Bir kadını mı bir hayvanı mı anlamak daha zor

Güncelleme Tarihi:

Bir kadını mı bir hayvanı mı anlamak daha zor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2004 00:00

Bu ülkede insanların sevdiÄŸi iÅŸi yapması bir lüks. Talat Gülbay, bu lüksün en zirvedeki örneklerinden biri. Ãœstelik, en bilgili örneklerinden biri. Hayatının iÅŸini yapan bir veteriner hekim kendisi. Ä°mza attığı önemli projelerden biri de Türkiye sınırları dahilinde, Türk bilgisi, sermayesi ve emeÄŸiyle üretilen Goody kedi-köpek maması.O, doktorasını hayvan gıdası üzerine yapıyor. Lesa ÅŸirketi, mama üretim iÅŸine girdikten sonra, Talat Gülbay da onlara dahil oluyor. Ãœrün tasarımını ve üretim sorumluluÄŸunu üzerine alıyor. Proje bir hayli ilerlemiÅŸ durumda. Hayvanseverlere saÄŸlayacağı en önemli avantaj da, ithal mamalara oranla daha ucuz ve daha az masraflı olması...Veteriner hekim deyince, havyansever bir erkek imajı geliyor insanın gözünün önüne. Siz, kadınlarla iliÅŸkinizde bunun faydalarını yaÅŸadınız mı?- Hayvanlarla iletiÅŸim kurabiliyor olmak belli avantajlar saÄŸlıyor: Daha doÄŸal, daha duygusal ve daha gözlemci oluyorsunuz. Karşı tarafın hareketlerinden, tavrından ve yürüyüşünden bir ÅŸeyler çıkarır hale geliyorsunuz. Aslında, size benzemeyen bir varlığın sadece beden hareketlerinden ve ses tonundan vereceÄŸi tepkileri çözebiliyorsunuz. Ki bu da -yani kedi köpekle antrenmanlı olmak- evet kadınlarla iliÅŸkimde iÅŸe yarıyor!Kadınların büyük bir kısmı, ‘A ne hoÅŸ! Adam veteriner’ mi diyordur, ‘Aman Allah’ım ne iÅŸim var benim bir veterinerle!’ diye arkasına bakmadan kaçıyor mudur?- O, söz konusu kadının hayvan sevgisine baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸir! BilemeyeceÄŸim...Ama ÅŸunun cevabını bilirsiniz: Kadınları tavlamanız kolaylaşıyor mu veterinersiniz diye...- Hiçbir fikrim yok.Hiçbir fikriniz yoksa... KolaylaÅŸmıyor!- Hayatıma giren bazı kadınlar için bunun olumlu etkisi oldu. Ama ben bu yolu kız tavlamak için kullanmıyorum. Tabii ki beÄŸendiÄŸim bir kadın, hayvan sevmediÄŸi zaman problem yaşıyorum. Ona hayatımda yer açamıyorum. Çünkü hayvan, benim hayatımın her yerinde. En az kadınlar kadar önemli.Bir kadını anlamak mı daha kolay, bir hayvanı mı?- 15 puanlık uzman sorusu. Kazık soru! Aslında, her ikisini de anlamak zor. Anlamak için bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Ve tabii gözlemci olmanız. Ä°nceleyeceksiniz. Sabırlı olacaksınız. Sonra elde ettiÄŸiniz verileri deÄŸerlendirip, onları anlamaya çalışacaksınız. Tabii iÅŸ sadece bununla bitmiyor. Çünkü şöyle büyük bir sorun var: Kediler hakkında çok bilgili olabilirim ama ben hiçbir zaman kedi olamayacağım! Dolayısıyla, kedi gibi düşünebilmem, kedi gibi davranabilmem ve esas mesele benim