Güncelleme Tarihi:
12 yıl 9 ay aradan sonra operasyon masasına ikinci kez yatıp, ikinci kez by-pass’a “evet” demek bir çok nedenden ötüürü de kolay oldu diyebilirim.
Hem yaşın etkisi, hem de yılların insanı daha cesaretsiz bıraktığı gerçeğine rağmen kolay oldu…
Neticede “ailecek” verilen kararı hayata geçirdik ve damarları yeniledik.
12 yıl önce tek, bu kez 3 adet koroner damar değişti.
Demek ki birincisi hiç ders olmamış.
Hiç bakmamışız kendimize.
İhmal etmişiz bazı yasakları.
Bazı haramları “helâl” saymışız galiba.
İyi ve doğru beslenmemişiz.
İyi ve doğru yolda ilerlememişiz.
Doktora aldırış etmemişiz.
İlaçtan korkmuşuz, ya da kaçmışız ne farkeder..
Sonuçta sigaranın da, kötü alışkanlıkların da esiri olmuşuz.
Dahası yaşamla dalga geçmişiz.
Biraz da kimilerinin “yaşam felsefesi” böyle gelmiş böyle gidiyor olmalı.
Tıpkı bendeki gibi.
Birinci by-pass ameliyatımdan sonra iki doktorum- biri cerrah Kaya Süzer diğeri kardiyolog Can Özer - taburcu olmadan önce karşıma geçmişlerdi. Hiç unutmam sözlerini.
Kaya bey “Kalbinizdeki ana damarı değiştirdik. Yüzde 99 tıkalı idi. Bu damarın değişmesi ile diğer tıkalı damarlarınız da açılabilir, daha rahat bir yaşama adımlarınızı atabilirsiniz. Ama iyi beslenme yanında en önemlisi ağzınıza tek bir sigara koymamalısınız. Koyarsanız 6 ayda damarlarınızın çoğu tıkanabilir, yaşamınız riske girebilir. Daha kötüsü ölürsünüz” demişti.
Can bey ise olaya sofistike yaklaşmıyordu. Kalp krizi ve damar tıkanma nedenlerini ve sıralamasını değişik yapıyordu. Neticede kalbi besleyen koronerler erken de tıkanabilirdi Can beye göre. Erken yaş krizlerini atlatmak daha zordu ona göre. Yani benim içtiğim sigara, son derece ağır bir srtes içeren gazetecilik mesleğinde “kurtarıcı etken” rolü üstlenmiş olabilirdi. Daha açığı, stresti bastırmak açısından yarar sağlamış, ancak yaşam tarzı kötülüğü, yanlış beslenme damarları tıkamış olabilirdi. Tabii bu kez sigara kesinkes bırakılmalıydı Can beye göre de.
Ama Can bey bana inanmıyordu. Yani sigarayı bırakacağımı hiç sanmıyordu. Yani by-pass bende caydırıcı bir ameliyat olamazdı. Son cümlesini ihtiyatlı kurdu Dr.Can Özer:
“Sigarayı kesinkes bırakın. Bu sizin yaşam standardınızı yükseltmez, düşürür, hatta çok güç durumlarda bırakır.Ammaaaaa, eğer bırakma iradesini gösteremezseniz, o zaman günde en az 4-5 kilometre tempolu yürümek zorundasınız. İlaçlarınızı alacaksınız, sağlıklı besleneceksiniz, strestten uzak kalacaksınız. Tabii içtiğiniz sigara adedini de asgariye indirmelisiniz!”
Yani işin gözünü çıkarma anlamına geliyor sigara ikazı. Eskisi gibi 3 paket değil, bir paketin altında içmeyi, istemeye istemeye öneriyor.
Her kardiyalog aynı zamanda psikolog olmak zorunda değildir. Ama Can Özer’in öneri ve ikazları, bana Kaya beyinkinden daha cazip geldi.
Aslında işime geldi Can beyin öğütleri.
Tabii sigarayı bir süre bırakmadım değil. Hatta sekiz ay kadar. Rekor sayılacak süre. Sigara yaşım 15, ilk kalp tekleme yaşım 53. Yani 38 yıl non-stop sigara içmişim ve ilk defa 8 ay ara vermişim. Rekor ki tam rekor benim gibi içiciler için. Pardon içmek değil yiyicilik benim sigara alışkanlığım. Gerçi ameliyat öncesi günlerde birlikte çalıştığımız Prof.Dr.Kurthan Fişek yanında masum kalıyordum. Hoca 5 paket içiyordu. Ben 3 paket.
Her ikimiz de galiba uyurken nasıl sigara içileceğini keşfedememiştik.
Benin bayağı çalışmalarım (!) vardı ama tezimi tamamlayamamıştım.
Konumuzdan kopmazsak, Can Özer’in önerisi yaşam felsefemin yeni çıkış noktası oldu 12 yıl hem yürüdüm, hem içtim.
Hem sigara, hem içki içtim.
Yeni gelin misali…
Sevgiler,
Sezai