Bir sayfada öykü bir sayfada yemek
Güncelleme Tarihi:
Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2007 00:00
Son yıllarda hobilerini internete taşıyarak yemek siteleri açan, yeni yemekler deneyerek bunları başkalarıyla paylaşan kadınların sayısı çok arttı. Bu başarılı sanal yemek yazarlarının arasına bu yıl başında katılan Zeynep Fidan (28), işi daha da ileriye götürdü, kendi anılarından esinlenerek yazdığı öykülerle yemek tariflerini birleştirdi ve "Bir Porsiyon Öykü" adlı kitapta topladı.
Yemek masası başında yapılan sohbetler, ailece yenen akşam yemekleri, pazar kahvaltıları, çocukluğun unutulmayan tatları: Yemekler her zaman anıları çağrıştırır, anılar da yemekleri. Marcel Proust’un "Geçmiş Zaman Peşinde" adlı romanındaki madlen öyküsü meşhurdur. Çocukluğunda yediği madlenin tadı, anlatıcıyı bütün ömrü boyunca geçmiş zamana götürür.
Zeynep Fidan’ın kitabı "Bir Porsiyon Öykü" tatlarla anılar arasındaki sıkı ilişkiyi ortaya koyuyor. Kelime Yayınları’ndan çıkan kitapta 43 kısa anı ve 43 yemek tarifi var. Örneğin, çocukluğunun geçtiği mahallenin kasabı Ahmet Dede’nin ondaki hatırası büyük. Çocuk diliyle Apapam dediği mahalle kasabı, küçük kız için özel olarak pirzola ayırırmış.
Kitapta, bu anının anlatıldığı öykünün karşı sayfasında bezelye püreli pirzola tarifi yer alıyor. Veya annesinin ani bir misafir geldiğinde kendisini Dilek Pastanesi’ne nasıl gönderdiğini anlattıktan hemen sonra, muzlu rulo pasta tarifine sıra geliyor.
HANGİSİ HANGİSİNE SOS OLDU, BİLMİYORUM
Zeynep Fidan (28), Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden mezun. 2,5 yıldır evli. Eşinin bilişim şirketinde muhasebe bölümünde çalışıyor. İşini, şirketin hesaplarının kontrolü açısından son derece önemli görüyor ama aslında gönlünde edebiyat ve yemek yatıyor. "Bir Porsiyon Öykü"nün ortaya çıkışını şöyle anlatıyor:
"Okuma yazmayı öğrendiğim günden beri günlük tuttum, anılarımı yazdım. Onlarca defter doldurdum. Lise sıralarında öykü yazmaya başladım. Günün birinde bunları kitap haline getiririm diye planlar yapardım. Bu arada yemeğe merak saldım. Güzel yemekler yapıp güzel sofralarda dostlarımla sohbet etmek, bana zevk vermeye başladı. Sonunda iki hobimi bir araya getirip internet sitesi kurdum. Burada hayata dair yazılar yazıyorum, ilgi de görüyor. Arkadaşlarım yemek tariflerini bize de ver dediler. Bunun üzerine site de yemek tarifleri ağırlıklı oldu. Sonra eşimin tavsiyesi üzerine buradaki anıları ve yemek tariflerini kitapta topladım."
Öykülerle yemeklerin aynı kitapta karşılıklı sayfalarda yer alması çok alışılmış değil. Zeynep Fidan kitabın ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: "Bir Porsiyon Öykü, ne bir yemek kitabı ne de öykü... Bu anılarda sadece yemeklerin lezzeti değil, bir çocuğun gözünden aile kavramını, mutfak sohbetlerini, yemeklere lezzet katan sevgiyi yansıtmaya çalıştım. Öyküler mi tariflere, tarifler mi öykülere sos oldu, bilmiyorum."
Káh İstanbul sokaklarında bir gezinti yaptıran, káh kendi kuşağından insanların çocukluk dönemindeki yaşam tarzını, alışkanlıklarını, oyunlarını hatırlatan Zeynep Fidan, yer verdiği yemek tariflerinin fotoğraflarını da kendisi çekmiş.
Zeynep Fidan’ın kitabı "Bir Porsiyon Öykü" tatlarla anılar arasındaki sıkı ilişkiyi ortaya koyuyor. Kelime Yayınları’ndan çıkan kitapta 43 kısa anı ve 43 yemek tarifi var. Örneğin, çocukluğunun geçtiği mahallenin kasabı Ahmet Dede’nin ondaki hatırası büyük. Çocuk diliyle Apapam dediği mahalle kasabı, küçük kız için özel olarak pirzola ayırırmış.
Kitapta, bu anının anlatıldığı öykünün karşı sayfasında bezelye püreli pirzola tarifi yer alıyor. Veya annesinin ani bir misafir geldiğinde kendisini Dilek Pastanesi’ne nasıl gönderdiğini anlattıktan hemen sonra, muzlu rulo pasta tarifine sıra geliyor.
HANGİSİ HANGİSİNE SOS OLDU, BİLMİYORUM
Zeynep Fidan (28), Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden mezun. 2,5 yıldır evli. Eşinin bilişim şirketinde muhasebe bölümünde çalışıyor. İşini, şirketin hesaplarının kontrolü açısından son derece önemli görüyor ama aslında gönlünde edebiyat ve yemek yatıyor. "Bir Porsiyon Öykü"nün ortaya çıkışını şöyle anlatıyor:
"Okuma yazmayı öğrendiğim günden beri günlük tuttum, anılarımı yazdım. Onlarca defter doldurdum. Lise sıralarında öykü yazmaya başladım. Günün birinde bunları kitap haline getiririm diye planlar yapardım. Bu arada yemeğe merak saldım. Güzel yemekler yapıp güzel sofralarda dostlarımla sohbet etmek, bana zevk vermeye başladı. Sonunda iki hobimi bir araya getirip internet sitesi kurdum. Burada hayata dair yazılar yazıyorum, ilgi de görüyor. Arkadaşlarım yemek tariflerini bize de ver dediler. Bunun üzerine site de yemek tarifleri ağırlıklı oldu. Sonra eşimin tavsiyesi üzerine buradaki anıları ve yemek tariflerini kitapta topladım."
Öykülerle yemeklerin aynı kitapta karşılıklı sayfalarda yer alması çok alışılmış değil. Zeynep Fidan kitabın ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: "Bir Porsiyon Öykü, ne bir yemek kitabı ne de öykü... Bu anılarda sadece yemeklerin lezzeti değil, bir çocuğun gözünden aile kavramını, mutfak sohbetlerini, yemeklere lezzet katan sevgiyi yansıtmaya çalıştım. Öyküler mi tariflere, tarifler mi öykülere sos oldu, bilmiyorum."
Káh İstanbul sokaklarında bir gezinti yaptıran, káh kendi kuşağından insanların çocukluk dönemindeki yaşam tarzını, alışkanlıklarını, oyunlarını hatırlatan Zeynep Fidan, yer verdiği yemek tariflerinin fotoğraflarını da kendisi çekmiş.