Güncelleme Tarihi:
"Beyaz Gelincik" dizisiyle tanınan Sezin Akbaşoğulları, şu sıralar ilk sinema filminin heyecanını yaşıyor. "O... Çocukları" adlı filmde Meryem karakterini üstlenen Akbaşoğulları, "Seyircinin çok keyif alacağı bir film olacak" diyor. Genç oyuncu, ünlü yıldız Angelina Jolie'ye benzetilmesiyle ilgili de, "Bana böyle denince çok utanıyorum, çünkü bana kalırsa doğru değil. Ben fiziksel bir benzerlik göremiyorum" diye konuştu.
Oyuncu olmayı çocukluğunuzdan beri mi istiyordunuz?
- Ben mesleğimi 13-14 yaşlarında seçtim. Yine aynı yaşlarda okuyup yazmaya merak saldım. Sevdiğim şiirleri, yazıları birbirine karıştırıp, kendim de bir şeyler ekleyerek küçük gösteriler hazırlıyordum. Gerçi biraz kızgın, hırçın ve
Oyunculuk ailenizin kabullendiği bir meslek miydi? Ve bu macera nasıl başladı?
- Oyunculuk, ailemin hakkında hiçbir fikri olmadığı bir meslekti. Yani nasıl oyuncu olunur, bir oyuncu nasıl yaşar bilmiyorlardı. Bu konularda hiçbir bilgileri, dahası bu konuya hiçbir ilgileri yoktu. O yüzden seçimim önceleri biraz acayip geldi onlara. Ama her zaman yanımda oldular, beni hayretler içinde izlediler.
"Beyaz Gelincik" sizin için bir dönüm noktası mıydı?
- Sayılır... "Beyaz Gelincik"le beraber insanlar yüzüme aşina oldular. Onun dışında bana öğrettikleriyle, orada tanıştığım ve hálá hayatımda olan güzel insanlarla, benim için her zaman çok özel bir iş olarak kalacak.
Dizinin kadrosu da oldukça iddialı isimlerden oluşuyordu. Sette uyumunuz nasıl olur diye çekinceleriniz var mıydı?
- Sette uyum nedir, ne değildir, aslında pek bir fikrim yoktu. Tek derdim Ceren’i nasıl oynayacağımdı. Çok heyecanlı ve istekliydim. Her yönüyle profesyonel bir ekibin elinden çıkma bir proje olduğundan, kendimi şanslı hissediyorum.
Ekiple bir araya geldiğinizde ilk hissettiğiniz ne oldu? "Bu dizi tutar, kimya tamamdır" dediniz mi?
- Güzel hikaye, profesyonel yapımcı, zeki yönetmen, doğru casting ve izleyicisi olan kanal... Galiba bütün başarılı işlerin formülü bu; birazı eksik, birazı fazla ama budur diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum?
Peki "O... Çocukları" filminin kadrosuna nasıl dahil oldunuz?
Meryem karakterinden söz edebilir misiniz biraz?
- Hikaye 80’lerde geçiyor. Meryem, evli ve çocuklu bir kadın... Yasadışı örgüt üyesi bir akademisyen aynı zamanda. Eşim ve kardeşim sorgudalar. Sonra hayat kadınlarının çocuklarına bakan Mehtap Anne’nin evine gidip, orada saklanıyorum. Bu evde kardeşimin ölümünü haber alıyorum. Sonra kızımı Mehtap Anne’ye bırakıp İtalya’ya gidiyorum. Trajik hikayesi olan bir kadın Meryem... Filmdeki diğer karakterler gibi o da hayatının dönüm noktasını yaşıyor. Bu filmde insanlar iyilik yapmanın sıcaklığını bulacaklar diyebilirim. Bundan daha fazlasını söylemek seyirciye haksızlık olur. Çünkü "O... Çocukları" herkesi başka bir yerinden yakalayabilecek çok farklı cümleler kuruyor.
 Peki tiyatroda mı yoksa televizyonda mı devam etmek istersiniz yolunuza? Gönlünüzde yatan hangisi?
- Bir oyuncu olarak, belirli bir alan belirleme lüksümün olduğu bir ülkede yaşamıyorum ne yazık ki... Gönül ister ki, ticari değil de sanatsal kaygılar taşıyan projeler yapalım. Ama böyle platformlar da zaten çok kısıtlı, hatta belki hiç yok. O yüzden şu ya da bu diye bir seçim yapamam.
Beğendiğiniz oyuncuları sorsam...
Sevgiliniz Emre Karayel de sizin gibi oyuncu. Rol aldığınız projelerden sonra oturup kritik yapıyorsunuzdur herhalde...
- Tabii ki... Zaten bunu yapmasak tuhaf olurdu.
İkinizin de oyuncu olmanızın dezavantajları var mı?
- Aynı mesleği yapıyor olmamızın hem iyi günler hem de kötü günler için bir avantaj olduğunu düşünüyorum ben...
n Evlilik planları yapan çiftlerden misiniz, yoksa ilişkiyi akışına bırakanlardan mı?
- Evlenmeyi düşünüyoruz. Ama zaman, mekan planları yok şimdilik.
Angelina Jolie’ye benzetildiğimde çok utanıyorum
Oyunculukta kendinizi başarılı buluyor musunuz?
Sizi Angelina Jolie’ye benzetiyorlar...
- Çok utanıyorum bunu duydukça, çünkü bana kalırsa doğru değil. Ben fiziksel bir benzerlik göremiyorum.
Â