Bir ölür bin dirilir

Senaristliğini ve yönetmenliğini Büşra filmiyle de tanıdığımız Alper Çağlar’ın üstlendiği filmde Çağlar Ertuğrul ve Ufuk Bayraktar başrollerde.

Bir yanda Dağ, diğer yanda Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2.
Bu hafta sonu gençler Alacakaranlık Efsanesi’ne ve Dağ’a gidenler olarak ikiye ayrılacak.
Memleket meselesi, asker hikâyesi diyenler Dağ’ı seçerken, Bella, Edward ve Jacob’ı son kez birlikte görmek isteyenler Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2’ye koşacak.
Alacakaranlık Efsanesi’ne gidecek kitle belli, ilk filmlerin takipçileri merakla beklenen bu final bölümünü kaçırmayacaklardır.
Dağ ise daha bizden bir film.
‘Bir ölür bin dirilir’ cümlesi üzerinden milliyetçi söylemlerle birlikte iki askerin ölüm kalım mücadelesi üzerine odaklanıyor.
Bir askeri birlikten gönderilen dört kişilik ekip, hiç beklenmedik bir şekilde terörist pususuna düşüyorlar.
Komutanlar ölürken, hayatta kalan iki asker, ilk kez aralarındaki çekişmeyi bir kenara bırakıp esas düşmana karşı beraber mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
İki tüfek, dört şarjör ve arızalı bir telsiz dışında sahip oldukları tek şey hayatta kalma içgüdüleri ve güçlü iradeleri.

KISA DÖNEM UZUN DÖNEM TARTIŞMASI

İstanbullu Oğuz, bedelli askerlik yerine vatani görevini kısa dönem olarak bölüğünde yerine getirmeyi tercih ediyor. Keçiörenli Bedir ise ne askerlerle ne komutanlarla iyi geçinebilen, başlı başına arıza bir uzun dönem er. Asiliğinden dolayı aldığı cezalarla askerliği sürekli uzuyor. Oğuz ile sürekli dalaşan ve ona ters giden Bedir, “Poşetsin sen” diye küçümsediği dönemdaşıyla omuz omuza mücadeleye girdiğinde aralarında bambaşka bir dostluk ve bağlılık başlıyor.

BAŞROLLERİN KİMYASI TUTMUŞ

Dağ’ın dağda geçen sahneleri gerek görüntüler gerekse de senaryo, diyaloglar ve oyunculuklar açısından gayet iyi.
Araya giren dolgu hayat hikâyelerdeki aksamalar ise filme sekte vuruyor.
Filmin genç yönetmeni ve senaristi Alper Çağlar, 2004 yılından beri çok sayıda tanıtım filmi ve ödüller alan kısa filmlere imza atan bir isim.
Dağ filminde bıçkın serseri askeri Bekir’i oynayan, Zeki Demirkubuz’un keşfi Ufuk Bayraktar, aynı filmde canlandırdığı asker gibi bir askerlik dönemi geçirmiş. Askerliği 21 ay sürmüş.
Bayraktar, yeni nesil Türk sinemasının en yetenekli oyuncularından biri olduğunu burada da kanıtlıyor.
Filmin diğer başrol oyuncusu Çağlar Ertuğrul ünlü oyuncu Jack Gyllenhaal’e benzerliğiyle gündeme gelse de oyunculuğundan da söz edilmesi gereken bir isim. Yıldızı parlayanlardan olacağına şüphe yok.

MÜSLÜM GÜRSES’TEN AFFET

Alper Çağlar, milliyetçi ve militarist duyguları besleyen bir film çekmiş.
Dağ’ın Nefes’le karşılaştırılması kaçınılmaz. Ancak Nefes’in geçirdiği samimi duyguları veremediğini üzülerek söylemem gerek.
Görüntü kalitesi ve başrol oyuncukları ise gayet başarılı Dağ’ın.
Uzun dönem, kısa dönem, paralı askerlik karşılaştırmaları da filmin en belirgin söylemlerinden.
Dağda ölüm kalım savaşı veren iki askerin aralarındaki tartışmaların çoğu buradan çıkıyor.
Ufuk Bayraktar’ın Müslüm Gürses’in Affet’i eşliğinde döktürdüğü sahneyeyse dikkat diyorum.
Nefes’le ‘Götür Beni Gittiğin Yere’ şarkısı yeniden gündeme gelmişti.
Dağ ise ‘Affet’i patlatacak gibi görünüyor.

