Bilgiye karışan hurafe

Güncelleme Tarihi:

Bilgiye karışan hurafe
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2001 00:00

Bir zamanların değerli bilgisi içine hurafe karıştığı anda gözden düşmeye başlıyor. Aslında önemli olan gözden düşmesi değil, bilginin zaman içinde unutulması. Çok yazık!Geçen gün bana gelen bir mail üzerine mutlaka bu konuya açıklık getirmeliyim diye düşündüm. Nihan Ferbal Uluç imzalı esprili ve imalı mail kısaca şöyle; ‘‘ Yazılarınızı büyük bir keyifle okumakta tavsiye ve görüşlerinizi uygulamaya almaktayım. (Lavantalar para çantasında hemen yerini buldu) Evimizde ancak sizin açıklayabileceğiniz bir değişim söz konusu Şöyle ki; Çanakkaledeki yazlığımızdan İstanbul'a döndüğümüzde evdeki eşyaların bir çöküntü içinde bulunduğunu eşimle birlikte hissettik. Tavan alçıları, eşyaların vidaları kopmuş, herşeyi bozulmuş bulduk. Bir süre evde cam eşyalar kırıldı. Şu anda neye el atsak adeta elimizde kalıyor. Tedirgin olduk. Yorumlarınız bizi rahatlatıp aydınlatacak.’’Evet, böyle diyor. Cüzdanda taşınan lavantaları sanırım Yener Süsoy'un benimle yaptığı röportajdan öğrenmiş olmalı. Fakat ben ayrıca kendi yazılarımda da lavantaya yer vermiştim. Şimdi bu yazıları okumamış olanları kısaca bilgilendirmek için lavantanın bereketi arttırmak maksadıyla kullanıldığını anlatan bir yazıydı.Şimdi, bilgiye hurafenin nasıl karıştığını anlamak için bu konuyu biraz açalım. Lavanta, ninelerimizin, büyük büyük babalarımızın kullandığı bir koku. Özellikle erkek kokusu olarak biliniyor ve evin bereketini arttırmak için kullanılıyor. Benim dinlediğim yaşlı kişiler, eskiden evlerinde temiz iç çamaşırların arasına lavantalar serptiklerini ve kocalarının traştan sonra özellikle lavanta sürdüklerini anlatmışlardı. Bunun kazancı arttıracağını kendi büyük annelerinden öğrenmiş olduklarını söylemişlerdi. Ama nasıl olup da kazanç arttırdığı hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Bu bilgi bir çeşit gelenek şeklinde çocukların devam ettirdiği adet halini almıştı.Ben de bunun üzerine bir araştırma yapmıştım ve bizzat kendi üzerimde uygulamıştım. Böylece lavantanın kazancı nasıl arttırdığını tesbit etmiştim. Biliyorsunuz, beynimizi en hızlı etkileyen araç burun. Ve kokular, beyinimizin merkezlerini uyarıyor ve hatta insanı farklı şuur hali içine bile sokuyor. Lavanta, dikkat ve uyanıklık halini zihinde uyaran bir koku. Lavantayı elinize, yüzünüze, boynunuza sürdüğünüz zaman, gün boyu o kokuyla dolaşıyorsunuz. Böylece zihininizi sürekli olarak uyanık tutmaya zorluyorsunuz. Yani dikkatli oluyorsunuz. Eski aile yapısını incelediğiniz zaman erkek evin dış işlerinden kadınsa iç işlerinden sorumlu. Para kazanmakla yükümlü olan erkek olduğu için lavanta, erkek kokusu olarak karşımıza çıkıyor ve eskiler aslında kokuların beyni nasıl uyardığını biliyorlar. Çalışırken ve özellikle parayı kullanırken ne kadar dikkatli ve uyanık bir beyinle çalışırsanız, o derece kazançlı çıkarsınız. Yoksa lavantının bitki olarak kazancı arttırması beklenemez. İnsan algıladığından etkilenen bir varlık. Ve kokular, zihinsel yetenekleri uyarıyor ve harekete geçiriyor. Böylece siz doğru kokuları kullanarak daha başarılı oluyorsunuz. Fakat bu bilgi zaman içinde unutuluyor ve insanın yetenekleri yerine bitkilerin ve şeylerin varlığı öne çıkarak sanki bütün işleri siz değil de bitkiler veya araçlar yapıyormuş, her şey onların marifetiymiş gibi düşünmeye başlıyorsunuz. Ve işte bu noktadan itibaren bilginin kendisi unutulup hurafelerle uğraşmaya başlıyorsunuz. Bugün Altın Işık Astroloji ve Bilimsel Araştırmalar Derneğinde saat 17:00'de Aynur Gedik, ‘‘Kokuların insan üzerindeki etkisi’’ başlıklı bir konuşma yapacak. Merak eden herkes dinlemeye gelebilir, diyorum Yasemin'ce...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!