Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2008 00:00
Naim Dilmener, pop müzik tarihi denince akla gelen birkaç isimden biri. Gazete yazıları, radyo programları, kitapları ve partileriyle müzik severlerin hep hayatında oldu. Birçok kişi onu 45’lik sevdasından dolayı teknolojiden uzak sansa da Dilmener aslında müziği ilgilendiren her teknolojiyi çok yakından takip ediyor. En son çıkan ürünleri hemen alıyor. Aletleri kullanmayı azimle öğreniyor. Müziğe tutkun Dilmener’le 45’liklerden MP3’e kadar müziğin hayatına kattıklarını konuştuk.
Çocukluğu Mardin’de geçen Naim Dilmener (53), müzik dolu evlerde büyüdü. İlk keşfettiği müzik çalar, dedesinin taş plak çalan gramofonuydu. Kendine ait ilk müzik çaları da babasının eve sürpriz yapıp getirdiği makara teypti. Bu teyplerin kasetleri, bugünün mikro kasetlerinden çok daha büyük boyuttaydı. Dilmener, o yıllardaki teknolojinin bugünle kıyaslanamayacak kadar geri olduğunu söylüyor: "Makara kasetlerde şarkıyı başa sarmak çok zordu. Bazı şarkıları art arda dinlemek için sürekli teybin başında durmanız gerekirdi. Bu yüzden plakçıdan sevdiğim şarkıları arka arkaya kaydetmesini isterdim. Mesela Fikret Kızılok’un "Vurulmuşum" şarkısını 20 kere kaydettirdiğimi hatırlıyorum."
16 yaşında İstanbul’a geldiğinde hem taş plağı hem de makara teybi olan Dilmener, makara teybinden uzun süre vazgeçemedi. 1970’lerin ortasında ise yeni bir teknoloji olan mikro kasetlerle tanıştı. Günümüzde dayanıklılık ve ses kalitesi bakımından yetersiz gözüken kasetler o dönemin müzik dinleme alışkanlıklarına, özellikle küçük boyutları yüzünden büyük kolaylık getirdi. Dilmener, kaset formatı çıktıktan sonra ilk yurtdışı seyahatinde deliler gibi değişik renklerde kaset aldığını dün gibi hatırlıyor.
SOKAKTA MÜZİK DİNLERKEN DELİ GÖZÜYLE BAKARLARDI
Üniversitede müzik dinlemek için okuldan çıkar çıkmaz bir telaş eve koşardı. Müzikle bu kadar iç içe yaşayan Dilmener’in hayatındaki en büyük devrimlerden biri de tabii ki taşınabilir müzikle, yani walkman’le geldi. İlk walkman’ini bir arkadaşında gördüğünü anlatıyor: "Dikkatimi önce kulaklıklar çekti. Kaset çalan ve taşınabilen bir alet olduğunu öğrendiğimde inanamadım. Düşünün, ben yürüyeceğim ve bütün Ajda Pekkan şarkıları kulaklarımda olacak!"
Dilmener, ilk walkman’ini yurtdışından aldı. "Yürürken müzik dinleyebildiğim için her defasında Allah’a şükrettim. O zaman herkes öyle bir aletle Mozart, Bach falan dinleneceğini düşünürdü. Trende otobüste yanıma gelip ’Ne dinliyorsun?’ diyen çoktu. Cem Karaca dinlediğimi duyunca çok şaşırırlardı." Beğendiği müzik programlarındaki şarkıları kaydedebilmek için kayıt cihazının başında saatlerce oturduğunu da unutamıyor.
İLK ALDIĞIMDA CD’Yİ NASIL TAKACAĞIMI BİLEMEDİM
1980’lerin ortasında bu kez CD reklamlarıyla karşılaştı Dilmener. Şarkıdan şarkıya tek düğmeyle atlıyorsunuz, şarkıcı evinizdeymiş gibi hissediyorsunuz haberlerine inanamadı. CD ile Paris’teki bir müzik marketin raflarında ilk kez karşılaştı. Fakat çok pahalıydı, almak için bir süre beklemek zorunda kaldı. İlerleyen aylarda Türkiye’de kendine bir de Sony CD player edindi.
Dilmener, CD çaları evine götürdüğü ilk gün CD’nin hangi yüzünü çalacağını bilememiş: "O gece yoğun bir telefon trafiği yaptım. Bazı arkadaşlarım resimli kısmı üste gelsin, bazıları ayna gibi olan taraf yukarıda olsun diyordu. İkisini de denedik ama bu kez kablolar yanlış takılmıştı." Bütün problemleri çözüp CD çalardan müziği ilk kez duyduğunda ses kalitesine hayran kaldı.
Bir süre sonra çıkan taşınabilir discmanler Dilmener için yeni bir mucizeydi. Hareket halinde CD dinleyebiliyordu. Bir müzik tutkunu daha ne isterdi. Dilmener, discmani sığacak kadar geniş cepli mont ve paltolar satın alıyordu. En büyük zevki Beyazıt’tan yola çıkıp sırasıyla Cağaloğlu, Babıali, Sirkeci’den geçip vardığı Galata Köprüsü üzerinde rüzgara karşı Ajda Pekkan, Fikret Kızılok gibi sevdiği isimlerin şarkılarını dinlemekti. Bugün de müzik dinlemek istediğinde aynı rotayı kullanıyor.
