Beyni uyku sırasında uyuşturucudan temizleyip bağımlılığı tedavi ediyorum

Güncelleme Tarihi:

Beyni uyku sırasında uyuşturucudan temizleyip bağımlılığı tedavi ediyorum
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2002 22:54

Andre Waismann (44) bir cerrah ve travma uzmanı. Ülkesi İsrail'de uzun süre acil servis doktorluğu yaptı. 1993'ten bu yana uyuşturucu bağımlılığı tedavisiyle ilgileniyor.

Bugüne kadar 8 bin kişiyi tedavi ettiği, kendi adını taşıyan yöntem kulağa bir devrim gibi geliyor. Çünkü Waismann, uyuşturucu madde bağımlılığını bir günde tedavi edebiliyor. Kliniği Tel Aviv'de bulunan Andre Waismann geçtiğimiz günlerde İstanbul'daydı. Eylül'ün üçüncü haftası içinde yöntemini öğretmek için tekrar gelecek.

Adınızı taşıyan yöntemle dünyada sekiz bin kişiyi tedavi ettiğinizi söylüyorsunuz. Bu çok büyük bir rakam ve çok büyük bir iddia!

- Ben 1993'ten beri kendimi eroin, metadon veya morfin gibi bağımlılık yaratan maddelerin tedavisine adadım. Bu yüzden dünyayı dolaşmaya ve bu yöntemi diğer doktorlara da öğretmeye başladım.

Cerrah ve travma uzmanısınız. Bağımlılık tedavisi ise bambaşka bir alan.

- Evet ama asıl nokta da burası. Madde bağımlılığı aslında bir merkezi sinir sistemi bozukluğu. Psikolojik, psikiyatrik bir hastalık değil. Tamamen tıbbi bir konu. Bağımlı bir anneden doğan bebeğin neye ihtiyacı vardır. Bir psikiyatra, polise veya sosyal hizmet görevlisine mi? Bu bebek, annesi yüzünden kalp hastalığı veya beyin hasarı gibi pek çok rahatsızlıkla doğabilir. Bu bebeklere tedavi için metadon veriliyor. Kazalarda veya savaşlarda çok kötü yaralanmış, yanmış insanların ağrılarını dindirmek için morfin veriliyor. Hastaneden çıktıklarında birer bağımlı oluyor bu insanlar.

PSİKİYATR DEĞİL ANESTEZİST İŞİ

Peki siz tedavide nasıl bir fark vaadediyorsunuz hastalara?

- Ben yeni hiçbir şey icat etmedim. Ancak bu ilaçlarla birlikte en iyi teknolojiyi kullanıyorum. Bugün dünyada her gün hastalarına narkotik madde veren ve sonra da bunu hastanın vücudundan temizleyen tek bir dal var: Anestezi. Ameliyat olacak hastalar narkotik madde ile uyutulur ve ameliyat sonunda da uyandırılır. Anestezistler hastanın beynini narkotik ile doldurup, sonra da temizlemeyi biliyor. O zaman bir bağımlıyı kimin tedavi etmesi gerekir? Bir psikiyatrın mı? Çözüm aslında apaçık ortada duruyor. Sorun bağımlının beynindeki narkotik madde reseptörleriyle ilgili.

Bu reseptörleri mümkün olduğunca anlayabileceğimiz bir dille açıklar mısınız?

