransız şarkıcı Enrico Macias da yeni yaptığım bir besteyi yorumladı.

Haberin Devamı


- Tanju Okan yakın arkadaşımdı. Bir gün “Bana güzel bir şarkı yap, beni anlatan” dedi. Aldım elime kadehimi, sigaramı... Bir anda kağıda “Benim en iyi dostum içkim sigaram ama onlar da terk ederdi olmasa param” sözleri dökülüverdi.
- Bekarlık zamanında bir sevgilim vardı. Çok kıskançtı. “Oraya bakma, buraya kafanı çevirme” diyordu. “Seninle başım dertte, ne yapsam bilmiyorum” şarkısı çıktı.
- Bir başka beraberliğimde, olmadı, yürümedi ama alışmaya başladığımı fark ettim. “Alışmak sevmekten daha zor geliyor” şarkısını yaptım.
- Bir gün bir arkadaşım sevgilisini anlattı. Kız ona ümit verip bırakmış. 1979’da “Aşk çemberi sarmış dört bir yanımı (Tanrım)” ortaya çıktı.
- Bekarlık döneminde Silivri’de bir çadırda tatil yapıyoruz. Ben yeni yeni ünlenmişim. Almanya’dan gelen bir kız sürekli bana bakıyor. Kızı dansa davet ettim. İki gün beraberlik oldu. Bir gün kahvaltıda kızı bekliyorum baktım yanında bir adam, meğer Almanya’dan sevgilisi gelmiş. Uzaktan bakışlarıyla özür diledi. İçimden “Eva, Eva.. ne kadar yalancısın sen” dedim ve peşinden “Yalancı dünya gibi yalancısın sevgilim, sen mevsimler gibisin değişirsin sevgilim”i yazdım.
- Zeki Müren beni Maksim Gazinosu’na çağırdı. “Albümümü sen yap ve yönet” dedi. Benim için sahneden, “Eskimeyen dostum; doktorum” dedi, çok hoşuma gitti. Böylece, “Ne zaman gelirsen gel başıma taç olursun sen benim eski değil eskimeyen dostumsun” şarkısını yaptım. 30 şarkımı okudu, müzik şirketim Lider Müzik’e dört albüm yaptı. Yeri asla dolmaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!