OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 26, 2000 00:00
bir resim: gözleri yok! 1.kovduğumda seni, günler öncesiden yazılmış bir tiyatroda oynuyordum. yeniden 'git' diyorum ve çok tutulmuş bir oyunun gölgesine sığınıyorum. bana, aslında sevginin hiç olmadığını öğrettin; seni seviyorum…2.başladığı şehirlerden bitsin diye aşk; yolculuk kaldı bir adımız. Saçlarımız uzamadı bir zaman, ve tırnaklarımız…düşlerin yılgınlığı değil miydi, gemilere binip de bir gün uzaklara gidişin…3.sonunda bitirdim küskün bir kitabı. ağlayan bir günde ağlayan / kapalı bir şiirdi yüzün sonunda bitirdim; kendimi de…oysa okulum bitecekti ve ben gidecektim bu şehirden…4.gelmeyeceksin biliyorum; gelirsen gitmeyeceksin… uzaklarda bir yerlerde shakespeare var bir aynada. olmak ya da olmamak arasında gidip geliyor; gelip gidiyor katranlı camın ardında... bir resim: yüzüyollaradönükmemelerisırtında…5.babam cennetini yazıyor elleriyle, çoğaltıyor cennetini. sonra çekilip köşesine ağlıyor benim için; bir ömürden yitirdiği…iki kişiye bir oyun düşmüştür çünkü, biliyor, ateist olacağını cami avlusuna bırakılan çocuğun…6.konuşacak hiçbir şey kalmadı, oysa yazılacak ne çok şey… yeniden okuyorum yazdıklarını ve hiçbir şey anlamıyorum yine. cümlelerin kararsız kalışları, anlamdan anlama sıçrayıp, sonunda kendileri bile olamayışları,hakkın yoktu şehri sensiz bırakmaya…7.neleri aldığını bilmez deniz, yutarken, denize ilk çıkmış miçonun yanağındaki gülüşü…8.unutmak diyorum; belki de… uzakları unutmak sandık adımızı. aşklar da toplayınca ölülerini bir bir, hiçbir yere koyamadık acemi öpüşlere topladığımız sigara yüklü dudakları. ve yarım kalan ne çok şey… örneğin yağmurlu bir günde hiç sevişmedik seninle. ve gidilmeyen adresler unuttuk çocuk ölülerimizin ceplerinde. silik akşamüstlerinde günceler tuttuk yüreğimize… ve yarım kalan ne çok şey…9.aşkı bilmiyorduk, aşk oluyorduk yine de. ve sesimizi fırtına öncesi sessizliğe yoruyorduk. sonra terk ediyorduk şehri bir tren yolculuğuna…bu şehir o deniz miydi alıp götüren sesini yasaklı günlerle sevişmeye?10.bir resim: yanılsamabirdenbire görünüveriyorsun kapıda o bidik gülüşünle. nasıl da benziyorsun penelope' nin resmine, orada, tam karşımda,günü gelir şiiri de bırakırsın, diyorsun, derin boşluklarına gömülerin… hiç intihar etmedim oysa biliyorsun.11.intiharı yaşadığım günlerdi, bir şiir dosyası vermiştim sana; ölmekten konrtuğum için… şiirlerimi okuyup şimdi kendimi doğurmak için, arka bahçelerinde kentin bütün evlerinin çocukluğumu arıyorum… oysa okullar hep bitiyor ve çocuklar da gidiyor kentlerden…bir resim: ölüleriniyakançocuklar12.akşama dönerim öpücüğüyle çıktığım kapılarda, kravatımın ve ceketimin utangaç lekesi durdu hep yanağımda. tenimizde soyunup yatan ses uyumuydu aşk.
akrep kucaklayınca yelkovanı, çekip aldım kendimi yolculuklardan.13.'adres bırakmadan ayrılmıştır' yazılı mektuplarda, gittiÄŸin ve gidebileceÄŸin bütün kentleri öldürdüm ÅŸimdi; kendi kentimi de…zaten sengamzende göz yaşıgüzel deÄŸildin…Ali Hikmet EREN - 26 Temmuz 2000, ÇarÅŸamba Â
button