Güncelleme Tarihi:
Foton kuşağını biliyoruz da Foton Çağı nedir?
- Projenin ismini verirken foton kuşağı ve altın çağı tamlamalarını biraraya getirerek Foton Çağı dedim. Bu ruhsal bir çağın başlayacağı, kendimizi sorgulayacağımız, bugüne kadar yaptıklarımızı ortaya koyacağız bir dönemi simgeliyor.
Sizin fonksiyonunuz ne?
- Benim yaptığım şey kendi hayatımdan örnekler göstererek başka hayatların etkilenmesini sağlamak.
Böyle bir proje yapmak nereden aklınıza geldi?
- 2004’de Lüksemburg’ta bir sergi için Yağmur Duası isimli bir albüm çalışması yapmıştım. Yağmur, deprem ve kıyamet duası gibi yedi duadan oluşan yedi albümlük bir projeydi. Amaç küresel ısınma, yanlış endüstrileşme ve dünyaya verdiğimiz zararlara dikkat çekip geçmişi merak ederek geleceği kurtarmaktı. Albümde M.Ö. 10 binlere uzanan ve Orta Asya’da kullanılan kültürümüze ait Kam isimli davulu kullandım. Bu albüm de Foton Çağı projesinin bir parçasıydı.
Ayın dört evresinde yeni besteler yapıyor ve internet üzerinden paylaşıyorsunuz. Neden ayın dört evresinde bunu yapıyorsunuz?
- Müziğin makamlarının terapi özellikleri var. Öyle ki müzik belli frekanslarda vücudumuzdaki yedi çakranın açılmasını sağlıyor. Foton ışını dediğimiz ışınlardan da çakralarımız açık olunca yararlanmamız daha kolay oluyor. Ve bizi geçiş evresine hazırlıyor. Bu besteleri ayın evrelerinde yapıyorum ki ayın enerjisini alıp sağlıklı şekilde foton ışığına kendimizi alıştıralım.
Bir de ayın evrelerindeki bu buluşmalara isimler vermişsiniz. Nedir o isimler?
- Evet. Ayın evrelerine göre isimler “İlk Aşk”, “Beni Buluş”, “Seni Buluş”, “Bizi Buluş” ve “Onu Buluş”. Bu isimler Foton Çağı projemin başlıkları, internet üzerinden yaptığımız sohbet ve terapilerimizin isimleri. Hayranlarımla her hafta www.gokhankirdar.info adresi üzerinden buluşup konuşuyoruz.
ÖNCE GELECEĞİ GÖRÜYORDUM SONRA UZAYLILARI GÖRDÜM
En başa dönelim... Sizin bütün bu olaylara merakınız nasıl başladı?
- Çocukken yaşadığım spiritüel şeyler oldu.
Ne gibi şeyler?
- İleri düzeyde, farklı algılanacak rüyalar görüyordum.
Nasıl yani?
- Küçüklüğümde yakın çevremdekilerin gelecekleriyle ilgili rüyalar görürdüm. Tabii bunların gerçekleştiğini gördükçe ailem özelliklerimi hissetti.
Sonra devam ettiniz mi?
- Ben o yaşlarda yaşadıklarımdan etkilenmemek için bu özelliklerime dur dedim ve üzerine gitmedim.
Bunu nasıl başardınız?
- Farklı özelliklerim olduğumu hissedince sıradan insanlar gibi yaşamayı tercih ettim. Uzak durmaya ve yaşadıklarımı düşünmemeye çalıştım.
Yaşadıklarınız size hayatı zorlaştırmadı mı?
- Hayır zorlaştırmadı. Çünkü karşıma çıkan şeyler hayatı olumsuz etkileyen şeyler değildi.
Neden bu güçler size gelmiş olabilir?
- Ailem de sanatçı. Ama benim gibi şeyler yaşamamışlar. Ailemizde kahinler yok. Ayrıca bu anlatıklarım bana insanlık dışı şeyler gibi gelmiyor. Bence müziğin özel güçleri var.
Ama bir-iki yıl önce yaşadığım başka şeyler beni kehanetleri araştırmaya itti.
Başka neler yaşadınız?
- 2008’de evimin bahçesindeyken yaşadığım bir olay beni foton kuşağını araştırmaya ve önümüzdeki dönemlerde yaşadıklarımı araştırmaya yönlendirdi.
Bahçenizde ne oldu?
