Güncelleme Tarihi:
Sanat hayatınıza başlayana kadar epey ilginç deneyimleriniz olmuş sanırım. Nasıldı süreç?
- 28 yıl ticaret yapmaya çalıştım. Ama her işte battım. Eşimin üç sene önce “Böyle resimler yapan birinin ticaretle uğraşması saçma, hepsini bırak sadece resim yap” demesi, bugün burada olmamın ilk adımlardan biri.
Peki, resim hayatınıza nasıl girmişti?
- Resim hep hayatımdaydı. Küçüklüğümde de, ticaret hayatımda da... Babam da ticaretle uğraşıyordu ama çok resim yapardı. Mesela akşam dışarı yemeğe giderdik, babam hemen peçete alıp komik suratlar çizip bizi güldürürdü. Sonra annem bir şeyler eklerdi. Benim de tenis maçı izler gibi hoşuma giderdi.
Siz de çizer miydiniz?
- Özellikle 5-6 yaşlarındayken annemle yatağa uzanıp saatlerce resim yapardık. Hatta okulda da sürekli derslerde resim yaptım ve sürekli sınıfta kaldım.
Resim için okulu bile bırakırım diyorsunuz?
- Şöyle söyleyeyim; bir iş görüşmesi için yapacağım toplantıya erken gitmiştim. Bir kafede bekliyordum. Karşımda da bir kız oturuyordu. Farkında olmadan kızı resmetmeye başlamışım. O kadar kapılmışım ki resmin yani boyamanın büyüsüne, görüşmeyi iptal ettim.
‘Kara Kutu’ nedir?
- Anlattıklarımın ‘hepsi!’. Yani ‘kara kutu’, 2006’dan beri kara kaplı defterlere tuttuğum günlükler. Herkes günlüklerine yazar, bense çizerim.
Bu günlüklerde sizin için en özel olan şey ne?
- Bu kara kutularda bütün acizliklerim, zavallılıklarım, karşılıksız aşklarım, beni dolandıran insanlar ve benim o insanlara ettiğim küfürler var. Bunda yalan Yok. Bütün garipliklerim, sapkınlıklarım, her şeyim bu defterlerde.
Bu resimleri yaparken izlediğiniz bir yol var mı?
- Normalde ressamlar kâğıdın başına oturduğu zaman kafalarında bir hikâye olur. Bende öyle bir şey yok. Önüme bomboş bir kâğıt açtığımda özel mürekkepli kalemlerimle çizmeye başlarım. Mesela bir yuvarlak çiziyorum, fakat o yuvarlağın neye ait olduğuna dair en ufak bir fikrim yok.
Tamamen bilinçaltınızı özgür bırakıp onun sizi yönetmesi gibi bir şey mi?
- Kesinlikle, İsviçre’de sanat terapisiyle ilgilenen biri “Bunlar senin kendi kendine yazdığın mektuplar, sadece senin bildiğin hatta senin bile bildiğinden emin olmadığın mektuplar” dedi.
Peki, bana bu resimleri tek bir kelimeyle tanımlayın desem...
- Samimiyet! derim.
Mehmet Sinan Kuran’ın ilk sergisi ‘Kara Kutu’, 9 Şubat’a kadar Çağla Cabaoğlu Gallery’de. (212) 291 37 91