Beyazperdeden beyaz sayfaya

Güncelleme Tarihi:

Beyazperdeden beyaz sayfaya
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2004 00:00

Türk sinemasının önemli oyuncularından Hülya Koçyiğit’in yaşamı kitap oldu. Adı, Film Gibi Yaşadım.Temel metin Feyzan Ersinan’ın Hülya Koçyiğit’e sorduğu sorulardan oluşuyor.Ayrıca Hülya Koçyiğit’le birlikte rol alan tanınmış erkek oyuncular ve bu filmlerin yönetmenleri de Hülya Koçyiğit’i anlatıyorlar.Anılarını ya da başka bir deyimle nehir söyleşinin ilerleyen sayfalarında ünlü aktrisin bilmediğimiz yönlerini öğreneceksiniz.Ayrıca içten, okurdan saklamadan anlatması, sanırım okuru etkileyecektir.Söyleşilerde rol arkadaşlarının, yönetmenlerin Koçyiğit’i anlatmasının haricinde, Hülya Koçyiğit de gerek oyuncu arkadaşları, gerek yönetmenler hakkında düşüncelerini bize iletiyor.Bizim tanıdığımız sinemanın nice ünlü adını onun ağzından dinlemek, değerlendirmek, sanırım biz seyirciler için de onları tanıma açısından değişik bir yaklaşım olacaktır.Feyzan Ersinan, Önsöz’de bir Hülya Koçyiğit portresi çiziyor:‘Hülya Koçyiğit naif kimliğiyle her an yanımda oldu. Saatlerce konuştuk ve benimle hayatının her anını paylaştı. Burçak Evren’in yazdığı gibi, o, sinemamıza gelmiş son ’star’dır. Kendini abartmadan öncelikle insanlığıyla kalbinizi çalar. Zamanla onun toplumcu yönüne hayran kalırsınız. ’Star’lığını yaşamaz. Onu abartılı bir evde, abartılı kıyafetler içinde göremezsiniz. Her şeyi doğaldır.’Ersinan, nehir söyleşinin tekdüzeliğinden kitabı kurtarmak için, araya Koçyiğit’in tanıdıklarıyla, yakınlarıyla yaptığı söyleşileri yerleştirmiş ve bunu izleyen sayfalarda yeni konu başlığıyla söyleşisini sürdürmüş. Filmleri, siyasete girişi, evliliği, ailesi...Kitabın belirtilmesi gereken başka yanı da, Ersinan Koçyiğit’in bütün filmlerini izlemiş, onlardan çıkardığı sorularla, hatta repliklerden yola çıkarak, onun oyunculuğunun kanavasını ortaya koymuş.Hülya Koçyiğit, filmlerinden tanıdığımız kimliğinin arkasına sığınmamış, açık yürekle, düşündüklerini, yaşadıklarını Ersinan’a iletmiş. Böylece de yerinde deyimle, sahih bir portre ortaya çıkmış. Örneğin, Koçyiğit gibi etkileyici bir aktristin kızına istediği gibi annelik yapamamasını biz başkasından öğrenemezdik.Türk sinemasının hanımefendi oyuncusu Hülya Koçyiğit, bir oyuncunun nasıl yetiştiğini, iç dünyasını anlatırken benim gözümde daha da büyüdü, hayranlığım daha da arttı.Böylesine başarılı bir oyunculuğun ardında, hayatın dramları, kaderin sürükleyiciliği hepinizi etkileyecek.KOÇYİĞİT TANIMAYI İSTEYECEĞİNİZ BİRİHülya Koçyiğit, birçok kadının gözünde bir sembol, bir idoldür. Yaşamıyla, oynadığı rolleriyle, hayatıyla mesleğinin birleşmesiyle. Böyle sembol bir kadının hayatında elbette onun annesi gibi bir kadının rolü büyük olacaktı ve sayfalar ilerlerken bir ‘star’ın ardındaki kadını da tanıma fırsatını bulacaksınız. Selim Soydan da o kadının boşluğunu dolduracak bir isim şüphesiz.Hiç kuşkusuz benim merak ettiğim birçok konunun yanıtını bu kitapta buldum.Sinemaya nasıl başladı, neden bir süre uzak kaldı, sahnelere neden çıktı, ne oldu da siyasete girdi? Onun gibi çok ünlü birisi hakkında bunları merak ettiğinizi biliyorum.Sanırım Feyzan Ersinan’ın hazırladığı kitapta, sinema tarihimizin seçkin sayfalarında yer alan Hülya Koçyiğit’in kişisel tarihi ile sinema tarihimiz bu kitapta buluşuyor.Türk sinemasında ilk akla gelen iki aktris; biri Türkan Şoray, diğeri de Hülya Koçyiğit.