Barış AKPOLAT bakpolat@hurriyet.com.tr Fotoğraflar: Fatih YALÇIN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2008 00:00
Doğuştan müzisyen lafının abartı kaçmayacağı bir adam. İskender Paydaş (41) müzisyen bir ailede doğdu. Babası Muhittin Paydaş, Lordlar müzik grubunun kurucusuydu. İskender de büyüdüğü çevrede kendine yer edindi, hatta sahneye 6 yaşında adım attı, 7 yaşında Büyük İskender adıyla 45’lik doldurdu!
Sonra Ajda Pekkan’dan Orhan Gencebay’a, Mirkelam’dan Nilüfer’e kadar her ünlü sanatçıyla çalıştı. Kayahan’la Eurovision’a bile katıldı. Kendisi için milat, Avşa Adası’nda ilk kez para kazandığı konserdi. 25 yılın hesabını buna göre yapıyor. Paydaş, 25. yılını Zamansız Şarkılar adını verdiği bir projeyle kutluyor.
Babası ünlü bir müzisyen olunca kendisi de çocukken müzikle oyun oynadı. Sehpa üzerinde süpürgeyle gitar çalmalar, anneannesinin divanının üzerine tencereden davul seti kurmak ilk oynadığı oyunlardı. Davul ve piyano çalmaya beş yaşında başladı. Babası Muhittin Paydaş ve grubu Lordlar, 1970’lerin bilinen gruplarındandı. İskender Paydaş 5 ve 7 yaşlarında 45’lik plak bile doldurdu. Babasının bestelediği çocuk şarkılarını söylerken arkasında da babasının grubu çalıyordu. Arkasından Caddebostan ve Maksim gibi gazinolarda sahneye çıktı: "Daha 5 yaşındayken Ajda Pekkan’la aynı sahneyi paylaştım diyebilirim."
İlkokul başlayınca bu ilk sahne tecrübesinin sonu gelmişti. 14-15 yaşında lisede arka sıradaki arkadaşları davulculuk teklif edince grup hayatı başladı İskender Paydaş’ın. "Öyle bir jenerasyonmuş ki arkadaşlarımızın çoğu şimdi birer isim oldular. Mesela Volkan Başaran şu anda Teoman’ın gitaristi. Murat Yeter ise şu anda Kenan Doğulu’nun davulcusu. Gür Akad, Feyyaz Kuruş, Levent Candaş gibi isimlerle de o zamandan arkadaşız" diye anlatıyor.
16 YAŞINDA BAŞLADI 25 YILI GERİDE BIRAKTI
İskender Paydaş, müzikle hayatını kazanmaya başladığı anı profesyonel müzik yaşantısının başlangıcı olarak kabul ediyor. Kabataş Erkek Lisesi’nde okurken yazın Avşa Adası’nda ilk para kazandığı konserini verdi. Yıl 1983’tü. Paydaş grupta dönüşümlü olarak davul ve klavye çalıyordu. Bilinen yabancı pop, rock ve dans şarkılarını çalıyorlardı fakat İskender Paydaş’ın bestesini yapıp sözlerini yazdığı Küçük Hanım şarkısı çok beğeniliyordu. 18 yaşında Kayahan’la tanıştı ve hayatı değişti.
Kayahan’ın klavyecisi olan Paydaş’ın ciddi profesyonel müzik yaşamı başladı. "Kayahan’ın şarkılarının notaları elime ilk geldiğinde çalamayacağımı düşündüm. Kayahan’ın o zamanki aranjörü Ümit Eroğlu döktürmüştü belli ki. İlk gece bütün parçaları mahvedince ondan sonraki üç gece uyumadan çalıştım ve repertuvarda olmayan parçaları bile ezberledim." Paydaş bir süre sonra yardımcı aranjör gibi çalışmaya başladı. 1988’deki Benim Şarkılarım albümünde 2 aranjman yaptı. Daha sonra Nilüfer’le de çalışmaya başladı. Ardından Şebnem Ferah, Nazan Öncel, Levent Yüksel, Harun Kolçak, Mustafa Sandal, Aşkın Nur Yengi, Ajda Pekkan, Suat Suna, Kibariye, Orhan Gencebay, Sertab Erener, Ege, Asya, Mazhar Fuat Özkan’ın albümlerine aranjmanlar ve besteler yaptı.
POP ŞARKILARI YENİDEN DÜZENLEDİ
İskender Paydaş’ın en büyük sorunu, diğer aranjörlerde olduğu gibi bir parçayı kendi istediği gibi değil dinleyici beklentisine göre düzenlemek. Üstelik pop değil rock, fusion ve funk tarzlarını benimsemiş bir müzisyen. 25. yılı için çıkardığı Zamansız Şarkılar projesinde müzikal kariyerinde dönüm noktası olan şarkılara yer verdi ama çoğunu yeniden düzenledi: "Kökenimiz rock olduğundan her ses köşeli. Sololarımız sert rock gibi tınlıyor. Limiti zorlamak istiyoruz çünkü birine bağlı değilim bu sefer istediğim gibi oynayabilirim şarkılarla."
Paydaş projeye, kendi bestesi olan iki enstrümantal parça ekledi. Kartal Dağı ve İstanbul’u anlatan Kız Kulesi progresif rock tarzı şarkılar. Parçaların geri kalanı ise tanınmayacak halde. Mirkelam için yaptığı Sevmek Suç mu adlı şarkıyı bu kez arabesk ve progresif rock tarzının bir birleşimi olarak düzenlemiş. Özgün’ün albümlerindeki Kıpır Kıpır ve Kumru şarkıları da var ama pop değiller: "Pop müzik yapmak istediğimizin konsantre olmuş halidir. Amaç şarkıların kolayca ezberlenmesidir. Fakat kolay unutulurlar. Bu projeye başlarken beğendiğim ve hak ettiği gibi yapılmayan şarkıları olması gerektiği gibi çalmak istedim."
Projenin en farklı yanı görselliği. Sahnede ayrı bir enstrümanmış gibi duracak olan bilgisayarlar ve arkasında onları idare eden Kerem Akçaba sayesinde dinleyici aynı zamanda seyredecek. Zamansız Şarkılar projesi, vokalde Özgün, gitarda Gökay Semerci, bas gitarda Murat Ejder, davulda Erdinç Şenol, saksofonda Toygun Sözen, geri vokalde Murat Çeken ve klavyede İskender Paydaş’tan oluşuyor. 10 Ekim Cuma gecesi The Hall’da, 28 Ekim’de Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde Zamansız Şarkılar’ı dinleyebilirsiniz.