Kubilay qb Tunçer
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2013 00:00
Hikâye Cihangir’de geçiyor geçmesine ama bu çok da belirleyici değil.
Zira, Aslıhan Erguvan’ın yazıp yönettiği bu güzel oyun, mekâna çok bağlı olmayan gayet evrensel, gayet sıcak, dolu dolu bir iş. Lulabay ninni demek İngilizce, malum. Tat, o tat.
Aynı mahallede yaşayan insanların, mahalleye yeni taşınan bir hanımın, talihsiz bir sokak çocuğunun ve iki kedinin kesişen hayatlarını izliyoruz. Bu hayatlar bazen teğet geçiyor, bazen birbirlerini etkiliyor. Çok ince bir kurgu var. Karakterleri sadece ağızlarından dökülen sözcüklerle izlemekle kalmıyoruz, kafalarındaki tilkilerin seslerini de duyuyoruz. Düşünce balonlarını takip edebiliyoruz. Bu muzip teknik sayesinde insanların tatlı tedirginlikleri, güvensizlikleri ve bastırılmış duyguları hakkında fikir sahibi olabiliyoruz.
Bu, tiyatroda hiç kullanılmamış bir şey değil tabii ki ama Aslıhan son derece işlevsel ve keyifli bir anlatım tarzı oluşturmuş. Oyuncuların çeşitli karakterlere bürünmesi, kısa epizodların birbirinin içine geçmesi güzel. Bu hikâyenin kedisi şu hikâyenin garsonu tarafından oynanınca çok boyutlu bir sarmal beliriyor. Seyirciyi kolaylıkla ele geçiren ve meraklandıran dinamik bir anlatım oluşuyor. Tabii, burada asıl önemli olan şey hikâyeciklerin birer birer ne kadar etkileyici olduğu değil, bu sarmal yapıda oluşturdukları tortu. Büyük laflar etmeden, kalın çizgilere baş vurmadan güçlü etki sağlanmış.
Oyunun yapısıyla ilgili tek eleştirim, finalinin güçlü olmaması. Karakterlerin hayatlarından kesitler görüp, birbirlerini nasıl etkilediklerine tanıklık ettikten sonra insan ister istemez bir çemberin tamamlanmasını bekliyor. Bir
seçim meselesi tabii ki, ama ben bu eksikliği hissettim. Yeni bir yazar ve yönetmen olarak Aslıhan başarılı iş çıkarmış. Hayata bakışını ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi gayet net biçimde göstermiş. Bunu yaparken sıra dışı ve çok tatlı bir seyirlik oluşturmuş. Daha ne olsun!
Nail ve Zuhal Gencer’e hiç şaşırmadım. İyi tanıyorum ikisini de. Seyircinin kafasına kakmadan ustalık gösteren, keyif veren muhteşem oyuncular. Bu düzeyde oyuncuları izlemek bir şans ve ayrıcalık. Fatih Sevdi’yi ilk kez gördüm ve hayran kaldım. Tutarlı, kontrollü, risk seven ve duygu katmanlarını kolaylıkla aktarabilen 10 numara bir aktör. Aslıhan da 40 yıllık oyuncu gibi rahat ve işine hâkimdi. Kadroya bayıldım. Oyunculuklarda, üzerinde incelikle düşünülmemiş tek bir an yoktu. Az, işlevsel ve zeki bir dekor, yerli yerinde kullanılmış müzikler, efektler... Dolu dolu, anlamlı bir 65 dakika. Bravo.
Lulabay festival oyunu olarak hazırlanmış. Demet Evgar’ın öncülük ettiği Pangar adlı tiyatro oluşumunun prodüksiyonu. Afişi ve ismi bence biraz seyirciyi uzaklaştırıyor. Oyunun çok sıcak ve davetkâr olduğunu gizliyor. Lulabay her katmandan, her yaştan seyirciyi mutlu edebilecek bir iş çünkü. Daha sık sergilesinler, turneler yapsınlar. Oyun bunu hak ediyor. Galiba yeni ve güçlü bir yazar kazanmak üzereyiz.
Künye
Yapım: PANGAR
Yazan ve Yöneten: Aslıhan Erguvan
Dekor ve Kostüm Tasarım: Bingül Evgar
Oyuncular: Nail Kırmızıgül, Fatih Sevdi, Zuhal Gencer Erkaya, Aslıhan Erguvan