Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2007 00:00
Cihangir’deki Sadık Paşa Konağı, aylardır hareketli günler yaşıyor.
Kanal D’nin izlenme rekorları kıran "Bıçak Sırtı" dizisinin çekildiği konağı, son olarak İstanbul Life ekibi ziyaret etti. İşte sette geçen dokuz saat ve "Bıçak Sırtı"nda yaşanacak olayların sinyallerini veren tam altı röportaj...FİKRET KUŞKAN:Kolay yolu seçtimn Nasıl çıkabildiniz o zor, gürültülü hayatın içinden?
42 yaşındayım. Çok şanslı bir ailede yetiştim. Annemden dolayı çok şanslıyım. Babamı 12 yaşımda kaybetmiş olmama rağmen kendime böyle bir kulvar yaratmış olmamdaki en büyük şansım annemdir. İlkokula başladığım ilk gün komşumuz marangoz Mustafa Abi’nin yanına verdi beni annem. Zorla, despotça değil, ben istedim. Küçük yaşta bilinç sahibi olmaya çalıştırıldım. Emirgan Korusu’nda boynuma astığım sandıkla kuruyemiş sattığımda 5-6 yaşlarındaydım. Biliyordum ki, evde çorba zor kaynıyor.
n Otonomi arzusu belki de...
Belki... Harçlığımı kazanıp, hele hele fazlasını anneme verdiğim gün dünyanın en mutlu erkeği bendim.
n Oyunculuğunuzu nasıl değerlendiriyor anneniz?
Bana "Oyunculuğu kıçının kenarı ile yapıyorsun" dediğinde ne manaya geldiğini anlıyorum. "Çok önemli bir şey mi yapıyorsun?" dedi bana. "Hiç mi gurur duymuyorsun?" dedim. "Bak yine kıçının kenarı ile anladın" dedi. "Mesleğinde o kadar başarılısın ki. Büyük bir hayranlıkla izliyorum. Aklımın ucundan bile geçmezdi; güldürüyorsun, ağlatıyorsun, eğlendiriyorsun. Başka?" diye sordu. "Genetik mühendisliği okusaydın, milyarlarca insanı kurtarırdın. Siyasal okusaydın başbakan olurdun. Öyle özel işler yapabilirdin ki. Sense kıçının kenarı ile yapabileceğin bir iş seçtin kendine. Kolaycılığı seçtin" dedi.
n Niye peki ’kolaycılık’?
Çok basit, 16 yaşımda sahneye ilk çıktığımda hoşuma gitti. Çünkü orada her şey olunabiliyordu. Gerek yoktu şişe dibi gözlüklere. Sahneye çıktığında hayallerinin hepsine kavuşuyordun.
MELİSA SÖZEN:Nisan kendini kısır zannediyorn Daha 22 yaşında olmanıza rağmen 10 yıllık evli bir anneyi başarıyla canlandırıyorsunuz. Nasıl başardınız bunu?
Çok iyi bir karakter analizi hazırlamışlardı. Biyografisi, kişilik özellikleri, korkuları... Elinde bunların olması çalışmayı kolaylaştırıyor. Senaryo ve karakter analizi de elimde olunca, rolün içine girmek daha kolay oldu benim için.
n Kendini kısır zanneden bir kadın var ortada.
Onun çok büyük psikolojik baskısı var üzerinde. Yarım kadın olma hissi.
n Yarımlık mı sizce?
Yani sonuçta doğuramamak, bir can getirememek dünyaya onun kafasında öyle. Yarım hissediyor kendini. Bu zamanla değişecek.
n Nasıl bir evlilik sizce Nisan’ın yaşadığı?
Hanedan içi, soyun devam etmesi için yapılan bir evlilik. Birbirleri için en doğru aday gibi durmuşlar.
NEJAT İŞLER:Ali demir leblebi gibi güçlü değil inatçın Dizilerde pek alışılmış bir durum değildir, ama bu dizide senaryo belli... Daha çok uzun bir film gibi.
