Güncelleme Tarihi:
Deniz İNCEOĞLU
Kızıldeniz’de batıklara dalış yapmasıyla başlayan tarih tutkusunu son 15 yıldır sahaflarda günlerini geçirip bulduğu kitaplarla pekiştirdi. Yeri geldi bir kitap için Paris’e gitti, yeri geldi Osmanlıca öğrendi. Kütüphanesinde iki binden fazla tarihi kitap olan Otay’la araştırma yaparken yaşadıklarını, üzerinde uzmanlaştığı Osmanlı denizciliği ve harp tarihiyle Türkiye’nin sahaflarını konuştuk.
Oğuz Otay’ın kitaplara merakı, 1986’da Marmara Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi’nde okurken, kitap fuarlarını takip etmesiyle başladı. Araştırma tutkusuysa 1994’te iş gereği yaşamaya başladığı Suudi Arabistan’da. Kızıldeniz’deki batık dalışları sırasında, tarih daha çok ilgisini çekti. Bir dergide Türkiye’den bir sahafın, Denizler Kitapevi’nin, ilanını gördü. 1969’da kendi teknesiyle dünya turu yapan Sadun Boro’nun hatıralarını anlatan “Pupa Yelken Kısmet’in Dünya Seyahati” adlı kitabın ilanıydı bu. Hemen sahafın sahibi, eski deniz subayı ve kaptan Turgay Eroğlu’na, kitabı ödemeli göndermesini rica eden bir mektup yazdı. Kitap geldiğinde içinden şu not çıktı: “Oğuz Bey, kitabı yolluyorum. Parası hiç önemli değil. İstanbul’a geldiğinizde hem çayımızı içer, hem de parasını ödersiniz.” Otay, İstanbul’a döner dönmez soluğu Denizler Kitapevi’nde aldı. Sahibi de deniz meraklısı olduğundan ona bir sürü kitap tavsiyesinde bulundu. Otay, “Bu konuda kişisel gelişimim için ilk taşları koyan kişidir Turgay Eroğlu” diyor, minnetini anlatırken.
KİTAP DA YAZDI
Bundan sonra sahaf sahaf gezip deniz temalı kitaplar toplamaya başladı. Çanakkale Boğazı, I. Dünya Savaşı üzerine yoğunlaştı: “Türkiye’ye dönünce ülkenin batık dalışları konusunda bir cennet olduğunu fark ettim. Merkezi de 1915’te Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı Çanakkale Boğazı’ydı. Buradaki kara ve deniz savaşlarıyla ilgili kitaplar topladım. İnceleme için kitaplarda yazan bölgelere gittim. Ardından yine I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın cephesi olmuş Sarıkamış ve Irak’a merak sardım. Hakkında kitaplar topladım.”
1998’de yine tarihi bir batığa dalmak için Çanakkale Boğazı’na açıldı. Teknenin kaptanı, “Burada 35 şehit yatıyor” dedi. Gösterdiği nokta, savaş gemisi tarafından torpillenip batan Mesudiye Zırhlısı’nın bulunduğu yerdi. Ama tüm bilgi bu kadardı. Daha fazlasını merak eden Oğuz Otay, araştırmaya koyuldu. Çanakkale Savaşı üzerine, Genelkurmay Başkanlığı’nca yayınlanmış kitap, yol haritası oldu. Mesudiye Zırhlısı’nın yapıldığı tersane çevresinde araştırma için iki kez İngiltere’ye, bakım onarımının yapıldığı İtalya’ya iki kez ve komutanının isminin bir kasabaya verildiği Avustralya’ya bir kez gitti. Hepsinde orijinal arşivleri araştırdı. Daha fazla bilgiye ulaşabilmek için Osmanlıca öğrendi. Bulduklarını “Mesudiye Zırhlısı Osmanlı’nın Son 40 Yılının Tanığı (1874-1914) Efendi Kapatan Kurtar Bizi” adlı kitabında topladı.
