Güncelleme Tarihi:
2000’lerin başında ve ortasında çadırlarımızı sırtlayıp birlikte festivallere gittiğimiz, günlerce müzikten başka bir şey düşünmediğimiz, bir rüyada gibi yaşadığımız zamanları konuşuyoruz bazen. Herkesin ortak bir hissi var: Başka bir evrende yaşamışız gibi hissediyoruz!
Günler öncesinden başlardı hazırlık. Koca bir hafta sonu olurdu önümüzde, çoğu zaman Perşembe gecesinden başlayan bir “uzun hafta sonu” gibi...
Hayatımızın sonun kadar festival alanında yaşayacakmışız gibi davranırdık, otomobili olan yanardı, küçücük aracın içine 5 kişinin eşyasını sığdırır, neredeyse aracın camlarından kollarımız, bacaklarımız çıkacak vaziyette yola koyulurduk.
Benim sevimli bir sarı Vosvos’um vardı, arada su kaynatırdı, gidene kadar helak olur, otoyol kenarlarında sefilleri oynardık.
Festival alanından içeri su şişesi almazlardı, sahra tuvaletlerine gitmek bir işkenceydi, başımıza güneş geçmesin diye gölge alan arardık, böyle tatlı tatlı “hayatta kalma endişelerimiz” vardı o zamanlar. Bugün o zamanlara geri dönüp bakınca insan “Ben senin derdini seveyim” diyor adeta!
Bugünden bakınca sanki bir rüya yaşamış gibi hissediyoruz yaşadıklarımızı, gördüğümüz, izlediğimiz konserleri...
“Ne şanslı bir ilk gençlik geçirmişiz” diyoruz. Şimdiki aklım olsa her anının videosunu çeker, saklardım, “Biz böyle günler de yaşadık” diye. Kimleri izlemedik ki...
Hatırladığım ilk festival 2002’de gerçekleşen 2. H2000’di. Ardından gelen Rock’n Coke’lar, Radar Live, Electronica, Chill Out Festival, One Love, Sonisphere gibi önemli festivaller, sadece önemli müzisyenleri Türkiye’ye getirmekle kalmadı, hayatımızın sonuna kadar hatırlayacağımız anların mimarı oldular.
Son yıllarda hem haklı güvenlik endişeleri, hem de mali zorluklar bu tür festivallerin yapılmasını zorlaştırıyor.
Bugün en çok konuşulan müzisyenlerden bir “rüya takımı” kurup festivalin ana sahnesinde çıkarmak neredeyse imkansız.
Eğlence kültürü de evrildi, güvenlik endişeleri ile festivallerin, konserlerin yüksek güvenlikli, korunaklı alanlara kaymasına neden oldu. Zorlu PSM, Bomonti Ada değişen bu kültürün önemli mekanları haline geldi.
Biz 20’li yaşlarımızı bu muhteşem festival ve konserler sayesinde harika geçirdik. Bu festivalleri yapanlar, organizatörler zor zamanlar yaşadı belki ama bize bu anları yaşattıkları için onlara bir teşekkür borçluyum, borçluyuz.
İyi ki vardınız, iyi ki varsınız. Bugünkü zor koşullarda büyük bir cesaretle festival ve konser yapmaya soyunanlar, bir teşekkür de size. Siz olmasanız gerçekten kuruyacağız.
Etkinliklerden seçmeler
Şimdiki manzara yakın geçmişe nazaran form değiştirmiş olsa da müzikseverleri heyecanlandıracak pek çok konser ve festival düzenleniyor. Biz 2000’leri çok güzel yaşadık, o zamanları düşününce kültürel anlamda vaziyet “kurumuş” görünüyor fakat insana oksijen soluyor gibi hissettiren, çıtayı yükselten etkinliklerin sayısı hiç az değil.
◊ 10-13 Ağustos arası Mudanya yolu üzerinde, Balat Atatürk Ormanı’ndan Nilüfer Müzik Festivali var mesela. Erik Truffaz geliyor, kaçmaz. (diğer katılımcılar ve detaylar için nilufermuzikfestivali.com)
◊ 23-27 Ağustos tarihlerinde Zeytinli Rock Festivali var. Kapın çadırları, gidin. Zeytinli, bana o eski festivallerin tadını veren tek organizasyon. Türk Rock’ının önemli isimleri, Şebnem Ferah’tan Bulutsuzluk Özlemi’ne herkes orada. (detaylar için zeytinlirockfestivali.com)
◊ Bu hafta sonu Bodrum Yalıkavak Suma Beach’te Electronica Festival, Bozcaada’da Bozcaada Caz Festivali, Cumartesi günü, İstanbul Uniq İstanbul Açıkhava sahnesinde Rock Off festivali var.
◊ İstanbul’da olanlar için bir başka kaçmaz etkinlik: EMAAR Square Mall’un yaz konserleri kapsamında Cihan Murtezaoğlu Cumartesi günü sahnede olacak. (Yaz konserleri dizisi 26 Ağustos’a kadar sürüyor, 12 Ağustos’ta Ferman Akgül, 19 Ağustos’ta Can Gox’u dinleyebilirsiniz. Ayrıntılar için emaarsquaremall.com)