Güncelleme Tarihi:
Emanet, Sana Bir Şey Olmasın, Çözemedin, Büklüm Büklüm şarkılarıyla sevilen, son albümündeki ‘Milat, Düştüysek Kalkarız, Mum Lekesi’ şarkılarıyla da başarısını daha da pekiştiren Yonca Lodi’yle İstanbul’u çekiştirdik.
MEKANLARDAKİ KEYİFLİ SALAŞLIK HOŞUMA GİDİYOR!
Akşam yemeği için tercih edeceğiniz ilk yer?
Deniz ürünleriyle her zaman aram çok iyi olmuştur. Bu yüzden akşam yemeğimi deniz ürünü yiyebileceğim yerlerden yana kullanıyorum. Kandilli’deki Suna Abla, Moda’daki Koço ve Anadoluhisarı’ndaki Güverte Restaurant en sevdiklerimden. Sadece yediğim yemeğin kalitesi benim için önemli. Mekanlardaki keyifli salaşlık hoşuma gidiyor.
İyi yemek yapar mısınız? En iyi yaptığınız yemekler?
Canım isterse, mecburiyet için değil de keyif için mutfağa girersem, mutlaka çok lezzetli yemekler çıkıyor. Elimden her şey gelir aslında. Et yemeklerini, pilavları, zeytinyağlıları güzel yaparım.
EV MANTISI HER ZAMAN AKLIMI ÇELER!
En sevdiğiniz yemekler?
Yaprak sarma, bamya, semizotu ve enginar en sevdiklerim. Ama iyi yapılmış ev mantısı her zaman aklımı çeler.
Bu yoğun konser ve sahne programınız sırasında beslenmenize dikkat edebiliyor musunuz?
Çok yoğun bir turneden çıktım. Ve doğal olarak düzen diye bir şey kalmadı. Gittiğimiz her yerde o ünlü Anadolu insanı misafirperveliğinden nasiplendik.?Yöresel tüm yemeklerden tattıktan ve bol bol etle beslendikten sonra İstanbul’a dönünce neredeyse sadece meyveyle beslendim. Belki sürekli değil ama ara ara bu tip dengeler kurmak zorunda kalıyorum.
BEYAZ PEYNİR HASTALIĞIM VAR!
Buzdolabınızda bulunması gerekenler, ‘Olmazsa olmaz’lar nelerdir?
Beyaz peynir hastalığım var benim. İyi peynir almak için, en uzaktaki markete bile gidebilirim. Meyve çocukluğumdan beri en büyük keyfim. Limon, sarımsak, her tür peynir… Bir de derin dondurucuda anne köftesi.
Mahalle esnafından en sevdikleriniz...
Uzun yıllar Levent’te oturdum. Oradaki bazı alışveriş alışkanlıklarımı değiştiremiyorum bir türlü. Levent’teki manavım ve şarküterim en sevdiklerim.
Şimdiye kadar nerelerde oturdunuz?
Doğma büyüme Beşiktaş’lıyım ben. Sonra da uzun yıllar Yeni Levent’te… Son 10 yıldır da Anadoluhisarı’nda oturuyorum.
TAKIMI DA, ÇARŞISI DA, EKMEĞİ DE, TURŞUSU DA, BALIĞI DA BAŞKADIR BEŞİKTAŞ’IMIN!
İstanbul’da sizi en mutlu eden semt?
Beşiktaş her zaman ilk göz ağrım. Başka semtlerden çok başka bir dokusu vardır. Geçen gün Twitter’a yazdım hatta; takımı da, çarşısı da, ekmeği de, turşusu da, balığı da başkadır Beşiktaş’ımın’ diye. (Gülüyor)
Beşiktaş’tan başka…
Anadoluhisarı’nı ve Anadolu yakası sahilini de çok seviyorum. Avrupa yakasının sahiline nazaran daha bakir ve sesiz geliyor bana. Ve Büyükada… Hayatımı orda sürdürebilirim. Büyükada’yla aramda çok başka bir bağım var.
Gece geç saatte eve dönerken acıktınız. Neresi?
Her zaman Gayrettepe Şayan.
Buzdolabı alışverişinizi nerden yapıyorsunuz?
Buzdolabı alışverişine bayılıyorum, en keyif aldığım şey. Vakitsizlikten son birkaç yıldır internetin nimetlerinden faydalansam da, Makro keyfi tam bir terapi benim için.
İSTANBUL ELDE TUTULAMAZ! AMA İSTANBUL’UN ŞEFKATE İHTİYACI VAR!
İstanbul bir sevgili olsaydı onu elde tutmak için ne yapardınız?
İstanbul elde tutulamaz maalesef… Ama bence en çok şefkate ihtiyacı var. Özenli davranılmaya, itinalı sevilmeye…
KAVUŞMAK OLDUKTAN SONRA, İŞİN İÇİNDE GERÇEK AŞK VARSA, İSTANBUL EN İYİ PLATO!
