Bir fantasik roman uyarlaması daha

ERAGON

Fanfastik edebiyatın sinemaya yansımalarını izlemek genelde pek bir keyifli oluyor.

Kağıt üzerinde okuyup hayalinizde canlandırdığınız doğaüstü güçler, ejderhalar, elfler, büyücüler bazen hayalinizdekilerden de renkli ve farklı şekillerde yansıyor beyazperdeye.

Bunun son örneklerinden olan Eragon da, aynı Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter ya da Narnia Günlükleri gibi fantastik romandan sinemaya uyarlanmış bir hikaye.

Ancak romanın yazarına baktığımızda çok farklı bir resimle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.

Eragon, şu sıralar 20’li yaşlarını süren bir yazarın hayal ürünü. Christopher Paolini, eseri kaleme aldığında henüz 15 yaşındaymış. Okula gönderilmeyen, ailesi tarafından evde eğitilen bu sıra dışı genç Eragon’u yazarken en çok Yüzüklerin Efendisi’nin yazarı Tolkien’den etkilendiğini itiraf etmekten kaçınmıyor.

Zaten Tolkien’in Orta Dünyası ile onun yarattığı Alageiasia diyarı arasında ciddi benzerlikler var.

Eragon, yazarın Miras Üçlemesi’nin ilk ayağı. Onu 2005’te piyasaya çıkan Eldest adlı ikinci kitap takip ediyor. Eldest’ın sinema yolculuğu tabii ki Eragon’un alacağı eleştiriler doğrultusunda şekillenecek.

ÜRKEK KAHRAMAN

Gelelim New York Times’ın çok satanlar listesinde birinci olan Eragon’un sinema uyarlamasına.

Eragon’da bir fantastik edebiyat uyarlamasında olması gereken her şey var aslında. Kahraman olduğunu ilk başlarda kabul etmeyen bir kahraman, iyi ve kötünün ezeli savaşı, bu savaş sırasında meydana gelen birbirinden ilginç olaylar, fantastik mekanlar, büyü ve doğaüstü canlılar.

Olaylar bundan yıllar yıllar önce Alagaesia adlı fantastik dünyada geçiyor. Burası insanların, cücelerin, elflerin, dev yaratıklar olan urgaların, razaklar’ın, gölge adamların ve ejderhaların yaşadığı bir yer. Masalımız ise yoksul bir çiftçinin yeğeni olan Eragon’un ormanda parlak, mavi bir taş bulmasıyla şekilleniyor.

Eragon o an bu taşın başına konan bir talih kuşu olduğunu ve bu sayede ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşünüyor. Taşın çatlayıp, içinden ejderha çıkmasından sonraysa kendisinin ejderha süvarisi olarak seçildiğini ve halkı için zalim krala karşı savaşmak zorunda olduğunu anlıyor.

Onun en büyük yardımcıları eski öyküler anlatan bilge Brom ve süvarisi olarak onu seçen uçan ejderha.

YILDIZ SAVAŞLARI TARZINDA BİR USTA ÇIRAK İLİŞKİSİ

 Eragon ve akıl hocası, öğretmeni olarak izlediğimiz Brom arasındaki ilişkiyi, Yıldız Savaşları’nda Luke Skywalker ve Obi Wan Kenobi’ninki ile karşılaştırmak mümkün.�

‘İzin istemektense özür dilemeyi tercih eden’ Brom, Eragon’u hayata hazırlayan, dövüşmeyi, düşmanların alt etmeyi ve doğru düşünmeyi öğreten kişi oluyor.

Eragon ve Brom arasındaki ilişkiyi izlerken keyif alıyoruz çünkü bu karakterleri canlandıran oyuncular gayet başarılı. İlk filmiyle karşımıza çıkan Ed Speleers ve tabii ki usta aktör Jeremy Irons, filmi yukarıya taşıyan en belirgin etkenlerden.

Bir diğeri ise özel efektler tabii. Filmi Hollywood’un özel efekt sihirbazı Stefen Fangmeier yönettiği için aksi düşünülemez zaten.

Eragon’un en büyük sorunu hikayesinin olgunlaşmamış olmasında.

Filmin derinliği, daha önce karşımıza çıkmayan bir yeniliği yok. Gizemi eksik.�

Eragon, gençler için örnek alınabilecek kahramanı, genç ve usta oyuncuları birleştiren kadrosu ve görselliğiyle izleyicileri etkileyecek, hoş vakit geçirtecektir tabii. Ama daha fazlasını, gizem, çok katmanlılık ve yenilik bekleyenlere vereceği fazla bir şey yok.

ERAGON'DA KİM KİMDİR ?

