Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2011 00:00
Timsah çiftliği ‘Mamba Village Centre’ Kenya’nin okyanusa kıyısındaki şehri Mombasa’da. 1984 yılına kadar çöp dökülen bir alan olarak kullanıldı. Daha sonra İsrailli bir işadamı timsah derisi ihraç etme fikriyle bu alanı temizletti ve çok sayıda timsah getirterek koruma altına aldığını söyleyerek bir çiftlik kurdu. Ancak Kenya yasaları timsah derisi satmasına izin vermeyince burayı sattı. Çiftlik de tamamen koruma altına alınan bir parka dönüştürüldü. Çiftlikte 1500’den fazla irili ufaklı timsah barınıyor. Yaşlarına göre ayrı ayrı bölümlerde tutuluyorlar. En çok merak edilense çiftliğin en eski misafiri olan ‘Big Daddy’.
Big Daddy 25 yıldır burada. Çiftlik onun için bir cezaevi. Çünkü 25 yıl önce Kenya’nın Tana Nehrinde bir kişiye saldırmış. Arkadaşlarının timsah tarafından nehrin içine çekildiği gören dört arkadaş da timsaha saldırmış. Olay beş kişinin ölümüyle sonuçlanmış. Yetkililer harekete geçerek nehirde operasyonlar yapmış ve katil timsah yakalanmış. Daha sonra bu çiftliğe getirilerek 20 metrekarelik bir havuzun içine konulmuş. Şimdi 120 yaşında ve altı metre uzunluğunda ve tam 1 ton ağırlığında olan erkek timsah, bu alanda iki dişi timsahla kalıyor. Bakıcıları çok yaşlı olduğu için artik gözlerinin görmediğini söylüyor: “O bir katil ama çiftliğimizin gözbebeği. Her gün yüzlerce turist onu görmek için geliyor.”
KANCAYLA TİMSAH OYNATMACATimsahların beslenmeleri de turistler için görsel bir şölen. Çünkü ayrı ayrı göletlerde yaşayan timsahlara haftada bir gün
yemek veriliyor. Bu sırada meraklıların izlemesi için şovlar da yapılıyor. Turistler çevresi yüksek duvarlarla kaplı büyükçe bir havuzun etrafında toplanıyor. Göletin içi vücutları suyun içinde, sadece burunları ve gözleri dışarıda hiç hareket etmeden duran timsahlarla dolu. Timsahlara saat 17.00’de yemek veriliyor. Bir görevli göletin başında çan çalmaya başlıyor. Sesi duyan timsahlarda hemen bir hareketlenme başlıyor. Hepsi de havuzun ortasına doğru uzanan yüksek bir platformun altında toplanıyor. Bu arada bir görevli havuzun olduğu bölüme giriyor. Timsahlardan korunmak için, bir eline uzunca bir sopa diğerine de et parçalarıyla dolu bir
kova alıyor. Platforma tırmanarak, ucunda kanca olan uzun bir ip alıyor. Kovadan büyükçe bir et parçasını alıp kancaya saplıyor. İpi timsahlara doğru sallarken, turistler nefeslerini tutuyor. Çünkü eti gören timsahlar birbirlerinin üzerine çıkmaya çalışıyor, havuzda kargaşa başlıyor. Ancak görevli eti kaptırmamak için her hamlelerinde ipi yukarı çekiyor. Tabii ki bu oyun fazla sürmüyor. Timsahlardan biri hızla yukarı doğru fırlayıp eti kapıyor. Neredeyse tüm vücudu suyun dışına çıkan dev timsah eti kaparak tekrar suya dalıyor. Görevli aynı işlemi tekrarladıkça eti kapan kenara çekiliyor. Görevliler bu yemek kapma yarışı sırasında bazı timsahların çenelerinin, bazılarının da kuyruklarının zarar gördüğünü söylüyor.
28 DERECEDE DİŞİ 29 DERECEDE ERKEK YAVRU
Çiftliğin en ilginç bölümünde yumurtadan çıkan yavru timsahlar bulunuyor. Burada yüzlerce yavru timsah var. Büyükler tarafından yenilmesin diye, büyüyüp serpilene kadar ayrı bir yerde bekletilen bu timsahları elinize sevmek serbest. Hatta başının üzerine bile koyanlar çıkıyor. Görevliler timsahların kuluçka makinesi yardımıyla ürediğini söylüyor: “Gerekirse sıcaklığı ayarlayarak yavrunun dişi mi erkek mi olacağını bile kontrol ediyoruz. Kuluçka makinesi sıcaklığı 28-29 derece arasına ayarlı. Erkek yavru 28 dişi yavruysa 29 derecede oluşur”.
BİR ASIRDAN FAZLA YAŞAYABİLİYORTimsahlar sıcak bölgelerde bataklık ve su kenarlarında yaşıyor. Uzaktan bakıldığında büyük kertenkelelere benziyor. Vücutları sert kemiksi plakalarla örtülü. Ön ayaklarında beşer, arka ayaklarında dörder parmak var. Parmak araları tamamen veya kısmen perdeli. Uzun, yandan basık kuyrukları suda kürek vazifesi görüyor. Güçlü dişlere sahip, çok kuvvetli çeneleri var. Yalnız üst çeneleri açılıyor. Gözleri, burunları ve kulakları başlarının üst kısmında. Yüzerken rahatça etraflarını görebiliyor, işitebiliyor ve solunum yapabiliyor. Karada vücutlarını zor taşımalarına rağmen, suda çok iyi yüzüyor. Gündüzleri dinlenip, çoğunlukla gece avlanıyor. Gözbebekleri dikey olduğundan gece de iyi görüyor. Başlıca mönüleri balıklar, kuşlar ve suya gelen memeliler. İnsanlara saldıranlarına da sık rastlanıyor. Avlarını güçlü çeneleri arasına sıkıştırıp suya çekerek boğuyorlar. Ömürleri yüzyılı aşıyor ve 23 türü var. Nil Timsahı (Crocodylus Niloticus), Deniz Timsahı (Crocodylus porosus) ve Mississippi Alligatörü (Alligator mississippiensis) en bilinenleri.
DOĞADA NASIL ÇOĞALIYORLAR Timsahlar yumurtlayarak çoğalıyor. Çiftleşmeden sonra dişi kıyıdaki bir kumlukta açtığı çukura kaz yumurtası iriliğinde, 50 kadar yumurta bırakıyor. Üzerlerini kumla örterek yakınlarında nöbet tutuyor. Dişi bazen üç ayı bulan bu sürede hiçbir şey yemediğinden kilo kaybediyor. Yavrular, yumurta kabuğunu kırmaya hazır olunca 20 metre kadar uzaklıktan duyulan sesler çıkararak annelerini yardıma çağırıyor. Anne, kumları yavruların yumurtadan çıkmasına yardım ediyor. İnce derili yavrular büyük bir titizlikle tek tek annenin ağzında su kıyısına taşınıyor. Yırtıcı kuşlar ve vahşi memeliler timsah yavrularına düşkün. Bakıma muhtaç yavrular yumurtadan çıktıktan sonra altı-sekiz hafta kadar yine anne ve baba tarafından korunuyor. Yine de küçükler büyük timsahlardan uzak olmak zorunda. Çünkü zaman içinde anne ve babalar yavrularını tanıyamaz, onlara da av gözüyle bakıyor.