OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 23, 2004 00:00
14 yıldır Taksim Meydanı’na kafesi, kapısındaki köpeği, fuayesindeki etkinlikleri, restoranıyla farklı bir canlılık getiren The Marmara Oteli, gözünü Beyoğlu’nun diğer ucuna dikti. Bu ay başında Tepebaşı’nda açılan 21 katlı The Marmara Pera, Beyoğlu tarihini yansıtan bir konsept otel.Geçen yıl nisan ayında başladı The Marmara Pera için çalışmalar. Tepebaşı’ndaki eski Mercure Hotel’in binasını yenileyen The Marmara Otelleri, bu yeni otelle farklı amaçları aynı anda gerçekleştiriyor. Beyoğlu ya da eski adıyla Pera’daki otelin yenileme çalışmalarını yöneten Mimar Mahmut Anlar, butik otel anlayışından uzak çalıştıklarını söylüyor:‘Burası bir konsept oteli. Bu konsepti oluşturmak için Pera’yı çok eski zamanlardan bugüne inceledik. Çok dinli yapısını, kitch dönemlerini, yeniden revaçta olduğu dönemleri ve
sinema semti imajını göz önüne aldık. Tüm bunların sentezini yaparak bir konsept otel dizayn ettik. Burası yıllardır varmış hissi vermek istedik. Çoğu mobilya yeni yapıldı. 1930’ların 40’ların şapkalı Beyoğlusu’ndan bugünün Beyoğlusu’na kadar geniş bir yelpazenin izleri var bu otelde.’ARABESK DEĞİL BÖLGEYE UYGUNUygulamasını Kiska İnşaat’ın üstlendiği çalışmalar nisan ayında başladı ve tasarımla inşaat aynı anda yürüdü. 25 yıldır değişmeyen altyapı da değiştirildi. ‘Son 20 senedir İstanbul’da çok otel yapıldı. Birçok otel yabancı tasarımcılarla çalışıyor. Yabancıların Türkiye’yi koydukları kategori Ortadoğu. O yüzden birçok otelde Türk ezgilerinden çok Arap ezgileri var. Şatafatlı mermerler, halılar, avizeler... Bakış açısı ‘İstanbul neresidir, Otel İstanbul’un hangi bölgesinde’ anlayışından uzak olunca, bu oteller turistleri dünyanın birçok yerinde gördüğümüz dekorasyonlarla karşılıyorlar.’Anlar’ın asistanı Sinan Erül de The Marmara Pera’nın 1970’lere ait mimarisini çok sevdiğini söylüyor ‘Otel bu bölgenin totemi gibi duruyor. Zaten en yüksek binası. Biz de bunu geçmişe saygıyla yeniden yorumlayıp, yeni bir sentez ortaya çıkardık. Beyoğlu’nun buluşma noktası olmasını istiyoruz. The Marmara’nın girişinde bulunan Cafe Marmara bir buluşma noktası, The Marmara Pera’nın da Beyoğlu’nun buluşma noktası olmasını istiyoruz.’GÜNDE BİRKAÇ KEZ UĞRANABİLSİNThe Marmara Pera’nın girişinde de tıpkı Taksim’de olduğu gibi bir Cafe Marmara yer alıyor. Otelin Genel Müdürü Ata Eremsoy yeni yer için ‘Daha genç bir Cafe Marmara’ diyor. Mekanda hem bar hem pastane, hem mutfak hem de kafeterya bölümleri birbiriyle iç içe. Barın üstünde de
yemek yenilebiliyor. The Marmara, İstanbul Caz Festivali’nin de sponsorları arasında bulunduğundan kafenin duvarlarından birine cazcıların fotoğrafları yerleştirilmiş. Bayram sonrasında kafede DJ’lerin çalacağını söyleyen Eremsoy ‘Buranın günün değişik saatlerinde uğrayabileceğiniz bir buluşma mekanı olmasını istiyoruz. Bu yüzden Cafe Marmara’yı öğle, akşam yemekleri için, ya da hem gün içinde, hem gece bir şeyler içmek için uğranılabilecek bir mekan olarak tasarladık.’ The Marmara Otelleri, bu otelle aynı dönemde, iki yeni şubesini, The Marmara Pendik Residance ve The Marmara Antalya’yı yakında hizmete açacak. 30’lar, 70’ler lobide buluşmuşThe Marmara Pera’nın genelinde 1930’ların nostaljisi ve 1970’lerin modernist hareketleri hissediliyor. Otelin girişini Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun son eseri olan rölyef süslüyor. Rölyefin temizlenmesi ve düşen parçaların yerleştirilmesi işlemini Mimar Sinan Üniversitesi seramik bölümü öğrencileri yaptı. Lobide
Atatürk’ün özel bir fotoÄŸrafı, 60’lardan kalan koltukların yeni tasarım koltuklarla kucaklaÅŸması görülüyor. BoÄŸaz, Haliç ve tarihi yarımada manzaralı The Marmara Pera’nın odalarında mor, beyaz, yeÅŸil, gold ve kahverengi kullanılmış. The Marmara Pera’da, 200 oda ve 3 suit, Business Center, 5 toplantı salonu, açık havuz, sadece otel misafirlerine hizmet veren bir fitness center bulunuyor. Ayrıca birinci katta, sanat galerisi, sinema salonu, antika, dekorasyon, kitap ve cd dükkanları da var.Â
button