Tolga AKYILDIZ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 2002 01:32
İlk solo albümü "Türk Lokumuyla Tatlı Rüyalar"la hızlı bir satış grafiği yakalayan Mazhar Alanson ilk klibini daha önce Tarkan'a verdiği 'Yandım' adlı şarkıya çekeceğini söylüyor.
5 yıl süren albüm çalışmalarından yorulduğunu söyleyen sanatçı, bir daha solo albüm yapmamaya kararlı.
Bu albümün canlı performansa son derece yatkın bir sound'u var. Küçük yerlerde, canlı söylemeyi düşünüyor musunuz?
-Aslında düşünmüyorum. Ama teklifler geliyor. Açıkçası yeni bir gruba şarkı öğretmek de bana zor geliyor. Onun yerine Fuat'la Özkan'a söylerim, 'Ah Bu Ben'i yarım saatte yaparlar. Zaten vakit kaybetmişim. Tek başıma çıkıp tek başıma yapıyorum diye bir iddiam yok. Ben tek başıma müzik yaptım ve güzel olduğunu söylüyorlar. Fakat bunun sahnedeki icrasını MFÖ'den başkası ile düşünemiyorum.
Peki bundan sonra MFÖ albümleri mi var?
-Evet.
Fikir değişebilir mi, bir solo albüm daha olabilir mi ilerde?
-Hayır. Çünkü bir beş sene daha imkansız. Hala sahnede 'Bodrum'u 'Güllerin İçinden'i söylediğimize göre bu yeni şarkılar beni epeyce götürür.
İnsanlar size yakıştırma yapmaya bayılıyorlar. Aşk adamı, karizmatik adam...
-Yok ben işimi sadece müzik yapmak olarak görüyorum. Hiç haberim yok, emin ol. Ben Ankara'da odamda, aşağıda stüdyoda kapalı yaşıyorum. İnsanın biraz egosunu okşuyorsa, fena değil. Ama yine ben kendi bildiğime, kendi gördüğüme, kendi yaptığıma inanıyorum. Sahnede belli bir karizma olabilir, ışıkların tesiri boyunuz uzun görünebilir.
Müziğin Orhan Pamuk'uyum demişsiniz...
-Ne kadar yaşıyorsunuz bu aşk durumunu diye sordular. Ben de Orhan Pamuk ne kadar yaşıyorsa o kadar dedim. Aslında müziğin Orhan Pamuk'uyum da demiş olabilirim, bir haftadır kime ne söylediğimi hatırlamıyorum. O lafı söylerken yüzünde bir tebessümle, farklı bir ifadeyle söylüyorsun ama işte o yazıya geçmeyince başka türlü anlaşılıyor.
Neden beş sene beklediniz, bu albümün pişmesi bu kadar uzun mu?
-Biraz yavaş hareket ettim ama pişmesi de uzun sürdü. Çiçek zamanı gelince açar. Sadece şarkı sözlerini iki senede yazdım zaten.
Şirketinizle aranız nasıl, albüme müdahale ettiler mi?
-Universal Müzik bana karşı çok sabırlı davrandı. Büyük bir ekip olarak hareket etmenin iyi bir işi piyasaya sürerken ne kadar önemli olduğunu anladım.
İlk klibi 'Piskopat'a mı düşünüyorsunuz?
-'Yandım'a çekmeye karar verdik. 'Piskopat' arkasından gelecek. Başta çekinmiştim Tarkan'ın şarkısı diye. Ama sonra gelen tepkiler çok hoşuma gitti. Benim yorumumun, düzenlememin beğenilmesi gururumu okşadı.
Ticari beklentiniz var mı albümden?
-Ben sanatçı olarak konuşmayı sevmem bu konulardan. Konuşan arkadaşlardan da pek hoşlanmam.
Parayı sormuyorum, ticari başarıyı soruyorum.
-O anlamda bir beklentim var. Gelen
haberler de çok iyi. Bütün satışlar durmuşken bir hareket başlamış benim albümle. Bu yaştan sonra, tabii ki profesyonel kaygılarım var. Çok güzel, çok sanatsal bir albüm yaparsın ama satmaz. O durum bana göre değil, bir işime yaramaz.
Daha önce İsmet Özel'in şiirini bestelemiştiniz, şimdi de bir Cemal Süreya var albümde. Sizin gibi iyi bir şarkı sözü yazarı hangi kriterlere göre seçer bu isimleri?
-Benim yazamadığım bir dönem oluyor. O sırada çok okuyorum ve rast gelen bir şey beni çarpıyor. Şarkı formu ayrıdır. Tek kelime, tek hece değiştirmeden besteleyeceksin.