- Şu anda kullanılan arındırma yöntemi en iyi ihtimalle yüzde 50 başarılı. Üstelik çok uzun ve acılı bir süreç. İnsanlar korkudan tedaviye yaklaşmıyor. Kabul edenlerin yüzde 97'si ise uyuşturucu kullanmaya yeniden başlıyor. Çünkü beyindeki reseptörler uyuşturucu istiyoruz diye bağırıyor. Çok basit anlatmaya çalışacağım. Şimdi uyuşturucu kullanmayan normal bir insanın beyninde üç birim narkotik reseptörü var diyelim. Bu sayı vücudun kendi endorfin salgısı ile doyurulabiliyor. Uyuşturucu kullanan kişinin beynine normalin en az 200 katı narkotik girer. Miktar artınca beyindeki reseptör sayısı da artıyor. Reseptör sayısı arttıkça onları doyurmak zorlaşıyor ve kişi daha fazla uyuşturucu kullanıyor. Sonunda yükselmek için gereken miktar kişiyi öldürüyor. Bizim beynimizde 10 bin reseptör varsa, onlardaki sayı 3 milyon. Siz tedavi sırasında narkotik maddeyi kestiğiniz an, vücudun salgıladığı endorfin, artan reseptörleri doyurmaya yetmiyor.

UYKUDA UYUŞTURUCU TEMİZLİĞİ

Waismann Yöntemi bir bağımlıyı nasıl tedavi ediyor?

- Normalde bağımlı birinin arınması iki hafta sürer. Bu dönem cehennem gibidir. Vücutta depolanmış olan uyuşturucu miktarı azaldıkça çekilen acı artar ve kriz noktasına varır. Bu süre sonunda fiziksel olarak temizlendiğinizi ve artık iki yıl kadar bir psikiyatra gitmeniz gerektiğini söylerler. Ama yine de ömür boyu bağımlısınızdır. Tekrar madde aldığınız an her şey başa döner. Bense beyni yeniden düzenliyorum. Hasta bana sabahtan gelir. Gelmeden önce eroin almış olabilir, bununla ilgilenmem. Laboratuvarda vücut fonksiyonlarını inceler ve tüm klinik muayeneleri yaparız. Öğlen 14:00 gibi hastayı uyuturuz. Bunun için çok çok hafif bir tür anestezi kullanıyorum. Uyku sırasında hastaya bir madde veriyorum. Bu madde reseptörlerdeki uyuşturucuyu temizleyip, onları 36 saat boyunca bloke ediyor. Kullandığım madde anestezistlerin ameliyattan sonra hastayı uyandırmak için kullandıklarıyla aynı. Bu temizlik süreci 40 dakika sürüyor. Hasta uykudayken ben işimi yapıyorum. Normal arındırma işleminde iki hafta süren işlem dört saate iniyor. Hasta krizi de uykuda atlatıyor. Uyandığında temizlenmiş oluyor. İzlemek için hastayı o gece klinikte yatırıyorum ve sonra gönderiyorum. Yapması gereken tek şey reseptörleri bloke eden hapı her 36 saatte bir almak. Eve gittiğinde uyuşturucu alsa bile bir şey olmuyor çünkü uyuşturucu madde reseptörlere ulaşamıyor. On bir ay boyunca reseptörler bloke edildiğinde, morfolojik değişime uğruyor ve anahtar artık kilidi açmaz oluyor. Bundan sonra bakılması gereken şey hastanın uyuşturucu kullandığı süre boyunca psikolojik ve sosyal olarak ne kadar zarar gördüğü. Benimle işi bittikten sonra psikiyatra gidiyor.

KAZANÇ SAĞLANMASI ÖNLENMELİ

Siz de şimdi dünyayı dolaşarak bu yöntemi diğer hekimlere öğretiyorsunuz.

- Benim kliniğim Tel Aviv'de. Ama benden bu yöntemi öğrenmek isteyen hastanelere seminerler veriyorum. Sonra periyodik aralıklarla işlerin yolunda gidip gitmediğini kontrol ediyorum. Dünyanın dört bir yanında bu yöntemi anlattım. Bunun karşılığında bir ücret almıyorum.

İstanbul'a da öğretmek için mi geldiniz?

