Bir faili meçhul çuval cinayeti

Güncelleme Tarihi:

Bir faili meçhul çuval cinayeti
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2005 01:21

Ferhan Lopoğlu (46), 20 Temmuz’da Manisa Sanayi Sitesi’ndeki işyerinden kaçırıldı. Cesedi iki gün sonra İzmir’in Çamdibi semtindeki Manda Çayı’nda bir çuval içinde bulundu.

Vücudunda sekiz bıçak darbesi vardı. Sunta ticaretinde Akhisar’ın 2001 yılı gelir vergisi rekorunda ilk 100’e giren Lopoğlu öldürülmüştü. Onu yakından tanıyanlar alacak-verecek meselesinin, tehdit eden bir düşmanının olmadığında hemfikir. Ayrıca aile şirketlerinde babası ve ağabeyiyle herhangi bir anlaşmazlığının olmadığı anlatılıyor. Eşi Handan Lopoğlu dahil herkes, yasak bir gönül hikayesinin kahramanı olmayacak kadar sıradan ve tekdüze bir hayatı olduğunu söylüyor. Öyleyse Ferhan Lopoğlu neden öldürülmüştü? Manisa polisi, şimdi bu sorunun cevabını verecek katil ya da katilleri bulmak için çalışıyor.

Adı: FERHAN LOPOĞLU

Yaşı: 46

Medeni hali: EVLİ, BİR ÇOCUKLU

Mesleği: İŞADAMI

Olay tarihi: 20 TEMMUZ 2005

Olay: MANİSA’DAKİ İŞYERİNDEN

KAÇIRILDI, CESEDİ İZMİR

ÇAMDİBİ MANDA ÇAYI’NDA BULUNDU

Dosya: 8 BIÇAK DARBELİ CESEDİN OTOPSİ SONUCU BEKLENİYOR

20 Temmuz Çarşamba. Manisa Kenan Evren Organize Sanayi Sitesi. Saat 19.30. Sunta ve mobilya şirketi Emektaş çalışanlarının paydos saati. Patron M. Ferhan Lopoğlu, her zaman olduğu gibi saat 19.30’da personeli gönderdi. Yine her zamanki gibi yalnız kalıp alacak-verecek, yapılan-yapılmayan şirket işlerini tanzim edecekti.

Saat 22.00. Ev telefonu çalmaya başladı. Ferhan Bey’in eşi Handan Hanım telefonu açtı. Arayan, sanayideki işyeri komşusuydu. ‘Yangın ihbarı geldi. Ferhan dükkana gelsin’ dedi, ama eşi evde yoktu. Handan Hanım hızla evden ayrıldı. Şirkete gittiğinde başarısız bir kundaklama girişimiyle karşılaştı.

Dükkan fazla hasar görmemişti. İtfaiye, söndürdüğü alevleri soğutmaya çalışıyordu. Peki Ferhan Bey neredeydi?

Handan Hanım’ın aklına eşinin kaçırılmış olabileceği on an hiç gelmedi. Büroda kan izi, karışıklık da yoktu. Ama bir an masanın üzerine dökülen bir sıvı ilgisini çekti. Vernik sertleştirmede kullanılan, kolay yanmayan bir maddeydi bu. Tiner zannedilerek kullanılmıştı. O sırada telefonun kablosunun yandığını gördü. Evden aradığı halde şirket telefonunun hep meşgul verdiğini hatırladı. İlk defa bir şeyler olduğundan şüphelenmişti.

Polise kuşkularını iletti. Polis, hemen Manisa’nın giriş-çıkışlarını tuttu ama o gece ve ertesi gün, hiçbir ipucu bulamadı. Ferhan Bey’in öldüğünü henüz bilmiyorlardı.

EŞİ: TEHDİT EDİLSEYDİ HABERİM OLURDU

Handan Hanım’a, eşinin kaçırıldığı sırada başka nelerin götürüldüğünü soruyoruz. ‘Yanında sürekli taşıdığı siyah omuz çantası, içindeki nakit para ve döviz, tahsil edilmemiş çekler, tahsilat defteri, eşim adına Salkım Tarım ortakları tarafından düzenlenen ve teminat mukabili verilmiştir, şerhi bulunan 525 bin dolarlık çek kayıp. Cep telefonu da kaybolanlar arasında.’