Karakterleri daha yakından tanımak Eragon’da anlatılanları anlamanıza yardımcı olacaktır. “Kim, kimdir?” merak ediyorsanız, işte cevapları:

ERAGON (Edward Sleepers)

Miras üçlemesinin ilk hikayesine adını veren Eragon filmimizin ana kahramanı. Filmin başında amcasıyla yaşayan yoksul genç olarak tanıdığımız Eragon zaman içinde kahramana dönüşüyor. Ejderhası Saphira ve akıl hocası Brom ile birlikte adaletin altın çağını topraklarına getirmek için azimli. Yükü büyük, çünkü koca bir imparatorluğun geleceği ona bağlı.

BROM (Jeremy Irons)

Ejderha Sürücüleri’nin son kalanlarından biri olan Brom, kendi ejderhası öldüğünden beri kederli, yıkılmış bir adam, aynı zamanda sözü dinlenir bir bilge. Eragon’u himayesi altına alıyor ve aralarında  bir usta çırak ilişkisi başlıyor.�

GALBATORIX (John Malkovich)

Galbatorix, ülkenin batısını yönetimi altında tutan büyük bir imparatorluğun yöneticisi. Mevkiini başkalarının ölümleri üzerinden kazanmış, şimdi ise topraklarını demir yumruğu ile yönetiyor, Eragon ve ejderhasını yakalamak ve yok etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Galbatorix’in güçleri, suratları yaralarla bezenmiş iğrenç ve hayvani Urgalar’dan oluşuyor.

DURZA (Robert Carlyle)

Durza, aslında yok edilmesi son derece güç olan bir gölge’den başka bir şey değil. Şeytani ruhlar tarafından ele geçirilmiş bu sihirbazı öldürmek sadece kalbine nişan almakla mümkün olabiliyor. Galbatorix’in en ölümcül adamlarından birisi olarak Durza, Eragon’a ulaşmak için Arya’yı kullanıyor.

AJIHAD (Djimon Hounsou)

Ajidal, asi Varden’in lideri ve generali. Galbatorix’i devirmeye çalışan Varden kralı güçlü iradesi ve dürüstlüğüyle ünlü.

ARYA (Sienna Guillory)

Ejderha yumurtasının koruyucusu olan güzel savaşçı Elf prensesi Arya, ejderhaların nesillerini korumak için ölmeye hazır. O aynı zamanda Eragon’un ölümü bile göze aldığı aşkı.

MURTAGH (Garrett Hedlung)

Eragon’un en büyük destekçilerinden. Galbatorix için Ejderha Sürücüleri’ne ihanet eden Morzan’ın oğlu olan Murtagh, babasının işlediği günahı temizleyebilmek için, savaş sırasında iyilerin yanına sığınıp ve onlar için savaşıyor.

SAPHIRA

Hikayenin en fantastik karakteri, sürücüsü olan Eragon’a telepatik olarak bağlı olan uçan ejderha Saphira. Eragon’a göbek bağıyla bağlı. Onun ölümü koca ejderhanın da ölmesi anlamına geliyor. Kükremesiyle konuşma sesi arasındaki uyumsuzluğa anlam vermek zor belki ama Saphira tüm azametiyle göklerde kükrediği veya düşmanlarının üzerine pike uçuşu yaptığı zaman seyrine doyum olmuyor.

ERAGON SÖZLÜĞÜ

Eragon’u sevdiyseniz devam filmlerini de izleyeceksinizdir. Bu kelimelerle yeniden karşılaşacağınıza göre, üzerlerinden geçmekte fayda var. Zaten bu filmde de sık sık kullanılıyorlar.�

Alagaesia: Vahşi doğanın batı kıyısından başlayan ve Hadarac Çöllerine dek uzayan insanların, büyücülerin, canavarların ve ejderhaların yaşadığı topraklar.

Beor Mountains: Alagaesia’nın güneydoğusundaki dağlar, Varden’lerin evi.

Carvahall: Eragon’un kasabası,  Spine yakınlarında küçük bir kasaba.

Dragon Riders (Ejderha Sürücüleri): Ejderhaların yardımı ile Alagaesia‘nın güvenliğini sağlayan askerler.

Gil’ead: Arya’nın Durza tarafından hapsedildiği çok kuvvetli korunan bir şehir.

Ra’zac: Durza’ya hizmet şeytani katiller

Shade:  Şeytanın güçlerine sahip büyücü.

The Spine: Alagaesia’nın batı sahillerini kaplayan dağlar.

Urgalar: Galbatorix’in acımasız orduları. Yüzleri yara izleri kaplı korkunç kişiler.

Zar'roc: Brom tarafından Eragon'a verilen kılıç.