MP3 ÇALAR SAYESİNDE DAHA BAĞIMSIZ OLDUM
Naim Dilmener, 2001’de ABD’de kasada kendisine uzatılan küçük ve ince bir aletle yeni bir şaşkınlık yaşadı. MP3 çalar denen bu alete internetten istediği şarkıyı yükleyebileceğini öğrendi. "Bu, hayallerimin de ötesindeydi. O kadar küçüktü ki, çakmak cebime bile girebiliyordu! Aleti bana içine şarkı yükleyerek verdiler. Ertesi sabah Boston’da parka gidip ilk kez MP3’ten müzik dinlemenin keyfini yaşadım."
Birkaç yıl önce internetten şarkı indirmek şimdiki gibi kolay değildi. Fakat zamanla yüksek hızda internet bağlantıları hayatımıza girdi. Şarkıları saniyeler içinde bilgisayara indirmek Dilmener’in de hayatını kolaylaştırdı. Yine de internetten MP3 indirmeyi çok tercih etmiyor. "En son Tarkan’ın albümünü TTNet’ten indirdim. Power Club’dan ve Sibel Tüzün’ün sitesinden de yasal yolla albüm satın aldım. iPod’dan müzik dinlemeyi tercih ediyorum. Şu an iPod’umda sadece Yıldız Osmanova şarkıları yüklü."
WALKMAN’İNİZDE 32 SAAT VİDEO İZLEYİN, MÜZİĞİ KABLOSUZ KULAKLIKLA DİNLEYİN
Tabii müzik teknolojileri de sürekli yenileniyor. Normal boyutlarda bir mini müzik seti de artık içindeki şarkıları USB üzerinden MP3 çalarlarla rahatlıkla aktarabiliyor. Video walkman’ler de müzik ve görüntü kalitesini bir arada sunuyor. 8 GB kapasiteli walkman’lerde 32 saat video izlenebiliyor; 33 saatlik pil ömrü sık şarj etme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Yeni nesil bazı modellerdeki dahili bluetooth modülü sayesinde kablosuz olarak müzik setine, araç teybine, BT kulaklıklara bağlanabiliyor. Sony "noise cancelling" kulaklıklar dış ortam gürültüsünü engelliyor ve sadece müziği duymanızı sağlıyor. Bluetooth kulaklıklar da cihazların hiç kablo bağlantısına gerek kalmadan ses aktarabilmesine yarıyor.
Yeni teknolojileri sürekli takip ediyor
Naim Dilmener iş müziğe gelince teknolojik aletleri kullanmayı çok kısa sürede öğreniyor. Öyle ki 10 bini aşkın CD’si ve birkaç bin plağı bulunan Dilmener CD’lerinin pek çoğunu bilgisayarına aktarmış. Ofisinde dikkatimizi ilk kez gördüğümüz bir müzik aleti çekiyor. Dilmener, Vinyl Station adlı aleti şöyle anlattı: "Hep CD’den veya plaktan boş kasetlere ne kolay kayıt yapardık diye düşünüyordum. Bu cihazın da üstteki bölmesine 45’lik plağınızı koyuyor, alt kata boş bir CD yerleştiriyorsunuz. Plaktaki şarkılar yüksek ses kalitesiyle CD’ye aktarılıyor."
Dilmener, albümlerdeki son teknolojileri de yakından takip ediyor. Kylie Minogue’un son albümünü flash belleğe kaydederek yayınlamasını heyecanla anlatıyor. Ofisindeki bir tarafı plak, diğer tarafı CD olan albümler de dikkatimizi çekiyor. Bunun da 1-2 aylık bir yenilik olduğunu söylüyor: "Bu sayede 45’lik almak isteyenlerle CD almak isteyenler tek üründe birleşmiş oldu. Bir de Fransa’da içine şarkılar yüklenmiş MP3 çalarlar var. Bence, bu pazarlama tekniği de yakın zamanda çok popüler olacak."
Şarkılar artık mail’ime geliyor
Eskiden dinlemem gereken müzikler bir kayıt üzerinde bana gelmek zorundaydı. Şimdi mail’ime bir dolu şarkı geliyor. Dinleyip hemen yorum yazabiliyorum. Mesela; kanalın veya radyonun biri arayıp şu şarkıya ihtiyacım var dediğinde kaydetmem, kuryeyle yollamam gerekiyordu. Şimdi arşivimimin yüzde 90’ı dijital. İstenilen şarkıları mail’e ekleyip hemen gönderiyorum. Adım eski 45’likçiye çıktığı için ve yaşımdan dolayı çoğu kişi bu kadar seri olamayacağımı düşünüyor, teknolojiyi yakından takip ettiğimi görünce çok şaşırıyorlar.