Banu Tuna
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2009 00:00
Bu hafta, başlığı Orhan Pamuk’tan ödünç almış gibi oldum ama derdim Yeni Hayat’la değil. Kişisel gelişim kitaplarına taktım. Hani doğuştan sahip olmadığınız bazı özellikleri kazandırma iddiası olan kitaplara... Sizi daha cesur, güvenli, girişken, anı yaşayan, mutlu birine dönüştüreceğini söyleyen kitaplara... Hiç ciddiye almazdım ama yaptığım araştırma sonucunda işe yarayabileceklerini öğrendim. Ama yine de keramet kitapta değil, sizde.
Kişisel gelişim kitaplarıyla ilgili ilk anım, bir
film. 1960’lardan kalma... Başrolde Doris Day ile Rock Hudson vardı sanki.
Kadının eline bir köpek eğitim kitabı geçer. Sadık bir köpek sahibi olmanın tüm incelikleri anlatılmaktadır. Kadın kitaptaki her şeyi sevgilisinin üzerinde dener ve işe yaradığını görür. Verilen tüm ipuçlarını uygulayarak sadık bir erkek elde eder. Ama galiba filmin ortalarında adam durumun farkına varıyor ve işleri tersine çeviriyordu.
Ergenlik bunalımlarıyla okuduğum aforizmaları saymazsak ikinci anım daha yeni tarihli. Bundan 7-8 yıl öncesine ait. Evlenmek üzere olan bir arkadaşımıza şaka olsun erkekleri kullanma kılavuzu gibi bir şey hediye edilmişti. Meğer bizim kız şakadan anlamıyormuş. Okuduğu herşeyi ciddiye aldı, zavallı nişanlısının üzerinde uygulamaya çalıştı. İşe yaramadığını, geri teptiğini gördükçe hayal kırıklıkları yaşadı. Kararlıydı, erkeklerin nasıl kullanılacağını öğrenecekti ama olmadı. Tarif edildiği gibi bir erkek elde edemedi. Erkeklerin elektrikli cihaz kapsamına girmediğini, kullanma kılavuzuna bakıp işler hale getiremeyeceğini acı tecrübelerle öğrendi. Bu bakımdan kitabın bir işe yaradığını söyleyebiliriz. En azından ne yapmaması gerektiğini anlamıştı.
Daha birkaç gün önce, bir kitapçının çok satanlar rafını karıştırırken kafama yine bu kitaplar takıldı. Rafın büyük bölümünü onlar işgal ediyor zira. Demek kimse kendinden tam olarak mutlu değil. Değişmeyi umut ediyor. İyi de bu kitapları okuyarak değişmek mümkün mü?
Hayat değiştiren kitap denince de akla bu kitaplar geliyor. Ah ah kimse klasikleri okumuyor, hayatı bir Dostoyevski, bir Virginia Woolf kadar kim anlatabilir, diyecek değilim. Ama işin sırrı da “Secret”ta mı yatıyor yani!
Kişisel gelişim kitaplarının atası Doğu kökenli bilgelik kitapları. Tarihi milattan önceye kadar gidiyor. Ancak bu ilk örnekler, şimdikiler gibi ahkam kesmiyor, felsefenin sınırında dolaşıyorlardı. Bugün bildiğimiz anlamda yayınlanan ilk eser 1859 tarihli. Samuel Smiles’ın Self Help (Kendi Kendine Yardım) adlı kitabı. Hıristiyanlık öğretisine dayanan kitabın açılış cümlesi: Tanrı, kendine yardım edenlerin yanındadır. Bu alanda bir başka kilometre taşı da Dale Carnegie’nin 1936 tarihli Arkadaş Edinmenin ve İnsanları Etkilemenin Yolları kitabı.
Sonrası çorap söküğü gibi geliyor ve bu iş pazara dönüşüyor. Pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da pazar lideri ABD. Yılda yaklaşık 11 milyar dolarlık bir pazar orada kişisel gelişim sektörü. Bu kadar para döküldüğüne göre insanların bir bildiği olmalı.
Peki önümüze çıkan her kitaptan medet ummalı mıyız? Elbette hayır. Bir defa hayattaki tüm sorunlar sadece kendinizi değiştirdiğinizde çözülmüyor. Sizinle birlikte bütün bir toplumu sadece kitap okuyarak değiştirmek de mümkün görünmüyor. Üstüne üstlük, kişilik sorunlarını basit cevaplarla halletmek mümkün olsa psikiyatri diye bir bilim dalı olmazdı.
Peki bu kitapları toptan reddetmek mi gerekir? Onun cevabı da hayır. Uzmanlar, iyi yazılmış bir kitabın bir dereceye kadar yardımcı olabileceğini, en azından o güne kadar düşünmediğiniz bir bakış açısı kazandırabileceğini söylüyor.
Önemli olan değişimi devam ettirebilmekİnsanlar hedeflerine ulaştıkları halde mutsuz ve doyumsuz olmaya devam ediyor. O zaman arayış başlıyor ve bu kitaplara yöneliyorlar.
Bir kitap okudum, hayatım değişti diye iddia edebilirsiniz. Ama önemli olan devamını getirebilmek. Değişim emek vermeden mümkün değil. Okuduğunuz bir şey hayatı ele alış şeklinizi, bakışınızı değiştirebilir. Kendinizi yeni gözlerle algılayabilirsiniz ve bu durum sizi çok etkiler. Ama buna devam etmek zor. Kitap bitince bu yeni algı da bitiyor. Kişisel gelişim için yapılan atölye çalışmalarında da bu oluyor. Değişimi destekleyecek bir sosyal çevre ya da zemin yoksa, değişimi sürdürmek mümkün değil.
Bu kitapların iyisi de var, kötüsü de var. İyisini seçmek önemli. Ben açıkçası kişisel deneyimin, yol yürümüş insanların çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ama “Şunu şunu yaparsan, mutlu olursun”, “Karınızdan sıkılıyorsanız boşanın”, “Hayatını değiştirmek istiyorsan işinden istifa et” diyorsa dikkat etmek lazım. Tehlikeli buluyorum yapılması gerekeni söyleyen, açık öneri getiren kitapları.
Bir de kitabın kendisinden çok kitabı okuyacak kişinin hazırlık seviyesi önemli. Ne kadar yararlanmak istiyor o kitaptan, bu çok önemli. İstekli olmak lazım.
Çok sığ kalmakla birlikte, terapiste gidecek imkan yoksa, iyi yazılmış bir kişisel gelişim kitabı insana faydalı olabilir.
Okuyanlar anlatıyorKişisel gelişim kitapları okuyup (ya da okumadan) internetteki forum sitelerine yorum yapanlar ne diyor?
? Bu kitapların kişisel gelişimini tam olarak tamamlayamamış insanlar için olduğunu düşünüyorum. Hepsinde zaten bildiğimiz şeyler yazıyor. Biraz daha derin düşünse insan, o kitaplarda yazanların hepsini zaten uygulayabilir.
? Ben bu aralar o tür kitapları okuyorum, nerelerde yanlış yaptığımı görebiliyorum en azından.
? Birçok gelişim kitabı birbirinin tekrarı bence ama iyi bir kitap çok şey değiştirebilir.
? Yarıyor ama belli etmiyor. Bence tecrübe değerlidir. Sahte tecrübe olmasın yeterli.
? Kişisel gelişim kitapları, şu ana kadar insan ilişkilerinde ve kendine karşı yaptığın hataların farkında olmanı sağlar. Ama kitabı okurken notlar almazsan ve dikkatin dağılırsa bir anlık gaza gelirsin o kadar.