bir kediyi tam olarak anlayabilmem imkansız! Ben ancak onun benden farklı bir varlık olduÄŸunu kabullenebilirim. Onu benimseyebilirim. Kadınlar için de aynı ÅŸey geçerli. Bir kadını anlamak demek, onun ne düşündüğünü bilmek ya da onu gibi düşünmek demek deÄŸil, onu o ÅŸekilde düşünebiliyor olma ihtimalini de sevebilmek demek. Yani ben kadınları anlamaya çalışmıyorum. Ne kedilerde ne de kadınlarda ‘Bunu neden yaptı?’ sorusunun cevabını aramıyorum. Niye?- Çünkü ikisi de kendi doÄŸasına göre hareket ediyor! Kediniz niye sizi tırmaladı diye düşünmezsiniz. Kedidir çünkü, tırmalar. Aynı hesap. Kadındır çünkü, pek çok garip ÅŸey yapar! Bu açıdan havyanlar hepimize çok önemli bir ÅŸey öğretiyor: Karşı tarafı olduÄŸu gibi kabul etmeyi...ANNEM KUZENÄ°NÄ° KUDUZDAN KAYBETMÄ°ÅžTÄ° AMA BENÄ°M VETERÄ°NER OLMAMI Ä°STEDÄ°Veteriner olmanızın sebeplerinden biri, doktor olamamanız mı?- Yok hayır. Ben hayvanları çok seviyorum. Ama hayvan sevgisini meslek olarak hiç deÄŸerlendirmemiÅŸtim. Ailemin teÅŸvikiyle veterinerlik fakültesine girdim...Normalde kimsenin annesi- babası, ‘Evladım git veteriner hekim ol!’ demez. Nadirdir yani! Ailenizin bu teÅŸviki size biraz tuhaf gelmedi mi?- Ne mutlu bana ki, bizimkiler hep ilginçti! Annem mesela, kuzenini kuduz hastalığından kaybetmiÅŸti, bizi hayvanlardan uzak tutabilirdi ama yapmadı. Kendisi korktuÄŸu halde, bizim o korkuyla mücadele etmemize destek verdi. Åžimdi çılgın bir kedisever! Ä°yi ki de beni teÅŸvik etmiÅŸler. Hayatının mesleÄŸini icra eden ÅŸanslı insanlardanım. Mezun olduÄŸumdan beri klinik hekimlik yapıyorum. Bir yandan da doktorama devam ediyorum.Kötü ÅŸakalara maruz kalıyor musunuz? ‘Hastalarınıza aşık oluyor musunuz?’ gibi...- Oluyor. Ben de ‘Hastalarımla duygusal iliÅŸki kurmuyorum’ diyorum!Bir veteriner hekime ‘baytar’ demek, hakaret mi?- Yok deÄŸil. Ä°lk açılan veteriner fakültesinin adı Mekteb-i Baytariye. Yani baytar mektebi. Baytar, hayvanın hastalıklarını tedavi eden uzman insan demek. Daha önce bu ÅŸekilde eÄŸitim verilmiÅŸ. Çünkü daha önce hayvan, evcil hayvandan ziyade bir ulaşım aracı. Çok iyi bir askeri teçhizat. Dolayısıyla, bunların saÄŸlığı, dayanıklılığı, hastalıklara karşı aşılarının yapılması fevkalade önemli. Yani veteriner hekimlik Türkiye’de çok yeni deÄŸil. Ama kedi- köpekle ilgili veterinerlik, yani evcil havyan veterinerliÄŸi, tüm dünyada olduÄŸu gibi Türkiye’de de yeni. Ä°lk dünya kongresi 1954’te yapılmış. Bu iÅŸin bilimselleÅŸmesi sadece 50 yıllık bir geçmiÅŸe sahip.Siz her sene gidiyor musunuz o kongrelere?- Gitmeye çalışıyorum. Bilgilerimi güncellemek benim için önemli...BUKALEMUN, YILAN BESLEMEK ARTIK ABSÃœRD DEĞİLOlmayacak hayvanlarla iliÅŸki kurmaya çalışanlarla tanıştınız mı?