Ayten SERİN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2006 00:00
Reklam fotoğrafçısı Tamer Hartevioğlu, Eyfel’den Ritz Otel’e, Rodin Müzesi’nden köprülere, pastanelerden sokak ressamlarına kadar Paris’i 360 derece fotoğrafladı.
Ortaya "Panoramik bir
Rüya: Paris" sergisi ortaya çıktı. Hartevioğlu bir başka zor denemeyi de fotoğrafları tuvale basarak yaptı. 5 Aralık’ta İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde açılacak sergi 13 Ocak’a kadar gezilebilir.
Tamer Hartevioğlu (34) ürün ve mimari fotoğrafları çeken bir reklam fotoğrafçısı. Kendisi gibi reklamcı olan eşi Selin Atasoy Hartevioğlu ile sık sık gittikleri bir şehir Paris: "Her gidişimizde fotoğraf çekiyordum, bunları paylaşabileyim istedim. Resimlerimi Fransız Kültür Merkezi’ne götürdüğümde içinden sadece iki panoramik fotoğrafı ayırarak böyle bir sergi yapalım dediler. Aslında ben de İstanbul’da panoramik fotoğraflar çekmeye başlamıştım, böyle bir talep gelince Paris’e hız verdim. Benim için de yeniydi, panoramik çekmeyi, düşünmeyi öğrenmek gerekiyordu. Gerçekten son iki yıldır yeniden okulda gibiyim, kurslar alıyorum seminerlere gittim... Paris sergisinin takvimi belli olunca sponsorlar bulduk, Cafe Tur ve Total ana sponsor oldu. Sadece çekimler için sekiz kere Paris’e gittim, birer hafta kaldım, İstanbul’a dönüşlerimde de fotoğrafların işlemlerini yaptım."
360 DERECEPanoramik fotoğraflar etkileyici, çünkü insan gözünün bir seferde görebildiği 180 dereceyi ikiye katlayıp 360 dereceyi tek karede görmemizi sağlıyor. Hartevioğlu, 100 yıllık geçmişi olan panoramik fotoğrafta yeni adımlar atmak için çabalıyor, çünkü bu formatta gelecek görüyor: "Panoramik fotoğrafın nasıl olması gerektiği konusunda biraz iddialıyım. Panoramik fotoğraf yurtdışında bizden daha önde. Bu konuda yurtdışında çok daha popülerim. Panoramik fotoğrafa özel yazılan, Realvis bilgisayar programının yetkilileri fotoğraflarımı gördüklerinde benim teknik sponsorum olmayı kabul ettiler. Bana dersler verdiler, programlarını verdiler, sitelerinde adım geçiyor. Bu panoramik bir şov gibi düşünülebilir. Değişik tarzda fotoğraflar koyarak insan, iç mekan, yakın, uzak, gece, gündüz çekilebileceğini göstermek istedim. Bu tabii ki Paris sergisi ama aynı zamanda bir panoramik fotoğraf sergisi."
EYFEL ZORLADIHartevioğlu’nun kullandığı teknik ve ekipmanlar ona çekimlerde esneklik sağlamış ama bir terzi gibi 10 kere ölçüp bir kere biçmiş: "Bu tarz fotoğraf çekebilmek için gerekli bazı ekipmanları sağlıyorsunuz, bir de çekim tekniği var. Ve önce fotoğrafı hissetmek gerekiyor. Panoramik fotoğraf çekmek obje çekmeye benzemiyor, arkanızdaki görüntü de kadrajınıza giriyor, duracağınız noktayı çok iyi seçmeniz gerekiyor. Bazı kareler için 5-6 kere aynı yere gittiğim oldu. Doğru noktayı bulduktan sonra da doğru objektifi seçmek gerekiyor. Her objektifin oluşturduğu farklı perspektif ve yakınlık uzaklık hissi var. Bir noktaya karar vermem bir kaç gün, çekmeye hazırlanmam 45 dakika, her şeye karar verdikten sonra makineyi kurup çekmem ise sadece 5-10 dakika sürdü. 35 mm, dijital makineler, 14’ten 35 mm.’ye kadar değişen çeşitli objektifler kullandım. Hareketli objelere dikkat etmeniz gerekiyor. Doğru planlama yaparsanız her şeyi çekebilirsiniz."
Hartevioğlu, Paris’e her gittiğinde Eyfel’e de gitmiş ama bir türlü çekememiş: "Eyfel fotoğrafını dengelemek için döndüm dolaştım, sonunda ’buldum buldum’ diye bağırdım. İki fotoğraf çektim. İkisi de enteresan, Paris’i anlatan ve grafik dengesi iyi olan fotoğraflar oldu."
EMİNİM HER GELEN HATA ARAYACAK
Panoramik Bir Rüya: Paris, Hartevioğlu’nun ikinci kişisel sergisi. Sergi fotoğrafları tuvale basıldı. Hartevioğlu kullanımı cesaret isteyen tuvali hem büyük basmak istediği hem de tuvalin kendine has farklı bir etkisi olduğu için seçmiş. Basarken çok sayıda deneme yapmaları ve düşünmeleri gerekmiş. Sergide iki metreye 55 cm ve 2,6 metreye 70 cm boyutlarında 30 fotoğraf var. Büyük boyutlar nedeniyle her gelenin hata arayacağını düşünüyor. Her bir fotoğraf için en az sekiz en çok 24 kareyi birleştirmiş, çoğu 360 derece olmuş. Sadece biri 330 biri de 280 derece: "Yeri geldi 24 fotoğrafı birleştirdim. Birinin test baskısını yapıp evin duvarına astım, fotoğraflara o kadar alışığım ki hataları göremeyebilirim. Sergiye gelenler, özellikle fotoğrafçılar emimim dibinden bakacaklar, nerede ne kopukluk var, eklenti yerleri belli mi kaymış mı diye. Bunu 70 cm. bassaydım, hata olsa da göremezlerdi, ama hata olmadan çekilebileceğini göstermek istediğim için büyük bastım. Seyri de daha keyifli. Benim gördüğüm kadarıyla hata yok, ama mutlaka zor görülebilecek bazı hatalar olabilir."