Handan Hanım, Emektaş’ın Akhisar ve Manisa’da tek kasalı iki firma olduğunu anlatıyor. ‘Ağabeyi Feridun Bey’e vereceği 16-20 milyar lira arasında olduğunu tahmin ettiğimiz para da yok. Otomobili de ortadan kaybolmuştu.’

Manisalı işadamı Ferhan Lopoğlu’nun cesedi, 22 Temmuz Cuma günü işinden ve evinden uzakta, İzmir’in Çamdibi semtindeki Manda Çayı’nda, bir çuval içinde bulundu. Vücudunda çok sayıda bıçak yarası vardı. Üzerinden de sadece kol saati, alyansı ve 2 milyon lira para çıktı.

Akhisar belediye hoparlöründen Ferhan Lopoğlu’nun ölümünü işiten ilçe halkı büyük üzüntü duydu. Cenaze namazına gidecekler için Manisa’ya otobüsler kalktı. Herkes şaşkındı, çünkü Lopoğulları sevilen, sayılan, varlıklı ve ‘temiz tüccar’ bir aileydi. Borcu harcı da yoktu, düşmanı da. Öyleyse Ferhan Lopoğlu neden öldürülmüştü?

Lopoğlu Ailesi aslen Manisa, Akhisarlı. Süleyman Lopoğlu ile iki oğlu Feridun ve Ferhan, Akhisar ve Manisa’da marangoz ve mobilya malzemeleri satıyordu. Süleyman ve Feridun Lopoğlu büyük bir firmanın Akhisar, Ferhan Lopoğlu da Manisa bayiliğini yapıyordu. Baba ve oğulları 2004 ve 2005’te iki limited şirketin büyük ortakları oldu. Bu yeni şirketler yem, hayvancılık ve ekolojik tarım için kurulmuştu.

AŞK İÇİN ZAMANI YOKTU SIRADAN YAŞARDI

Ferhan ve Handan Lopoğlu, Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde öğrenciyken birbirlerine aşık oldular, evlendiler. Handan Hanım Bursalı’ydı. Eşinin şehrinde öğretmen oldu. Şimdi Manisa Ticaret Lisesi’nde.

Eşinin yasını tutuyor. ‘Kurallı ve hoş yaşardı. Ölüm biçimi beni çok hırpalıyor.’ Neden, sorusunu tekrarlıyor, cevap bulamıyor. ‘Kavgayı sevmezdi. Tehdit edilseydi haberim olurdu’ dese de eşinin iş hayatına ilişkin konularda ketum olduğunu teslim ediyor. ‘İki ayrı yeni şirkete girdi. Yem ve organik tarım uzmanlık alanı olmadığı için tedirgindi.’

Peki yasak bir gönül meselesi? Handan Hanım acı acı gülümsüyor. ‘23 yıllık evliyiz. Eşimin benden ayrı geçirdiği zaman yoktu ki. Aşk için zamanı yoktu. Gece hayatı da. Sıradan yaşadı.’

Yakınları da Ferhan Lopoğlu’nun alçak gönüllü bir hayatı olduğunu söylüyor. En lüks daireyi satın alma gücü olduğu halde kirada oturduğunu, otomobilinin eski model olmasına da aldırmadığını söylüyorlar. Bir yıl öncesine kadar cep telefonu bile almamış. Bütün hayatı evi ile işyeri arasında geçtiği için gerek görmemiş.

Ferhan Bey’in en son girişimi olan yem ve ekolojik tarım şirketlerindeki ortaklarından Tevfik Şafak da Lopoğlu’nun ketum olduğunu söylüyor. ‘Tehdit aldığını hiç hissetmedik. Bu yüzden şüphelendiğimiz kimse yok.’ Şafak, ortağının rastgele biri olmadığını, bir saygısızlığını, yaramazlığını görmediğini de vurguluyor. Peki tefecilik ya da kadın meselesi? Şafak’ın cevabı kesin: Hayır.

Bir başka ortağı Levent Evgar da, Lopoğlu’nun titiz, eşine ve işine bağlı olduğunu söylüyor. ‘Eğer gizlice başardıysa helal olsun.’