İstanbul’un en iyi kavuşma mekanı?
İstanbul’un her yeri film karesi. Kavuşmak olduktan sonra, işin içinde gerçek aşk varsa,İstanbul’dan daha uygun bir plato olamaz.
En sevdiğiniz yürüyüş parkuru?
Anadolu yakası sahili. Ama çok çok erken saatlerde.
İstanbul’un en çekici özelliği?
Gizemi, deli dolu havası, ne kadar içiniz kararmış olursa olsun, herhangi bir alakasız yolun denize çıkma ihtimali. Adalar’ı ve martı sesleri…
Bir kahve hakkınız var. Nerde içersiniz?
Arnavutköy sırtları olabilir, Kandilli’de herhangi bir yer olabilir, Balat veya Galata olabilir. Dört kahve oldu. (Gülüyor)
ASMALIMESCİT, FRANSIZ SOKAĞI VE CİHANGİR’DEKİ MASALARIMIZI VE BU SOKAKLARIN ESKİ AHENGİNİ GERİ İSTİYORUZ
İstanbul’un en depresif ve en neşeli bölgeleri?
Kalabalıktan çok hoşlanmıyorum. Çok kalabalık yerlerde kendimi huzursuz hissediyorum. Sanırım İstiklal Caddesi’ni beni depresif hissettirdiği için enerjisine rağmen bu kategoride yazabilirim. En neşeli yeri, Asmalımescit, Fransız Sokağı ve Cihangir. Masalarımızı ve bu sokakların eski ahengini geri istiyoruz tabii!
Gece dışarı çıktığınızda tercih ettiğiniz yerler?
Mesleğimden dolayı mecburi bir gece hayatım var. Bu yüzden keyif için dışarı çıktığımda rahat edebileceğim yerleri tercih ediyorum. En sevdiğim eğlence mekanı sanırım Gamsız Meyhane.
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ BENİ ÇOK BUNALTIYOR!
En sevdiğiniz alışveriş merkezi?
Alışveriş merkezleri beni çok bunaltıyor. İşimi çabuk bitirip çıkarsam ne âlâ. Bu yüzden tüm dükkânların yerini ezbere bildiğim için Akmerkez’i tercih ediyorum. Keyfim ve vaktim varsa Kanyon da tercihlerimin başında.
Peki ya favori mağaza ve giyim markalarınız?
Bcbg Max Azria, Bebe, Bm Club ve Beymen. Giyim markaları konusunda çok büyük bir takıntım yok. Zanotti ayakkabılar dışında.
İstanbul’un sizde bıraktığı en derin iz?
İstanbul benim evim. Her dokusu, her karesi ve her kokusuyla. Başka başka yerlerinde anılarım, dolayısıyla hayatım var. Zaman zaman bunalıp kaçmak istesem de, eninde sonunda daha da fazla aşık olarak hasretle geri dönüyorum.
Çok önemli bir misafiriniz var. Nerede ağırlarsınız?
Boğaz’ın tüm şaşırtıcılığını kullanabileceğim bir yerde. Lacivert veya Körfez olabilir. Aija da çok güzel bir mekan.
En sevdiğiniz sinema salonu?
Kanyon sinemaları ve Hillside Trio.
İstanbul olmasaydı nerde yaşamak isterdiniz?
İstanbul olsun. Hep daim olsun. İstanbul gibi başka bir şehir yok. Bugüne kadar dolaştığım şehirlerden bir tek New York bana yaşanabilir geldi. Belki iki şehrin karmaşası birbirine benzediği içindir. Bu keşmekeşe kızıyoruz, yoruluyoruz ama vazgeçemiyoruz da.
BETON GÖRMEK BENİ MUTSUZ EDİYOR!
İstanbul’dan silmek isteyeceğiniz manzaralar var mı?
Gecekondular ve türlü türlü yapılan saçma sapan siteler. Beton görmek beni mutsuz ediyor. Çarpık kentleşme konusunda bu güzel şehir maalesef bir numara.
İstanbul’un tadını en çok kimler çıkarıyor?
Tabii ki parası olanlar. İstanbul dünyanın en cazip tüketim şehri. Her şeye ulaşmak mümkün. Yemek ve eğlence kültürü çok yüksek.
İstanbul için bir proje düşündünüz mü?
Tam göbeğinde kilometrelerce alanda kocaman bir parkımız olsaydı. Bekçilerin ‘Yasak kardeşim’ demediği, çocukların alabildiğince özgür olup, oyun oynayabildiği, kedilerin ve köpeklerin gölgede yatabildiği, her şekilde insanın yaşam kalitesini yükseltmek için yapıldığı belli olan kocaman bir park. Hayal mi? Bu betonarme zihniyetiyle evet. Olsun hayaller gerçeğe dönüşür bir gün. İstanbul güzel olan her şeyi hak ediyor.