Şimdi Hülya Koçyiğit’i iç dünyasıyla, oyunculuğuyla, siyasete bakışıyla tanıyacaksınız.Zevkle okuyacağınız bir kitap.Hülya Koçyiğit’i bütün yönleriyle tanımayı hiç kuşkusuz istersiniz.KİTAPTANAjda Pekkan’ın mayosuyla yarışmaya katıldımDeneme filmi çekileceği söylendi bizlere. Şile’de bir otel adresi verdiler. Yapım şirketleri, yönetmenler ve yapımcılardan oluşan daha büyük bir jüri olacaktı burada. Günü geldiğinde annemle deniz kenarındaki bu otele geldik. Sahilde çekimin mayolu yapılacağını Metin Erksan’dan öğrendik. Ben kalakaldım ne mayom var ne bikinim.Ajda Pekkan, yarışmada benimle beraber olan kızlardan biriydi. Süleyman Kuran ve Ediz Hun da o yarışmadan günümüze kalan isimlerdir. Neyse, Ajda bana ‘Ben zaten bikinimi giyeceğim sen mayomu giyersin’ dedi. Ajda bana mayosunu vermeseydi, o gün deneme filmi çekemeyecektim. İzleyenler beni çok küçük buldu. Deneme filminin sonunda kazanan isim Ajda Pekkan oldu. İyi ki Ajda olmuş, fena mı oldu...Yeşilçam eğlencelik ve halk işiydiAnkara’da konservatuvarda okuduğum yıllardı. Okul açılmıştı ama ben film yapmaya devam ettim. Annem biraz etkin olmuştu fikirlerimde. Yapabilirdim, okula geç de gitsem ayak uydurabilirim sanıyordum. İki ay sonra arkadaşlarım geldi babama. Bu arkadaşlarımdan biri Salih Güney’di. ‘Ne yapıyorsunuz Salih Amca? Yazık değil mi bu kıza?’ dediler. ‘Tiyatroda oynasın, Yeşilçam gibi bir yerde genç bir kızın ne işi olabilir?’ Sinemadaki oyunculuk daha arka planda tutulurdu o zamanlar. Tiyatrocu olmak asıldı. Okulda Yeşilçam’a sırt çevirmemiz için öğütler bile veriliyordu öğretmenlerimiz tarafından. Yeşilçam eğlencelikti, halk işiydi...Ben size o birinci olmalıydı demedim mi?Hülya Koçyiğit, Erman-Saner Film’in filmlerinde oynuyordu. Onların en iyi oyuncularından biriydi. 1963 yılındaki Ses Dergisi’nin yarışmasından sonra bir gün Hulki Saner ile Beyoğlu’ndan Taksim’e doğru yürüyorduk. Hulki Saner bana ‘Bak Orhan (Aksoy), ne güzel bir kız. Biz de kız arıyoruz daha’ dedi. Ben de gülerek ‘O kız Hülya Koçyiğit. Ben size o birinci olmalıydı demedim mi?’ demiştim. Çünkü o yarışmanın birincisi Ajda Pekkan oldu ve onunla altı film çekildi. Hatta Ajda’nın ilk filmini de ben çektim. Hülya’ya da yatırım yapmak istiyorlardı. Hülya, baş kadın oyuncuları olsun istiyorlardı. Keşke Hülya birinci olsaydı...Sahneye çıkmayan yoktuBir dönem ender kişiler hariç herkes sahneye çıktı. Çevremde birçok kişi de sahneye çıkmam için baskı yaptı. Sesim ve müzik bilgim vardı en azından. Yaşayabilmek, popülaritemi koruyabilmek, istediğim filmleri çekebilmek için paraya ihtiyacım vardı. Açıkçası sahneye çıkmam için hiç duymadığım, bir arada görmediğim bir para teklif ettiler. Ben de sahneye çıktım.O dönem sahneye, Fatma Girik ve Filiz Akın da çıktı. Daha doğrusu çıkmayan kim diye sorulacak olursa Türkan Şoray’dan başkasını bilmiyorum. Bir de Yılmaz Güney ve Ediz Hun sahneye çıkmadı. Ayhan Işık bile çıktı.DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİYazarın Kitabı - Haz. Feridun Andaç - Dünya KitapDamla Damla - Adalet Ağaoğlu - AlkımLenin - Edmund Wilson - İthakiMusahipzade Celal Tiyatrosunda Osmanlı Tavrı - Murat Tuncay - Boğaziçi ÜniversitesiTürkiye’nin Çılak Tarihi - ed. Cem Mumcu - Okuyanus
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!