Güncelleme Tarihi:
Dedenizi biliyoruz da bize biraz anne ve babanızı anlatsanız...
Durdu: Ana-babamız biz çok güccükken vefat ettiği için bizi dedem büyütmüş. Kendilerine iyi bakamamışlar, hor kullanılmışlar ve vefat etmişler.
Nerelisiniz?
Durdu: Karışık. Ankaralı ama baba tarafımız bir ara Karadeniz’le de münasebette bulunmuş. Biz Türkiye mozaiğiyiz.
Bu evde mi doğdunuz?
Dalyan: Hayır, bu ev dedemin. Biz dedemin evine geldik. Çocukluğumuz, ergenliğimiz, ilk gençliğimiz, gençliğimiz bu koca adamın yanında geçti. Erkek erkeğe... Kadın özlemiylen büyüdük. Karı kız bilmeyiz. Sosyalleşemedik.
Çocukken ne olmak isterdiniz?
Durdu: Ben uçak mühendisi olmak isterdim ama sonra baktım yüksekten korkuyorum; korktuğum bir şeyin mühendisliğini yapamam dedim. Zaten o kadar da uzun boylu okuyamadık, olduk sana çaycı.
Dalyan: Ben kamyon şoförü olmak istemiştim. Yıllar sonra bu idealimi gerçekleştirdim.
En sevdiğin kamyon arkası yazısı nedir?
Dalyan: Yazıdan daha çok simgesel severim ben. Bir Serpil Çakmaklı resmi olsun, bir Hülya Avşar’ın gençlik zamanı. Bunları bin tane yazıya değişmem. Ayrıca kıyafetiniz çok hoş. Mor tonları çok güzel kullanmışsınız. Moron’da bir numara olabilirsiniz.
EN GÜZEL KONUK AYŞEN GRUDA
“Gecekondu”yu yapmaya nasıl başladınız?
Durdu: Ben kanalda çaycılık yapıyordum. Kanalın genel müdürünün odasına yanlışlıkla girince iş bana ihale oldu. Meğer ben girmeden önce “Bunların olmuşlarının kaprislerinden bıktım, bu kapıdan ilk kim gelirse ben ondan bile şovmen yaparım” demiş.
Bu işin olmuşları derken? Beyaz mı, Okan mı?
Durdu: C hiçbiri. İkisine de gıcığız. Bir tanesi hap kadar. Her bişeyi biliyor efendim, yukardan yukardan, her konuda usta, sinsi, çelme takar, altını kazar. Gözleri bir deli bakıyor zaten. Uzaktan atıyor kaçıyor. Öbürünün bir görselliği var. Mavi gözleri var, tuhaf, zaten beyaz Türk. Düşünsene alfabede var olan 29 harfin hepsini söyleyemiyor ya. Adamın işi konuşmak, konuşurken kullandığı ekipmanlar eksik.
Yalan mı?
Dalyan: Beyaz’a o kadar da yüklenme. Düşmanımın düşmanı benim dostumdur zihniyeti ile hepsini birden yok edemem. Önce bir tanesini yok edeceksin akıllı ol.
Dalyan sen neden gelen bütün kadın konuklara asılıyorsun?
Dalyan: Sümme haşa. Sen geldin ben hiç asıldım mı?
Hayatımda en çok sen asıldın bana...
Dalyan: Asla öyle bir şey olmadı, ben duygularımız karşılıklı zannettiydim.
Zaten hep öyle zannediyorsun.
Dalyan: Evet. Hatta sordum sana “Evli misin? Kocanla ciddi mi düşünüyorsun” diye...
Şimdiye kadar gelen konukların en güzeli kimdi?
Dalyan: Bence en güzel Ayşen Gruda. Tek geçerim.
Durdu: Gerçekten de çok güzel kadın. Bir de zampara. Öyle bir şey duyduk. 1500’i devirmiş. Kendi de söyledi. Kadir İnanır’ı falan aşmış. Bir dönem Türk sinemasında bir şey olmak için Ayşen Gruda’nın yatağından geçmek şartmış.
Sizi en çok heyecanlandıranı?
Durdu: Ben valla hoşaf görünce heyecanlanırım.
Dalyan: Ömür Gedik benim ilgi ve heyecan alanıma giren.
EN ÇOK SİNAN ÇETİN SİNİR ETTİ
Sizi en çok kim sinir etti?
Durdu: Sinan Çetin.
