Güncelleme Tarihi:
Kızım, abisinin odasına taşındı, boşalttığı odayı da annesi çalışma odası... yahu bizim dilimiz de ne kadar yetersiz yahu, 9-10 kelimelik bir cümlede 3 kere ‘oda’ kullanmak zorundayım. Neyse, ... annesi ‘büro olarak’ sahiplendi. Yazıcı ve tarayıcı buradaki bilgisayara bağlı, arada bizler de kullanıyoruz... da, üç dört gündür, bu odaya ayaklarımızın ucuna basa basa giriyoruz, gürültü etmemeye itina ediyoruz, sert hareketler yapmıyoruz... ki genç loğusayı ürtükmeyelim!
Ürkütürüz, kaçar gider, sonra yavrusu üşür diye korkuyoruz.
Kiracımız... kuluçkaya yatan bir güvercin!
Pencerede kepenk var, üç parça. İkisini sabahları açıyoruz-duk daha doğrusu, demek ki üçüncüsü epeydir kapalı duruyormuş. Güvercin (karım geçen sene de burada bir yuva vardı, diyor, tabii aynı ana mı, bilemeyiz) kepenkle camın arasına yuva yapmış, biz fark ettiğimizde içinde iki yumurta vardı.
Günlerdir kepenklere el sürmüyoruz, odaya itinayle girip çıkıyoruz, sessiz hareket ediyoruz. Yuvanın ağzına bir plastik kap yerleştirdik, içine (anne yokken) ekmek, pilav filan koyuyoruz.
Yani, ailece torunların doğumunu bekliyoruz!
Tabiatla bu kadarcık bir kavuşmaya bile o kadar susamışız ki...