- Olmayacak hayvan mı? Yok ki, öyle bir ÅŸey. Ä°guana mı mesela? Artık iguana beslemek bile tuhaf deÄŸil! Bu egzotik hayvanlara insanların ciddi sempatisi var. Evinde tavÅŸan, hamster, tavuk, koyun, hatta pekin ördeÄŸi bile besleyenler var! Banyosunu ona ayırmış, küvette sürekli su var. Yani evcil hayvan, sadece kedi-köpekten ibaret deÄŸil. Ä°yi de bir insan neden evinde bukalemun besler, ben hálá anlayamıyorum. Ve bu durumda bukalemun mu daha orijinal oluyor, onu besleyen mi?- Az yapılan bir ÅŸeyi yapmak, orijinallik kazandırıyor. Her iki tarafa da. Bir süre önce şöyle bir ÅŸey geçti başımdan. Muayenehaneme 19, 20 yaÅŸlarında bir çocuk geldi. Bir üniversite öğrencisi. Birkaç saat önce bir bukalemun almış, hayvanın gözüyle ilgili bir problemi var, bana gösteriyor, ilaç alması için eczaneye gönderdim. Bukalemunu da masamın üzerindeki cam bir kutunun içine koydum. Tepesi açık. Çocuk döndü eczaneden, tekrar sandalyesine kuruldu, birden o bukalemun cam kutudan çıktı, çocuÄŸa doÄŸru yürüdü ve kolunun üzerine oturdu. Ä°ki saat önce alınmış bir hayvan. Demek ki, arada bir iletiÅŸim kurulmuÅŸ. Tanımlanabilir bir ÅŸey deÄŸil. Yani bukalemun ya da yılan beslemek çok absürd ÅŸeyler deÄŸil. Sadece sıradan deÄŸil. Ama ‘Neden kedi besliyoruz?’un cevabı da yok.TERS YÃœZEN JAPON BALIÄžIBizim klinikte notlar hep şöyle bırakılır: ‘Boncuk’un sahibi aradı.’ ‘Tekir’in sahibi aradı.’ Bir gün, ‘Teri aradı’ diye bir not vardı masamda, yanında da bir telefon numarası. Çevirdim numarayı, ‘Alo’ dedi bir hanımefendi, ‘Teri’nin sahibiyle görüşmek istiyorum’ dedim. ‘Ben Teri!’ dedi hattın ucunda ses. Nasıl utandığımı anlatamam... Bir baÅŸka sefer iki saatliÄŸine bir arkadaşımın kliniÄŸine bakıyordum. ÇocuÄŸuyla birlikte oldukça ÅŸiÅŸman bir kadın geldi içeri, kucağında da köpeÄŸi. KöpeÄŸini kısırlaÅŸtırmak istediÄŸini söyledi. KöpeÄŸi muayene ettim. Güzel bir köpekti, ‘Bırakın, bebek sahibi olsun’ dedim. Sinir içinde ‘Bakın beyefendi, ben köpeÄŸimin vücudu deforme olsun istemiyorum!’ dedi. Oysa, köpeklerde hamilelikte çok ciddi bir deformasyon yoktur. Ben tam boÅŸ yere kaygılandığını, insanla kıyaslamaması gerektiÄŸini söyleyecektim ki, aÄŸzımdan ‘Neden kendinizle mukayese ediyorsunuz ki?’ diye bir laf çıktı. O an yerin dibine girmek istedim!Bir keresinde de asistanım odama geldi, ‘Dışarıda bir kovanın içinde Japon balığı var, ters yüzüyor, bir bak istersen’ dedi. ‘Bizim çocuklar ÅŸaka yapıyor’ diye çıkmadım bile odamdan dışarı. ‘Abi, valla doÄŸru söylüyoruz’ dediler. ‘Dışarıda hakikaten bir kova var, kovada bir Japon balığı var ve her nasılsa ters yüzüyor!’ Çıktım gerçekten de öyleydi. Karnında hava toplandığı için balık ters dönmüş, dolayısıyla kuyruÄŸunu çırptığında ters yüzüyor. Hava transferini saÄŸlayan kanallarda tıkanma olduÄŸunu fark ettim. Onları açtım. Hayvan rahatladı ve normal yüzmeye baÅŸladı...VETERÄ°NERLÄ°K YÃœKSELEN MESLEKSon yıllarda öğrenci kalitesi yükseldi. Ä°steyerek girenler arttı. Veterinerlik fakültesi öğrencilerinin bugün yüzde 80’i Ä°ngilizce biliyor. Ya klinik veteriner olmak istiyorlar ya ilaç sektöründe çalışmak istiyorlar ya da yurtdışında veteriner hekimlik yapmak... Bu gençler hem eÄŸitim kadrosunu daha iyi ÅŸeyler yapmak için ittiriyor, hem de mesleÄŸin kalitesini yükseltiyor.Ä°NGÄ°LTERE’DE BÄ°R ARÄ°STOKRAT MESLEĞİ BÄ°ZDE NERDEEE?Türkiye’de veteriner hekimlik eÄŸitimi iyi ve saÄŸlam mı?- Çok iyi eÄŸitim veren yerler var ama fakülte sayısı çok fazla...Kaç tane?- Şöyle söyleyeyim: Bugün Ä°ngiltere’de 5, Avustralya ve Hollanda’da da sadece 1 tane veterinerlik fakültesi var. Türkiye’ye gelince, fakülte sayısı gülünç denecek ölçüde fazla: 20’nin üstünde. Dolayısıyla, hepsinde aynı kalitede eÄŸitim verildiÄŸini söylemek için insanın aklını kaçırmış olması gerekir! Zaten o kadar fakülteyi destekleyecek bilim adamı ve teçhizat da yok. Çok pahalı bir eÄŸitim veteriner hekimlik eÄŸitimi. Bugün yurt- dışında paralı üniversitelerin arasında en pahalı olanı. Sonra tıp fakültesi geliyor. Türkiye’de bu 20 küsur fakülteden her yıl kaç tane veteriner hekim mezun oluyor?- 2000’e yakın. DoÄŸrudan muayenehanelerde çalışanlar yani klinik hekimliÄŸi tercih edenler bu sayının yüzde 10’u. DiÄŸerleri ilaç, gıda ve yem sanayiinde çalışıyorlar. Tavukçuluk sektöründe çalışanlar ve çiftlik hekimliÄŸi yapanlar da var...Peki iÅŸsiz veteriner hekim sayısı?- Fakülte bitirmiÅŸ olmak avantaj saÄŸladığı için pek iÅŸsiz yok. Ama veteriner hekimlik yerine baÅŸka iÅŸler yapanlar var. Bu da iyi bir ÅŸey deÄŸil tabii. Bugün yurtdışında ‘Veteriner hekimim’, dediÄŸiniz anda insanlar size müthiÅŸ bir saygıyla yaklaşıyor. Ä°ngiltere’de bir aristokrat mesleÄŸi. Bizde nerdee?Ä°NSANA EÅžEKTEN DAHA ÇOK ACIRIMTürkiye’de hálá hayvanlarla seks iliÅŸkisi söz konusu mu? Bu tür vakalar, hayvanlarda psikolojik etki yaratıyor mudur? Hayvanlar da travma yaÅŸar mı?- Elbette. Daha ziyade çiftlik hayvanlarıyla ve en bilinen hayvan olarak da eÅŸekle bu tarz ÅŸeyler yaÅŸanıyor. Mutlaka hayvanı da etkiliyor. Etkilemez mi?Bu durumda hangisine daha çok acırsınız? Ä°nsana mı hayvana mı?- Tabii ki o insana! Seviyesi hayvanın seviyesinin altına düşüyor. Asıl acınması gereken insan. Kırsal kesimde bu tür ÅŸeyler yaÅŸanırken, ÅŸehirlerde de baÅŸka tür sapkınlıklar ortaya çıkıyor: Kedi köpek pornosu. Ne hayvan hakları ne de insanın yapısı açısından uygun. Ek olarak hayvanlara müthiÅŸ bir eziyet. Ama yaÅŸadığımız dünyada hayvanların seviyesinin altına düşen insan çok!Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!