DAĞ

Yön: Alper Çağlar
Oyn: Çağlar Ertuğrul, Ufuk Bayraktar, Fırat Doğruloğlu, Mesut Akusta
Tür: Dram
Süre: 90 dk.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

THE TWILIGHT SAGA: BREAKING DAWN PART 2
ALACAKARANLIK EFSANESİ: ŞAFAK VAKTİ BÖLÜM 2

Yön: Bill Condon
Oyn: Kristen Stewart, Robert Pattinson, Taylor Lautner, Billy Burke, Peter Facinelli, Elizabeth Reaser, Kellan Lutz, Dakota Fanning
Tür: Dram, Aksiyon
Süre: 115 dk.

Alacakaranlık’ta sona gelindi

Dört yıl boyunca maceralarını, aşklarını, arkadaşlıklarını, kavgalarını izlediğimiz vampir Edward, kurt adam Jacob ve insanken vampire dönüşmesini tanık olduğumuz Bella’ya veda etme vakti geldi. Alacakaranlık serisi, son kitap olan Şafak Vakti’nin 75 milyon dolarlık ikinci sinema filmiyle final yapıyor. Filmin en can alıcı sahnesi Edward ve Bella’nın kızları Renesmee’yi korumak isteyen Cullenlar’ın Volturi klanıyla yaptığı destansı kavga. Kitapta 25 sayfa yer tutan bu savaş görkemli bir sahneyle perdeye taşınmış. Doğum sırasında ölümden dönen ve artık bir vampir olan Bella, yeni ailesi ile yaşamaya alışıyor. Edward ve Jacob arasındaki sular durulmuş. Jacob duruma alışmış. Edward ve Bella’nın hızla büyüyen kızları Renesmee (ki Renesmee’nin bebeklik hali için kullanılan görsel efektler fazlasıyla sırıtıyor, komik ve amatör duruyor) son bölümdeki sorunların merkezinde yer alıyor. Denali klanından Irina, Renesmee’nin ölümsüz olacağını düşünüp bunun yaratacağı sorunları dile getirince Cullenlar Renesmee’yi Denali, Amazon, Mısırlı, İrlandalı ve Romanyaılar’ı da kapsayan, başını Aro’nun çektiği Volturi klanına karşı korumak için yabancı vampir klanlarıyla güç birliği yapıyorlar. Stephenie Meyer’ın milyonlarca satan Alacakaranlık roman serisinden Melissa Rosenberg tarafından senaryolaştırılan Alacakaranlık Efsanesi’nin son filminde Kristen Stewart, Robert Pattinson ve Taylor Lautner üçlüsünü başrollerde son kez beraber seyrediyoruz. Alacakaranlık filmleri devam ederken bile farklı projelerle karşımıza çıkan bu üç genç ve başarılı ismi önümüzdeki zamanlarda farklı rollerle de olsa daha sık göreceğimize şüphe yok.

GÖZETLEME KULESİ

Yön: Pelin Esmer
Oyn: Olgun Şimşek, Nilay Erdönmez, Menderes Samancılar, Kadir Çermik
Tür: Dram
Süre: 100 dk.

Suçluluk duygusundan arınmaya çalışıyorlar

Oyun ve 11’e 10 Kala filmlerinden hatırladığımız Pelin Esmer’in Adana Altın Koza Film Festivali’nden En İyi Yönetmen dahil olmak üzere 5 ödülle dönen filmi Gözetleme Kulesi, suçluluk duyguları ağır basan iki yalnız insanın hayata tutunma ve arınma öyküsünü anlatıyor. Nihat ıssız bir ormanın tepesinde bir yangın gözetleme kulesine bekçi olarak sığınmış. Seher ise Tosya’da otoyol kenarında küçük bir otogara kendisini zor atmış. Başkalarından kaçarken birbirlerine denk gelen bu iki insan suçluluk duygularına karşı, kendi kendilerine verdikleri savaşı birlikte sürdürmek zorunda kalıyorlar. Pelin Esmer’in kaleminden ve yine kendi yönetmenliğinde beyazperdeye aktarılan Gözetleme Kulesi’nin baş rollerini Olgun Şimşek ve Nilay Erdönmez paylaşıyor.