- Emirgan’daki evimin bahçesindeki dolaptan içecek alıyordum. Gökyüzüne baktığımda birtakım objeler gördüm. Tanık olmaları için hemen eşimi, ablamı ve annemi çağırdım. Bütün bunları benimle birlikte onlar da yaşadı.
Gökyüzünde kaç obje gördünüz?
- 50 araçlık bir uzay aracı filosuydu.
Sonrasında sizinle yine irtibata geçtiler mi?
- Hayır, öyle bir durum olmadı. Zaten yaşadıklarım beni Foton Çağı’nı araştırmaya yönlendirdi.
Bir de cinleriniz olduğunu duydum doğru mu?
- Hayır. Bu söylediğin uçan daire filosunu görmekten çok daha soyut kavramlar. Ve ben soyut şeylerden bahsetmiyorum. Bu söylediklerini yaşıyor olsam zaten burada seninle doğru düzgün konuşamazdım. Kendimden emin olmadığım sürece de böyle şeyler ortaya atmak istemem.
KIZIMIN DA KAM DAVULU VAR
Şaman olduğunuzu düşünenler de var...
- İnanışlarımı sorgulayanlar oluyor. Ben tasavvufa inanıyorum. Tasavvufun köklerinde de göktanrı inanışı var. Bu anlamda en başından beri tek tanrıya ve gökteki tanrıya inanıyorum. Ama bu benim Şaman olduğumu göstermez.
Eşinizde meraklı mı bu konulara?
- 11 yıllık bir ilişkimiz var. O bana en yakın insan. Birbirimizin düşüncelerini desteklediğimiz için de bu birlikteliği sürdürebiliyoruz. O da birçok şeyi sorguluyor.
Kızınız Hayal Nisan bu söylediklerinizden nasıl etkileniyor?
- 4.5 yaşında. Onun da küçük bir Kam davulu var. Onu da müziğin evrenselliği konusunda bilinçlendirmeye çalışıyorum. Doğayla barışık. Odasında oyuncaklarla oynamak yerine hayvanlar ve bitkilerle vakit geçiriyor.
Evde nasıl yaşıyorsunuz? Ritüelleriniz falan var mı?
- Yok. Hepimiz gibiyiz.
Neden hep siyah giyiyorsunuz?
- Siyah tasavvufta içinde bütün renkleri barındıran uzayın boşluğunu ve sonsuzluğunu ifade ediyor. Aynı zamanda tarafsız da bir renk. Gerçi benim için önemli üç renk var. Siyah, ateş rengi kızıl tasavvuf rengi, futuristik anlamda turkuvaz mavi bize dünya dışı canlıların renklerini çağırıştırır.
EĞLENCE AMAÇLI MÜZİK YAPMAM
Dizi müziklerini sevdiğiniz için mi maddi getirisi için mi yapıyorsunuz?
- Ben hiçbir zaman eğlence amaçlı müzik yapmadım. Müziğimin hep felsefi bir yapısı oldu. Benim dizi müzikleri yapmam da anlatılan felsefelerden ayrı değil. Kendinizin dışında bencillikten uzaklaşıp başka insanlara hizmet etmek gerekiyor. Bu yüzden dizi müzikleri yapmak benim için önemli bir misyon.
Kurtlar Vadisi’ne müzik yapmanızı beğenenler kadar eleştirenler de var...
- Ben belli bir kitleye hitap eden bir müzisyen olmak istemedim. Evrensel müziğin peşinde oldum. Kurtlar Vadisi dışında Yabancı Damat gibi azınlıkları işleyen bir konuda da müzik yaptım. Ben tek bir kitleye hakim olamayacak kadar evrensel bir sanatın peşinde koşuyorum.
“Zayıf olmak için özel bir şey yapmıyorum. Ama beynimde sürekli düşünceler olduğu için çok da yemek yemiyorum. Kafanız rahatladığı zaman yemek yemekten ve sevişmekten zevk alırsınız. Önce benim düşünsel olarak kendimi iyi hissetmem gerekiyor”
BİR-İKİ YILA KADAR YARI IŞIK OLACAĞIZ
“Foton Çağı bir yokoluşun değil yeniden doğuşun senaryosu. Bir kıyamet senaryosu varsa kıyamet yokoluş değil varoluştur. 2012’de insanların aklında yitiriliş olması gibi olumsuz şeyler yerine yeniden doğuş olacağına, hastalanmayacak vücutlarımız olacağını düşünmenin korkularımızdan bizi uzaklaştıracağını inanıyorum. Teoriler gerçekleşirse 1-2 sene içinde yarı ışık yarı görünen beden olacağız”