Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2005 00:00
Hiref, Ä°stanbul TeÅŸvikiye’de ilk maÄŸazasını açalı bir yıl oldu ama ÅŸimdiden ünü yayıldı. Hiref marka hediyelik eÅŸyalar Beymen maÄŸazalarında, yurtdışında da Dubai ve Yunanistan’da satılıyor. Marka adını, Osmanlı Sarayı’nda sanatçıların teÅŸkilatı olan Ehl-i Hiref’ten alıyor.Markanın kurucusu iki kardeÅŸ, Ebru Çerezci ve Güvenç Kılıç, yaptıkları ürünlerle el sanatlarını yeniden yorumluyor. Ä°lk koleksiyonda Beykoz cam sanatını dirilttiler. Bakır ve seramiÄŸi çaÄŸdaÅŸ bir yorumla ele aldılar. Ä°kinci koleksiyonlarında Kastamonu ahÅŸap oymacılığı üzerinde yoÄŸunlaÅŸtılar. Sırada Buldan bezi var. Ebru Çerezci. 1971 Ä°zmir doÄŸumlu. ODTÃœ Endüstri Ãœrünleri Tasarımı mezunu. Özel sektörde çalıştı, sanat yönetimi yüksek lisansı yaptı, el sanatları üzerinde yoÄŸunlaÅŸtı. Yeditepe Ãœniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ders veriyor. AÄŸabeyi Güvenç Kılıç ise 1965 doÄŸumlu. Siyasal Bilgiler mezunu. ÅžiÅŸecam’da çalıştı, her zaman yerel kültürün dünyaya pazarlanması gerektiÄŸini düşündü. ‘’Sultans of the Dance’’ projesinin fikir adamlarından biri de oydu.Ebru Çerezci ve Güvenç Kılıç iki yıl önce ‘Geleneksel ile modernite arasında köprü olacağız’ diyerek yola çıktılar. Hiref’in temelleri 2003’te atıldı. Önce adı kondu. Hiref’in ne demek olduÄŸunu Güvenç Kılıç anlatıyor: ‘Ne zaman Osmanlı’ya ait bir kitap karıştırsak. karşımıza Ehl-i Hiref teÅŸkilatı çıkıyordu. Ehl-i Hiref, sarayda, 15. yy sonlarında 2. Bayezid döneminde oluÅŸmuÅŸ. 19. yüzyıla kadar ülkedeki sanat akımlarını yönlendirmiÅŸ. En iyi katipler, kumaşçılar, çiniciler, cam ustaları, nakkaÅŸlar, kuyumcular, kakmacılar bu örgütün üyesiymiÅŸ. 1573’te bu örgüte 983 sanatçı kayıtlıymış.’ Hiref sözlük anlamı olarak sanatlar demek. Yani Ehl-i Hiref ‘sanatın ehilleri’ manasına geliyor. 15. yüzyılda böyle bir trendsetter örgütünün olması Ebru Çerezci ve Güvenç Kılıç’ı çok etkilemiÅŸ. Bu yüzden markalarına Hiref adını vermiÅŸler. Sonra sıra logoya gelmiÅŸ. Hiref’in logosu hilal ÅŸeklinde. Ebru Çerezci ‘Biz hilali sadece Ä°slamiyet’e ait bir sembol olarak algılamıyoruz’ diyor. ‘Hilal bu topraklara ait bir form. Bizim kullandığımız hilal cami alemlerindekine benziyor. Hilal mitolojide yeniden doÄŸuÅŸu simgeliyor. Biz de tükenmek üzere olan el sanatlarının yeniden doÄŸması için uÄŸraşıyoruz. Ãœrünlerimizin çoÄŸunda hilali kullanıyoruz.’ LOKUMDAN BIKMIÅžTIK Hiref’i önce yurtdışına gidenler keÅŸfetti. Güven Kılıç ‘Bu hepimizin derdiydi. Hediye olarak lokum götürmekten bıkmıştık. Hediyelik eÅŸya sektörümüz geri kalmıştı. ÇaÄŸdaÅŸ formlu ürün hiç yoktu. Biz bizden olanı dünya koÅŸullarına uyarladık.’ Ebru Çerezci Hiref’in asla vazgeçmeyecekleri üç ana prensibi olduÄŸunu söylüyor. Birincisi her zaman Türk tasarımcılarla çalışacaklar. Ä°kincisi ne olursa olsun Türkiye’de üretecekler. Üçüncüsü her ÅŸey el yapımı olacak. ‘Bu kurallara uymak zor olmuyor mu?’ diyorum. Yaralarına bastığımı Güvenç Kılıç’ın cevabı gelince anlıyorum: ‘Zor olmaz mı? Kolayı seçseydik tasarımlarımızı Çek Cumhuriyeti, Romanya’da falan ürettirirdik. Daha az emek harcar daha ucuza mal ederdik. Ama amacımızdan sapmış olurduk. Hiref de Hiref olmazdı. Ä°lk koleksiyonda Ebru, cam ağırlıklı tasarımlar yaptı. Beykoz’da günlerce dolaÅŸtık. Tasarımlarımızı gören bazı ustalar bize uzaylıymışız gibi baktı. BirçoÄŸu mesleklerine küsmüştü. Cam diyarı Beykoz’un kaybolmasına izin veremezdik. Çünkü orası Murano’yla eÅŸdeÄŸer bir yer. II. Bayezid, Beykoz’daki ustaları Murano’ya göndermiÅŸ eÄŸitim alsınlar diye. Ustaları harekete geçirmek için çok uÄŸraÅŸtık.’ Hiref sayesinde Beykoz’da bir sürü atölye geniÅŸlemiÅŸ. Ustalar yanlarına yeni çıraklar almış, makinelerini yenilemiÅŸ. Ebru Çerezci, Beykoz’daki cam ustalarının genetik kabiliyetleri olduÄŸuna inanıyor: ‘Beykozluysa tamamdır. Çünkü 600’lerden beri orada cam iÅŸleniyor. Dedesinin dedesinin dedesinden bir ÅŸeyler geçmiÅŸtir.’ Tasarımcının 30 parçalık ilk koleksiyonu camın yanında bakır ve gümüş ağırlıklıydı. GeçtiÄŸimiz hafta 14 parçalık ahÅŸap ağırlıklı ikinci koleksiyon çıktı. Beykoz’daki gibi, Kastamonu’da da çalışmış, ahÅŸap oymacılığını tasarımlara yansıtmışlar. Önümüzdeki yıl Buldan bezi ve lületaşını kullanacaklar.BÄ°ZÄ° CEM BOYNER KEÅžFETTÄ°Cem Boyner bizi buldu. Yurtdışına giderken bizden hediye götürdü. Döndüğünde randevulaÅŸtık, bir saatte anlaÅŸtık. Beymen’in kapılarını Hiref’e açtı. ‘Çocuklar çok iyi bir damar yakalamışsınız. Bizim ihtiyacımız olan bu’ dedi. Cem Boyner uzun süredir Türkiye’yi uluslararası pazarda temsil edecek bir markaya destek vermek istiyormuÅŸ. Hiref tam aradığı marka oldu. Â
button