Ağabey Feridun Lopoğlu, kardeşinin kendisine danışmadan gizli bir şey yapmayacağını söylüyor. ‘Ama geçen yıl by-pass geçirdim. Beni üzmemek için söylememiş olabilir.’ Yüklüce bir borcu var mıydı ya da alacağı, sorusuna ise ‘hayır’ diyor.

EŞİ FERHAN LOPOĞLU

Altı yıl önce haraç isteyenler yakalanamamıştı

Ferhan, 1.78 boyunda, 70 kilogram ağırlığındaydı. Katil bir kişi olamaz. Tek başına taşıyamaz çünkü. İşyerinin giriş kapısı açıktı. Çekme kattaki ofisinden aşağı inişte ana kapı görünmüyor. Katiller içeri girip saklanmış olabilirler.

n Polis, 19.30’a kadar yaptığı telefon konuşmalarını inceliyor.

n Hiç görgü tanığı yok. Ya da korktukları için konuşmuyorlar.

n Altı yıl önce eşimden haraç istenmişti. Küçük bir rakamdı. Bizimle paylaştı ve hemen polise gitti. Polis başvurusunu ciddiye aldı. Hepimizin güvenliği sağlandı ama haraç isteyenler yakalanamadı.

n İşyerindeki kasa soyulmamıştı. Zaten kasaya para ya da değerli bir şey bırakılmazdı.

Güvenlik önlemleri almamıştı patron gibi değil bakkal gibi çalışırdı

Eşi, kardeşi ve ortakları, Ferhan Lopoğlu’nun uyarıları dikkate almadığını söylüyorlar. Lopoğlu, Manisa çıkışındaki Kenan Evren Sanayi Sitesi’nin akşam saatlerindeki ıssızlığına karşın, ofiste tek başına kalmakta ısrarcı olurmuş. Handan Hanım, eşini üç gün takip edenlerin hep aynı saatlerde gidip döndüğünü kolaylıkla öğrenebileceğini söylüyor. 19.30’da çalışanlarını gönderdikten sonra 20.30’a kadar yalnız çalışırmış. ‘Güvenlik önlemlerini önemsemedi. Patron gibi değil de bakkal işletir gibi davrandı. Bunları söylediğimde senaryo yazma, derdi.’

Ağabey Feridun Lopoğlu da kardeşinin sanayi esnafının uyarılarını dikkate almadığını söylüyor. Yem ve ekolojik tarım şirketlerindeki ortaklarından Levent Evgar, sanayi sitesinin gece karanlığında ıssız ve tehlikeli bir yer olduğunu söylüyor. ‘Akşamları bir saat tek başına kaldığını bilmeyen yoktu. Çalışanlarıyla birlikte işyerinden ayrılmasını çok söyledim ama her seferinde kafamı dinliyorum, çalışıyorum, cevabını verdi.’

MANİSA EMNİYETİ

İzmir’e sağ götürüldü sorgulandı ve öldürüldü

Katiller cesedi otomobille Manisa’dan İzmir’e götürmeyi göze almaz. İzmir’e sağ götürdüler. Dereye yakın bir yerde konuşup sorguladıktan sonra öldürdüler. Çuvala koyup dereye attılar.

n Neden tabanca değil de bıçak kullandılar? Sıradan gelişmiş bir olay mı?

n Neden İzmir? Olay Manisa’da başladı ama İzmir’de sona erdi. Olayı İzmir Emniyeti ve Savcılığı aydınlatacak. Cesedi bulan, otopsi yapan İzmir. Otopsi raporu henüz gelmedi. Ama cesette yanık, tecavüz ve işkence izi yok.

n Çalışanı, Lopoğlu’na 3 milyar 800 milyonluk hasılatı verdiğini, eşi de çantasında döviz, cebinde de 1 milyar lira olduğunu söylüyor.

n Bütün ilişkilerini, ortaklıklarını dikkatle izliyoruz. Söylenecek çok şey olabilir.

n Otomobili halen kayıp. Bulunması olayın çözülmesine katkı sağlayabilir. 1998 model saks mavisi bir Mazda 6.26. Plakası kendi isminin başharfleri. Rakam da markanın modeli. ‘45 FL 626’.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!