Güncelleme Tarihi:
‘‘Grease’’ filminin unutulmaz oyuncusu Olivia Newton-John, müzik ve sinema dünyasındaki başarısıyla olduğu kadar 1992'de yakalandığı meme kanserini yenişiyle de ünlü. Sanatçı, hastalığının erken teşhis edilmesi sayesinde eski sağlığına kavuştuğunu söylüyor. Olivia Newton-John, göğüs kanseri kabusuyla ilgili sorulara büyük bir içtenlikle yanıt verdi:
‘‘1992'de kansere yakalanmadan önce meme kanseri korkusuna kapılmış mıydınız?’’
- Benim hastalığım teşhis edilmeden üç ay önce çok sevdiğim bir arkadaşım bu hastalığa yakalanmıştı. Kanser sözcüğü insanın yüreğine korku düşürüyor. Bana da aynı teşhis konulduğu zaman, kanserin bir ölüm fermanı olması gerekmediğine kendimi inandırmaya çalıştım. Milyonlarca kadın bu hastalığa yakalanıp eski sağlığına kavuşuyor, ama ilk günlerde moralim çok bozuktu.
‘‘Arkadaşınızın hastalanması sizi de kontrol yaptırmaya yönlendirdi mi?’’
- Ben düzenli olarak kontrolden geçiyordum. Vücudumda bazı kistler oluştuğu için muayenelerimi hiç aksatmıyordum. Göğsümde küçük bir şişlik vardı ve canım acıyordu. Babamın öldüğü hafta bana biyopsi yapıldı ve kansere yakalandığım anlaşıldı. Hemen ameliyat edildim. Sonra da kemoterapi başladı.
‘‘Bütün bunlar babanızın ölümünden sonra mı yaşandı?’’
- Evet. Doktoruma güvenim sonsuzdu. Neler yapmam gerektiğini o söyledi ve ben de zaman kaybetmeden gerekeni yaptım. Zor olan seçimleri yapmak bana düşüyordu. Bana uygulanan tedavinin en iyi tedavi olduğuna inanınca rahatladım. Bu arada ruhsal bakımdan da kendimi geliştirmeye çalıştım. Her gün yoga yaptım. Aklıma kötü düşünceler gelince, bunları bırakıp başka şeyler düşünmeye kendimi alıştırdım.
‘‘Tedaviniz ne kadar sürdü?’’
- Tedavi bir yıla yakın bir süre devam etti. Çok zor günler geçirdim, ama her şeye olumlu açıdan bakmaya kendimi alıştırmıştım. Sağlığıma kavuşmak için acılara katlanmam gerektiğini biliyordum. Bazı kişiler hastalığın tekrarlayabileceğini ima ettiler. Ama ben bu kabustan tamamen kurtulduğuma inanıyorum.
‘‘Ailenizde meme kanserine yakalanmış olanlar var mı?’’
- Hayır, hiç kimse yok. 12 yaşındaki kızım Chloe, ilerde meme kanserine yakalanmaktan korktuğunu söyledi. Ben bu hastalığın kalıtsal olduğuna inanmıyorum. Bence kanser çevre sorunlarının kaçınılmaz bir sonucu. Ben çevre sorunlarıyla yakından ilgiliyim. Çevre sorunlarıyla kanser arasında doğrudan bağlantı olduğuna inanıyorum.
‘‘Grease filmi yeniden gösterime girdi, ‘‘Back Wiht a Heart’’ adlı yeni albümünüz satışa çıktı. Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?’’
- Bu yıl 50 yaşıma basıyorum. Kendimi çok iyi hissediyorum. Eskiden yaşlanmaktan çok korkardım, artık korkmuyorum. Geçirdiğim hastalık beni çok değiştirdi. Her sabah uyanıp da yeni bir güne sağlıklı bir şekilde başlayacağımı bilmek beni mutlu ediyor. Hayatı günü gününe yaşamayı öğrendim.
Meme kanseri, özellikle kadınların korkulu rüyası. Yapılan bir araştırmaya göre kadınların % 61’i, sürekli olarak meme kanserine yakalanma korkusuyla yaşıyor. Yaşları 40’ın üzerinde olan kadınlarda meme kanseri korkusu oranı da inanılmayacak boyutlara ulaşıyor. Buna karşın tıp dünyası da bu hastalığa karşı mücadelesini büyük bir hızla sürdürüyor. Tıp dünyasının özellikle üzerinde durduğu konu meme kanserini önleyecek ilaçlar üretmek. Bu konudaki çalışmalar büyük bir hızla devam ediyor. Örneğin, bir zamanlar meme kanseri tedavisinde kullanılan bir ilacın, aynı zamanda bu hastalığa karşı bir koruyucu olabileceği saptandı. Sentetik hormonlar üreten bazı ilaçlar, meme kanserinden korunmayı sağlayabilecek. Tıp dünyası, gece gündüz meme kanseri korkusuyla yaşayan kadınlara yakın bir gelecekte bu korkulu rüyanın sona ereceğini müjdeliyorlar.
GENETİK İHTİMALİ DÜŞÜK
İlaçlarla bu hastalıktan korunmayı sağlamak için uzun çalışmalar yapılması gerekiyor. Ama bu süre içinde hastalıktan korunmak için sizin de yapabileceğiniz bazı şeyler var. Ailede meme kanserine yakalanmış olanlar varsa, sizi de aynı sonun beklediğini düşünmeyin. Bu hastalığın genler yoluyla ortaya çıkması olasılığı % 7’dir. Meme kanseri, bir tek genin neden olduğu bir hastalık değil. Bir genin sizin geleceğinizi gözler önüne seren bir kristal küre olduğunu düşünmemelisiniz.
Meme kanseri riskini azaltmak için yapabileceğiniz şeylerin başında düzenli olarak göğüs muayenesi yapmak geliyor. Erken teşhis sizi birçok sorundan kurtarabilir. Besinlerle kanser arasındaki bağlantıyı tıp dünyası da kabul etmiş durumda. Bu nedenle kansere karşı koruyucu niteliği taşıyan yiyecekleri sofranızdan eksik etmemelisiniz. Sürekli kanser korkusu içinde yaşamak yerine düzenli olarak kontrolden geçmek çok daha akıllıca olur. Düzenli egzersiz yapmak, menopoz dönemi geldiğinde gerekli testleri uygulatmak, meme kanseri riskini azaltmanın belli başlı yolları.