Güncelleme Tarihi:
Neler yapıyorsunuz şu sıralar?
- Şu sıralar evime, oğluma, aileme daha çok zaman ayırdığım rahat bir dönemdeyim. Spor yapıyorum, kendimi dinliyorum... İşle ilgili çok fazla kafamı yormuyorum.
Spor olarak ne yapıyorsunuz?
- Fitness ve kardio. Haftanın üç, dört günü spor yapmaya özen gösteriyorum. Çalıştığım zamanlar istediğim gibi spora vakit ayıramıyorum, o yüzden şu sıralar sporumu hiç aksatmıyorum.
Nasıl bir annesiniz?
- İnsanın kendini anlatması zor ama ilgili bir anne olduğumu, oğluma yeterince vakit ayırdığımı düşünüyorum. Demir şimdi beş yaşında, okula gidiyor. Sürekli yanında olmamdan memnun. Her gün okuldan ben alıyorum onu. Arkadaşlarımla çok keyifli bir sohbetin ortasında olsam bile izin isteyip oğlumu okuldan almaya gidiyorum. Bu beni çok daha mutlu ediyor, ayrıca ona verdiğim sözleri mutlaka tutuyorum.
Otoriter misiniz?
- Biraz... Söz konusu Demir olduğu zaman çok fazla otoriter olamıyorum ama maksimumu zorluyorum. Her şeye “evet” diyerek şımarık bir çocuk yetiştirmek istemiyorum. Her ne kadar iyi şartlarda büyüse de bir çocuğun her istediğinin alınmasına karşıyım. İstediği şeyin alınması için ya üzerinden belli bir zaman geçmiş olması ya da hak etmesi gerek. Bunun dışında tüm hafta sonlarımı da oğluma göre planlarım.
HİÇBİR ERKEK BANA OĞLUM GİBİ BAKMADI
Erkek annesi olmak nasıl bir duygu sizce?
- Kız çocuğum olmadığı için tam olarak bilemem ama Demir’le aramızda çok büyük bir aşk var. Demir artık 5 yaşında olduğu için duyguları ve tepkilerini rahatça dile getiriyor. Saçımı, makyajımı ya da kıyafetimi beğendiği zaman öyle güzel bakıyor ki, hayatım boyunca hiçbir erkek bana öyle bakmadı, öyle güzel iltifatlar etmedi.
Size çok mu düşkün?
- Evet düşkün, babasını da çok seviyor ama beni kimseyle paylaşamıyor. Çok duygusal bir çocuk.
Bu yönden size mi benziyor?
- Eşim de ben de çok duygusalızdır. Ben bu duygusallığımı dışa vururum ama eşim içine atar.
Fiziki olarak kime benzetiyorsunuz peki?
- Demir iki yaşına kadar babasının aynısıydı ama daha sonra bana dönemeye başladı. Demir’e baktığımda kendi çocukluğumu görüyorum.
Belki bir de size benzeyen bir kızınız olur...
- Çok isterim... Özellikle de bir kızımın olmasını... Genç kızlığımdan beri en büyük hayalimdi; kız çocuklarını süslemek çok daha keyifli. Demir’in giyimine de çok özen gösteriyorum, istiyorum ki hep şık olsun. Alışverişte bile kendimden çok Demir’e bir şeyler alıyorum. Belki bu sene yeniden anne olmayı düşünebilirim. Ama Demir’in doğumunda yaşadığı sağlık sıkıntıları bana çok şey öğretti. Kız ya da erkek olsun diye şımarıklık yapmam, en önemlisi sağlıklı olması.
DEMİR’DE YAŞADIKLARIM YÜZÜNDEN KORKUYORUM
Demir’in yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle ikinci bebek için bir takım korkular duyuyor musunuz?
- Elbette korkuyorum ama bu korku hayatımın merkezinde değil. Yeniden hamile kaldığımda çok iyi bir süreç geçirsem de her sokağa çıkışımda kafamda “acaba” sorusu olacak, her sancıda bu duyguları hissedeceğim. Ama Demir de bir kardeşi olmasını çok istiyor.
Anne olmadan önceki Özlem Yıldız’la şimdiki arasında ne gibi farklar var?
- Büyüklerim her zaman “Hayatta her şey lay lay lom değil, sağlık çok önemli” derlerdi. Tüm bunların bilincinde olarak büyüdüm ama birebir yaşamak gerçekten daha farklıymış. Şan, şöhret, para, pul, kıyafetler, alışverişler; bunların hepsi o kadar boş şeyler ki! Demir 1 kilo 100 gram doğdu, ilk 48 saat bizim için çok riskliydi. Tüm bunlar bana çok şey öğretti. Şimdi ne zaman kendimi kötü hissetsem, çocuğumun ve sevdiklerimin sağlığının iyi olduğunu düşünüp kendimi toparlıyorum.
EŞİMLE ZOR BİR SÜREÇ YAŞIYORUZ
Bir süre önce eşinizin maddi krize girdiği ve boşanmanın eşiğine geldiğiniz yönünde haberler çıktı. Ama siz sessizliğinizi hiç bozmadınız!
- Evet, o dönemde açıklama yapma taraftarı olmadım. İnsanlara sadece duruşumla mesaj vermek istedim. Çünkü bu, üzerine konuşulacak, yorum yapılacak bir konu değil. Ayrıca herkesin başına gelebilecek bir durum bu. Bunun yanı sıra sağlıkla ilgili çok ciddi bir şekilde sınanmışken ve hayattan çok büyük bir ders almışken böyle bir konuyla ilgili olumsuz bir şey söylemem Allah’ın gücüne gider. Evet, zor bir süreç yaşıyoruz ama üstesinden gelinmeyecek bir durum değil. Hayattaki en büyük zenginlik, sağlık.