Beyoğlu üç gün parfüm kokacak

Osmanlı’nın son döneminde, 1895’te Jean Cesar Reboul tarafından kurulan Rebul Ecanesi, 1938’de Kemal Müderrisoğlu’na devredildiğinden beri üç kuşaktır Unvanını koruyor. O tarihlerde bile ürettiği gençleştirici kremler, diş suları, nasır pomatları ve pek çok kozmetik ürünle adını duyurdu. Asıl voleyi lavanta kolonyasıyla vurdu. Öyle ki Beyoğlu’nda dolaşmak için Rebul Lavandası’nın sürülmesi gerektiği kuşaktan kuşağa bir efsane şeklinde anlatıldı. Çünkü kolonyadan çok o dönemin en popüler erkek parfümü, aftershave’i olmuştu.

İstiklal Caddesi’ne girip birkaç sokak geçince Ağa Cami’nin yanında, sağ kolda göreceksiniz Rebul Eczanesi’ni. Kendini sürekli yenileyen ve geliştiren eczanede "yok yok" demek doğru olur. Tabii bir de masmavi gözleri ve sıcak gülümsemesiyle sizi karşılayıp her derdinize deva olan, Kemal Müderrisoğlu’nun oğlu Mehmet Bey var.

İşte Beyoğlu’nun hem tarihi, hem de çok amaçlı denilebilecek eczanesi Rebul, bu yıl 113. yılını özel bir etkinlikle kutlayacak. Bu sayede özellikle gençlere yönelmeyi hedefliyor. Bunun için geçen ay "Gençlerin Gözüyle Beyoğlu" başlığında bir fotoğraf yarışması başlattı. Sonuçlar önümüzdeki pazartesi günü açıklanacak. Yani katılma şansı hálá var. Gönderilenler arasından Müjdat Gezen, Hıncal Uluç, Zeynep Tunuslu, İFSAK’tan Tufan Kartal ve Kani Atmaca gibi isimler 20 fotoğraf seçecek. Bunlar 16-17-18 Mayıs’ta Rebul Eczanesi’nin hemen yanındaki Ağa Cami’nin önünde sergilenecek. Yarışmada dereceye girenler fotoğraf makinesi ve İtalya seyahati gibi hediyeler kazanacak.

16 Mayıs sabahı Beyoğlu’na çıkanlar havada farklı bir koku duyabilir. Çünkü Rebul Kozmetik, şu sıralar popüler olan parfümlerinden birinin esansını belediyeye verdi. Gece sokakları temizleyen araçların su tankerlerine bu esanslar karıştırılıp, İstiklal Caddesi’nin parfüm kokması sağlanacak. Tabii Rebul Eczanesi’nin çevresi çok daha yoğun kokacak. Çünkü civardaki direklere, yüksek her yere profesyonel parfüm püskürtücüler takılacak.

113 yıllık Beyoğlu efsanesi

Yıl 1895, Osmanlı’nın son yılları. İstanbul’da ticarete ve sosyal hayata Rumlar, Fransızlar ve İtalyanlar’ın hakimolduğu dönem. Jean Cesar Reboul tarafından "Grande Pharmacie Parisienne-Büyük Paris Eczanesi" adıyla Beyoğlu’nda bir eczane kuruldu. Bir süre sonra ismi Rebul oldu. Disiplinli çalışmaya özen gösteren Reboul, eczanesini de bir süre sonra itinayla devretti. Ve bu kişi, eczaneye 1918’de "Ben burada çalışmak istiyorum. Çünkü bu dükkana aşığım" diye gelen Kemal Müderrisoğlu oldu. Halbuki bu ilk denemesinde eczanede çalışmasına izin verilmemişti. Çünkü ne eczacılıktan anlıyordu, ne de Fransızca biliyordu. Ama pes etmeyip hepsinin üstesinden gelince Reboul, onu işe almayı kabul etti. Eczaneyi 1938’de ona devretmesinin sebebi de hiç çocuğunun olmayışı ve Kemal Müderrisoğlu’nu oğlu gibi sevmesi oldu.

Bundan sonra da Rebul Eczanesi’ni tanımayan kalmadı. Çünkü Müderrisoğlu 1943’te Fransa’nın Grasse kentindeki bir lavanta üreticisiyle anlaşıp lavanta kolonyası üretmeye başladı. Rebul Lavanda Kolonyası, kısa sürede İstanbulluların vazgeçilmezi oldu. Bu sırada Kemal Müderrisoğlu, üç oğlunu da eczacı yaptı. İkisi ilaç sanayini seçerken diğer oğlu Mehmet, Rebul’u çekip çevirmeye başladı. Ve lavanta kolonyasının yanına farklı ürünler ekledi; lavantalı sabunlar ve kremlergibi. Hatta 80’lere gelindiğine erkek parfümü Rebul Silver Line’ı bile çıkardı.

Üçüncü kuşak, yani Mehmet Müderrisoğlu’nun oğlu Kerim, 2001 yılında Rebul’un kozmetik haklarını devralıp 2004’te üç ortaklı Rebul Kozmetik’i kurdu. Yani o da bir şekilde Rebul efsanesinin kahramanı oldu. İlk önce Rebul Limon Kolonyası’nı sonra da Rebul Color parfümünü piyasaya sürerek isimlerini bugün de ürettikleri pek çok ürünle devam ettiriyorlar.

BUNLARI MUTLAKA YAPIN

Belediye Posta Bandosu 17 ve 18’inde, sabah saat 10.00’dan itibaren belirli aralıklarla Rebul Eczanesi’nin çevresinde müzik yapacak. Bu enteresan grubu bir kere yakalamakta fayda var.

Serginin yakınına yerleştirilecek fotoğraf stüdyosuna uğrayın. Maskotlarla ya da sergiyle birlikte farklı bir Beyoğlu Hatırası’na sahip olun.

Eczanenin içindeki küçük müzeyi görün. Burada eczanenin kurulduğu zamandan kalma şişeler bile var.