- Evet. Eylül ayı sonlarında bir seminer düzenleyeceğim. Ancak bazı şartlarım var. İstanbul'da da uyuşturucu madde kullanan çok. Eğer yöntemi özel bir kliniğe öğretirsem, bu çok büyük bir gelir kaynağı demek. Kimsenin yöntemi kazanç sağlamak için tekeline almasını istemem. Bir seminer yapılmalı ve medya da orada olmalı. Hükümet temsilcileri de orada olmalı, din adamları da, hekimler de. Uyuşturucudan tamamen kurtulmak için bir yol olduğunu herkes bilmeli.

Bağımlılık tedavisiyle ilgilenen özel hastaneler var ama.

- Bu özel hastaneler işin sadece psikolojik kısmıyla ilgileniyor. Psikiyatrlarla, sosyal hizmet görevlileriyle dolu. Ama bu insanlar psikiyatri hastası değil ki.

İŞTE BAĞIMLI OLUNAN AN

Beynimizin ürettiği endorfin aslında doğal bir narkotiktir. Eroine çok benzer. İkisi de aynı kimyasal aileden. Ama beyin bu maddeyi ihtiyacımız olduğu kadar, mikrogramla ölçülecek bir miktarda üretir. Eroin aldığınızda bu maddenin beyindeki miktarı miligrama çıkar. Yani vücudunuzda üretilenin en az 200 katı. İlk kez kullanıyorsanız ertesi sabah hiç bir sorun kalmaz. Bir daha ve bir daha derken, endorfin miktarı sürekli inip çıkar ve bir sabah kalkarsınız ki bütün sistem çökmüş. Vücudunuzda hiç endorfin kalmamıştır. Oysa endorfin kan basıncını, kalp atışını, dolaşımı düzenler. Ağrı ve uyku merkezleri üzerinde etkisi vardır. Sistem çöktüğünde nefes alma güçlüğü çekmeye, terlemeye başlarsınız, kan basıncı artar. Vücudunuzun her noktası ağrır. Tekrar uyuşturucu aldığınızda her şey yeniden mükemmel olur. İşte bu bağımlı olduğunuz andır.

BU İNSANLARA YARDIMCI OLMUYORUZ

Biz bu insanlara daha ilk krizlerini geçirdiklerinde, etkili ve insani bir yöntemle müdahale edebilsek, yol yakınken vazgeçirebiliriz. Ama biz, yani doktorlar bu hastalara yardımcı olmuyoruz. Onlar da yalan söylemeye başlıyor, özgüvenlerini kaybediyor ve birer suçlu haline geliyorlar. İlk krizden sonraki altı ay içinde bambaşka bir insana dönüşüyorlar.

BAĞIMLININ PROFİLİ HAKKINDA YANLIŞ BİLGİLER

Devletler, medya, eğitimciler, herkes eroin bağımlılık yapar diyor. Ama başka şeyler de söylüyorlar: Psikolojik sorunu olanların madde kullandığını, iyi bir aileden gelen, iyi okullara giden, sorunu olmayan insanlar diye tanımlananların bağımlı profiline uymadıklarını düşünüyor. Demek ki, korkacak bir durum yok! Çünkü biz onlara suçluların, fahişelerin, zayıf kişilikli insanların uyuşturucu kullandığını söylüyoruz. Denemekten bir zarar gelmez diye düşünüyorlar. Bu insanlar ilk kullandıklarında bağımlı olmak istemezler, sadece kendilerini yükselmiş hissetmek isterler.

MÜCADELEDE PARA YANLIŞ KANALA AKTI

Bugün hastanelerde her hastalığın bir çaresi var ama bağımlılığın yok. İlk uyuşturucu krizini yaşayan biri ne yapar? Acil servise gider değil mi? Acil servis doktoru gelenin uyuşturucu nedeniyle orada olduğu anlarsa, hiçbir şey yapmadan geri gönderir. Politikacılar bağımlılıkla mücadele etmeye ve para yatırmaya karar verdi. Ama parayı en çok sorun yaşanan psiko-sosyal alana akıttılar. Korkunç bir hataydı bu bana kalırsa. Bütün para psiko-terapilere harcandı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!