Güncelleme Tarihi:
Üniversitede beyin cerrahı olmaya kalktığını ancak başaramadığını belirten şen, “şimdi aynı işi sabahları radyoda yapı-
yorum” diyor.
Haftaiçi her sabah Virgin Radio’da program yapan Ayça Şen ile çocukluğundan, oğlu Memo ve yeni albümü “Astronot”a uzanan bir röportaj yaptık. Üniversitede beyin cerrahı olmaya kalktığını ancak başaramadığını belirten Şen, “Şimdi aynı işi sabahları radyoda yapıyorum” diyor.
Ayça Şen denildiği zaman “Nereden geliyor bu enerjinin, ilhamın kaynağı, vitamini ne” diyor insan...
- Radyoyu çok seviyorum ama benim vitaminim ekip arkadaşlarım. Onlar olmasa hiçbir şey yapamazmışım gibi geliyor. Sebastian Carlos bir ilaç gibi, Evren (Eğer), Serkan (Ökenek) çok tatlı insanlar. Sürekli konuşuyoruz biz. Şarkı aralarındaki konuşmaları yayına verebilsek, asıl muhabbet orada dönüyor.
Karikatür, gazete, müzik, radyo, yazarlık bunların hepsini barındıran dolu bir insansınız, albüm fikri nasıl gelişti?
- 2004’te başladım şarkı yapmaya; Burak’la (Güven) da 2006’da albüm işlerine giriştik. Ben daha önce Tansu Taner ile yapıyordum şarkıları ama zamanla ona ulaşamamaya başladım. Arıyorum, ulaşamıyorum. Yoğundu, çalışıyordu derken Burak’la devam ettik. Sesim, kulağım zaten vardı. Bir şeyleri müzikle anlatmak, şarkı söylemek istedim, albüm oldu. İnşallah g.t olmayız. Burak ve Serkan (Ökenek) olmasaydı bu albüm olmazdı.
PLANLI YAŞAYAMAM
Yapamayacağınız bir şey var mı?
- Bu yaptıklarımın dışında bir şey yapamam. Bankacılık, yöneticilik, grafikerlik yapamam. Planlı yaşayamam.
Virgin Radio’da “Ayça Şen Başkan Pusu” adlı programı yapıyorsunuz, nasıl gidiyor?
- Radyo çok iyi gidiyor, süper gidiyor. İnsanlar adeta sadece bizi dinliyor. 99.4 çok güzel bir radyo, her zaman dinlemelisin bunu, kendine iyi geleceğinden emin olabilirsin (Bu kısmı rap ağzıyla söylüyor).
Sabah 07.00’de başlayıp 10.00’da biten programınız için 5’te kalktığınızı duydum. Çok erken bir saat değil mi?
- Sabahları o saatte işe giden insanlar var Servet Hanım(!) Ben programa gelmesem de erken yatıp erken kalkarım zaten. Çocukluğumdan beri sistemim bu. Bazen 11.00’de kalkıyorum günü kaçırmış gibi hissediyorum. Gece insanı değilim ben.
Eskiden E.T filmini izleyen her çocuk astronot olma hayalleri kurardı, sizin de albümünüzün adı “Astronot”, böyle bir hayaliniz var mıydı, çocukken siz ne olmak isterdiniz?
- Ben hiç E.T’yi izlemedim. Çocukken önce ne olmak istediğime karar verememiştim. Annemlerle yerli turist aileler gibi köyleri gezdiğimiz bir tatil zamanı gittiğimiz köydeki çocuklardan birine annemler “Ne olacaksın” diye sormuştu o da “Veteriner olacağım ben” demişti. Annemler çok beğendiler bunu ve “Aferin sana, aferin sana” diye bir övdüler, ben uzun bir süre veteriner olmak istedim. Sonra hayvan kokusuna dayanamadığımı anlayınca evimizde duran ansiklopedi serisini alıp “Ben ne olacağım” diye bir sayfasını açtım, orada ilk açtığım sayfada “arkeolog” vardı, bir süre öyle takıldım. Sonra ipin ucu kaçtı. Üniversitede de aynı şuursuzlukla beyin cerrahı olmaya kalktım. Olmadı tabii. Şimdi de sabahları radyoda beyin cerrahlığı yapıyorum.
Oğlunuz Memo nasıl şu sıralar?
- Çok iyi. Geçenlerde yıldız öğrenci oldu Memo. Çocukların da işleri zor. Üniversite sınavına girecekler gibi ders çalışıyorlar. “Senin için çok üzülüyorum. Çok ders çalışıyorsun” diyorum “Yoo ben ders çalışıyor gibi hissetmiyorum” diyor.
Hayaletten korkuyorum
En büyük korkunuz nedir?
- Karanlıktan falan korkmam da hayaletlerden biraz korkuyorum.
Hiç hayalet gördünüz mü?
- Hayır görmedim.
Neden korkuyorsunuz o zaman?
- Ya görürsem diye (gülüyor). Ben ölüme, yok olma diye bir şeye inanmıyorum. Sadece biz göremediğimiz için göremiyoruz bazı şeyleri.