DOSYAYI OKUYUNCA SANDALYEDEN DÜŞECEKTİM
Mesudiye Zırhlısı’yla ilgili kitabımın araştırmalarını yaparken, bir gün yine Denizler Kitapevi’ne uğradım. Sahibi Turgay, “Arkadaş senin eline birazdan beyninin tavana vuracağı bir belge vereceğim. Ayakta bakamazsın bayılırsın, oturman lazım” dedi. Bu tür mübalağalar her zaman olur. Bunun için önce inanmadım. Sonra baktım iş ciddi. Bir dosya çıkardı. İçindekileri görünce neredeyse sandalyeden düşecektim. Mesudiye Zırhlısı, İngiliz denizaltısı tarafından batırıldığında, içinde kapalı kalan denizcilerden bir kısmı hayatta kalmıştı. Kurtarılınca 1940’larda bir gazeteci onlarla röportaj yapmış ama yayınlamamıştı. Dosyanın içinden de bu röportajlar çıktı. Kitabımı oluşturan onlar oldu.
SAHAFLAR SOSYAL KULÜP GİBİDİR
Oğuz Otay, 15 yıldır her cumartesiyi sahaf gezmeye ayırıyor. Bir hafta İstanbul Anadolu yakasındakileri, diğer hafta Avrupa yakasındakileri... Kimi zaman da tüm haftasonunu Ankara, İzmir, Bursa gibi farklı illerdeki sahaflara ya da Paris, Frankfurt gibi yurtdışındaki fuarlara ayırıyor. Onu en çok mutlu edense az da olsa insan ilişkilerinin hâlâ yaşıyor olması: “Son dönemde internetin yaygınlaşmasıyla insanlar artık bilgisayar başında kitap arar oldu. Oysa sahaflara gide gele birbirinizi daha iyi tanır, dost olursunuz. Kimi zaman kitap aramaya değil, sadece sohbet için gidersiniz. Bu sırada sahaf da ‘Tam senlik bir kitap var’ deyip önünüze koyar. Ya da siz merak ettiğiniz konuyu söylerken hemen uygun bir kitabı getirir. Örneğin Sami Önal’ın Sahaf Dil Tarih adlı Kadıköy’deki dükkanı, bir sosyal kulüp niteliğindeydi. Kitap arayanlar burada saatlerce sohbete dalar, birbirleriyle bilgilerini, kitaplarını paylaşırdı. Kimi zaman bir kitap yüzünden kıskançlıklar bile oluşurdu.”
EN BEREKETLİSİ İSTANBUL
15 yıldır pek çok şehirde sahaf gezen Oğuz Otay, bu konuda en bereketli yerin İstanbul olduğunu söylüyor: Osmanlı’nın başkenti olmuş Bursa’ya gittiğimde hayalkırıklığına uğradım. Böyle önemli bir şehirde Osmanlı’ya ait değil eski dönem, son dönem kitapları bile bulunmuyor. İstanbul’dan sonra Ankara’yı keyifli buluyorum. Yürüyüş mesafeleri kısa, kalabalık değil. Her gidişimde üç gün geçiririm, sahaflar akşamları bile beni yalnız bırakmaz.
ARADIĞINIZI BULABİLECEĞİNİZ SAHAFLAR
Denizler Kitabevi İstiklal Caddesi No:199/a Beyoğlu / İstanbul Tel: (212) 249 88 93. Şems Sahaf Caferağa Mah. Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Kafkas Pasajı (Moda Sineması Pasajı) No:37/38 Kadıköy / İstanbul Tel: (216) 347 06 76. Sanat Kitabevi Esat Cad. Hacıyolu Sok. 3/A (Akay Yokuşu Kavşağı) Küçükesat / Ankara Tel: (312) 425 93 76. Babil Sahaf Ressam Şeref Akdik Sok. No: 38 Moda-Kadıköy Tel: (216) 418 92 59. Nigar Sahaf Caferağa Mah. Dr. Esat Işık Caddesi 18/A Moda Kadıköy / İstanbul Tel: (216) 338 47 44. Simurg Kitabevi Hasnun Galip Sok. No 2 Beyoğlu / İstanbul Tel: (212) 292 27 13. Eski Zaman Sanat ve Kültür Merkezi Tunalı Hilmi Cad. Aynalı Çarşı No:89/44 Kavaklıdere / Ankara. Güven Kitabevi - Sahaf 32. Sok 1/A Bahçelievler / Ankara. Orhun Sahaf Tunalı Himi Cad. Tunalı Pasajı No: 95/40 Kavaklıdere / Ankara. Turkuaz Sahaf Emir Nevruz Sok. Panayia Apt. No: 12 Galatasaray / İstanbul Tel: (212) 245 45 88. Anadolu Sahaf Bilezik Sok. 6/12 (Seymen Oteli Yanı) Kavaklıdere / Ankara Tel: (312) 418 44 49.