Sound'da bolca elektronik altyapılar kullanmışsınız.
-Hala 70'lerin sound'u bekleniyor benden. Ben o sound'u yaşamış bitirmişim. Yeni sound'lara açtım ve istediğimi de yaptım.
Albümün MFÖ hayranlarının beklentisini karşılamak gibi bir kaygısı var mı? Yoksa sadece Alanson albümü mü?
-Öyle bir kaygım yok ama ben de MFÖ'nün bir elemanı olduğum için parçaların yüzde 70'i yabancı gelmeyecektir.
Bir aşk şarkısı yazmanın iyi bir aşık olmakla ilgisi var mı? Yoksa bir kurgu işi midir?
-Kurgu işidir ama oturup da sabahtan 'hadi söz yazacağım' diye yapılacak bir iş değildir. O duygunun gelmesi lazım.
Önce şarkı sözünü mü yazıyorsunuz?
-Evet, ondan sonra onların aralarındaki kafiye hesapları, o kelime orada doğru duruyor mu kısmı başlıyor. Resim yapmak gibi.
'Aşk yaşarken aşk şarkısı yazılmaz' demişsiniz. Bu da bir kurgu mu, ayrıyken kurgulanmış gerçekte yaşanamamış bir aşk?
-Hayır bu kurgu değil. Orada kurgu yapıyor olsam, 'evet ben kadınların üstadıyım, evet ben filozofum' derim.
Aşk şarkısı yazmak kurgu işi demediniz mi az önce?
-Bir aşk şarkısı yazmak elbette kurgu işi. Sonunda bir şarkı bu. Yani bir yandan da mühendislik, doktorluk gibi. Şarkı yazma işinde bir kuyumcunun işçiliği vardır.
Nasıl şarkı yazıyorsunuz?
-Yalnız olmam gerekiyor. O anda kafamda iki satır oluyor. Onu not edersem bir yere ondan sonra gerisi geliyor. Bazen de bütün olarak bir şey çıkıyor. Bir iki sayfa ya da bir iki gün arka arkaya. Sonra onu bir süre dinlenmeye bırakıyorum. Birden kendime hadi bakalım deyip işi gitarla bir forma sokuyorum. Şarkıya aykırı gelecek fazlalıklar çıkıyor. Ardından bir melodi hafif hafif oturmaya başlıyor üstüne.
Kadınsız bir dünyada şarkı yazabilir miydiniz?
-Sanmıyorum. Çünkü kadınlar çok önemli bir güzellik. Çiçek. Yani aynı şey. Pırlanta demiyorum bak.
Hangi kadından korkarsınız?
-Eskiden hepsinden korkardım, şimdi hiç birinden korkmuyorum. Korkar gibi yapıyorum gönülleri hoş olsun diye. Nereye gitti bu korku dersen, herhalde o yaşla birlikte gitti. Yağmur yağmadıkça gürlemeye de hiç gerek yok.
Açık yaralarınızı gösterebildiğiniz çok kişi var mı hayatınızda?
-Genellikle maskesiz dolaşıyorum. Mesela açık yaralarımı da Fuat'a Özkan'a gösteririm.
Size yeniden şarkılar söyleten kadınla tanışsaydım, bana kendimi nasıl korumamı önerir miydiniz?
-Bu zor bir soru.
Genç bir arkadaşınıza tavsiyede bulunacaksınız.
-O malzemeyi nereden aldığımı hatırlamıyorum, unuttum hepsini. Bilemezsin neye yandığımı. Bir güneş batıyordur ondan yanmış da olabilirim. Herkes kendini yandıracak. Herkes başka türlü yanmalı.
Yanmalı mı illa?
- Bir kez olsun yanmayan bence eşektir. Bak röportaja başlık da buldum.
Sizce şarkının reklam jingle'ı olması değerinden bir şey kaybettirmiyor mu?
-Valla kaybettirmiyor bence. Bir de jingle'a yakışacak şarkıyı yapıyorum. Yani 'Hamak' ile şimdi elma dağıtıyorum ama 'Hamak'ı reklam müziği olarak düşünmedim ben. Hindistan'da da aynı şey geçerli.
Türkiye'de neden iyi şarkı yazarları kolay yetişmiyor?
-Biraz okumaları, kendilerini beslemeleri lazım. Benim kelimelerimdeki zenginlik bana Allah tarafından vahiy olarak gelmedi ki. Hepsi belirli bir birikimin sonucu.