45 bölümün hikáyesi belli, ama senaryomuz belli değil. Senaryo peyderpey yazılıyor.
n Ali’nin çok trajik bir hikáyesi var. Biraz fazla değil mi sırtındaki yük?
Düşündüğümüzde evet. Zor bir durum. Bir yandan kafa açıcı olduğu kesin. Bir insanın başına bu kadar şey gelse, çok da akıllı, efendi filan davranamaz yani. Eroinman olursun. Demir leblebi herif! Güçlü falan değil, inatçı.
n Oyunculuğun bir etiği var mı?
Oyunculuğun bana göre şöyle bir etiği var; oynadığım karakter ne olursa olsun, ne kadar iğrenç bir herif olursa olsun ben o karakteri severim.
VİLDAN ATASEVER:Türkan Şoray’ın edasına bayılırdımn Canlandırdığınız Güneş karakteriyle benzeyen özellikleriniz var mı?
Güneş, 14 yaşından beri avukat olmak isteyen bir kız. 10 yıl boyunca avukat olma hayali kurmasının en önemli sebeplerinden birisi cezaevine giren abisi... Ben de oyuncu olmayı küçükken kafama koymuştum. Bu benim gerçeğim. 6 yaşımda "Oyuncu olmak istiyorum" dedim.
n Nasıl başladı bu arzu?
Abim beni her hafta sonu sinemaya götürürdü ya da evde beraber televizyon izlerdik. Çok güzel filmler seçerdi. Her film bana oyuncu olma arzusunu hissettirirdi. Türkan Şoray’ın edasına bayılırdım.
n Sizce bıçak sırtındaki kim bu dizide?
Baktığın zaman herkes bıçak sırtında. Tıpkı gerçek hayat gibi...
MEHMET GÜNSURRock star olmak istiyorumn Yıldız olma arzusu var mıydı eskiden?
Yıldız olmak umrumda değil. Sadece sevdiğim işi iyi yapmak istiyorum. Şu anda çok büyük bir tutku oyunculuk benim için... Oyunculuk yapmak için çok fazla gözlemlemek durumundasın. Bu da insanı çok geliştiren bir şey.
n Dizideki rolünüzde bankanızdan kullandığın şeyler neler?
Dizideki rol yurtdışında üniversite okumuş bir asil’zede’ diyelim. Oğlan bu mavi kan durumuna tamamen karşı çıkıyor. Ki, benim inandığım şeyler de bunlar. O paralellik var ama sonuçta adamın hayatı bu...
n En son bir Amerikan filminde oynadınız...
Korku filmi. Amerika’da acayip bir korku filmi piyasası var. Çok keyifliydi.
n Özellikle oynamak istediğiniz bir rol var mı? Bir rock yıldızı mesela... 90’ların başında bir rock grubunuz vardı.
Bir sürü rol var. Ama evet bir rock star’ı oynamayı çok isterim. Müzik benim için çok önemli. Yıllarca bateri çaldım. Sebastian Bach’tan Phil Anselmo’ya kadar herkes olabilir.
ERKAN CAN:Oyunculuk, yemek yapmak gibi bir şeyn "Bıçak Sırtı"na ’okey’ dedirten neydi?
Başta kadro diyelim, sonra senaryo tabii. Normal hayatta da iyi arkadaşız. Oyun olarak paslaşmamız da güzel oluyor.
n Dizideki karakteriniz, diğerlerinden farklı, hikáyenin daha dışında...
Evet. Numan, görmüş geçirmiş, büyük acılar çekmiş. Depremde her şeyini yitirmiş, tek başına İstanbul’da yaşayan, acılarını içine gömmüş bir adam.
n Oyunlarınız hep çok gerçek duruyor. Rol yapmak ne demek sizin için?
Her rol onu yaratandan çıkıyor, kendimizden de koyuyoruz; biraz gözlemlerimizden, biraz yakın çevremizden... Yemek yapmak gibi.
n Son soru: Bu dizide bıçak sırtında olan kim?
Herkes! Ama en çok bıçak sırtında olan çocuk bence...