Patron değil mi o?
Durdu: Bana ne, yerim patronu; patronsa patron. Evime patron olarak gelmiyor ki, konuk olarak geliyor.
Dalyan: Zaten biz kendimizi kovdurmaya çalışıyoruz.
Neden?
Durdu: E hiç para kazanamıyoruz. Bir de bir sürü günaha giriyoruz. Geliyor avratlar, gidiyor avratlar, oranı buranı elliyor, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürüyor.
Dalyan: Hayatımız felç oldu, bütün alacaklılar daha da bastırıyor. Bizi para kazandı zannediyorlar. Meşhur olduk ama cepte beş kuruş yok.
Dudaklarınız ne kadar dolgun ya silikon mu?
Değil canım.
Dalyan: Oricinalll, vay beee!!
Bu programda girizgah olarak sizin İbrahim Tatlıses’ten başka ünlü tanımayan gecekondu sakinleriniz olduğunuz söyleniyor. Ama bakıyorum Stanislavski falan, Allah ne verdiyse biliyorsunuz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Dalyan: Neden bizim de bir şeyler bilmemizden rahatsız oluyorsunuz.
Rahatsız olmuyorum, “bilmiyorum” diyorsunuz, sonra arka arkaya yapıştırıyorsunuz lafları. Format bu değil mi?
Durdu: Biz kimseye bir şey satmadık hanım hanım, kendine gel. Bizim bilmediğimiz bir sürü şey var.
Dalyan: Biz bildiklerimiz için para alıyoruz. Bilmediklerimiz için alsak Sinan Çetin’in parası yetmez. Parmaklarınız ne kadar estetikmiş bu arada ya...
Durdu: Sen de yazıyon mu, röportaj mı veriyon belli değil!
Durdu, Türk erkeği renkli giyinmeye hiç cesaret edemez. Sen maşallah kırmızılar, sarılar...
Durdu: Elimden geldiği kadar trendleri takip ediyorum.
Ama Türk erkekleri erkekliklerine halel gelecek diye o renkleri giymeye korkuyor...
Durdu: Afedersin g.tümden korksam arkaya kodurtmazdım. Ben korkmuyorum valla. Diyen istediğini desin, tapusu burada. Merak eden, denemek isteyene adres belli.
İNSAN SEVİŞEN HAYVANDIR
Hayat felsefeniz?
Durdu: Yiyelim, içelim, sonra başka iyi bir şey daha yapalım.
Dalyan: İnsan sevişen hayvandır.
En affedemeyeceğiniz şey?
Dalyan: İlgilendiğim kadının evli çıkması.
Durdu: Bana bak, eğer gazataya sapkınlar diye başlık atarsan seni gibertirim haberin olsun. Şeyi yazabilir miyiz, Durdu olanın belden aşağısıyla hiçbir alakası yok. Bu böyle biline... Bizde böyle bir şey var, çaprazlama, benim belden yukarım onun belden aşağısı çok iyi çalışıyor.
Peki bu durum egona zarar vermiyor mu? Erkekler belden aşağılarının çalışmasını tercih eder çoğu zaman...
Durdu: Neyime zarar versin canım! Bu zımbırtıyı çok sevsem yağlar arka cebime sokarım.
Sizi en çok sinirlendiren şey?
Dalyan: Programa gelen bayan konukların beni bir et parçası olarak görmesi... Benim zaaarif ruhumu anlamaması.
Tam tersini söylüyorlar! En büyük Türk sapığı seçilmek üzeresin...
Dalyan: Ama yani bu terbiyesizliğinizi de lütfen düzeltin. Böyle basın ahlakı olmaz ki ya!
Durdu: Evet, neyini gördünüz? Bir tanesi varsa “oramı buramı mıncıkladı” diyen, gelsin yüzümüze söylesin.
SAKSIDA ÇINAR YETİŞTİRİYORLAR
Erkan Köse ve Durul Bazan, ortak arkadaşları yönetmen Tamer İpek’in ofisinde arkadaş oldular. O ilk buluşmada ortamda öyle şahane bir geyik döndü ki, bir daha hiç kopamadılar. Durul Bazan’ın 2005’ten beri yapmak istediği “Gecekondu” projesini, Sinan Çetin’in patronluğunda birlikte Star TV ekranlarına taşıdılar. Her pazar, aslında Beykoz Çavuşbaşı Köyü’nün bir sakini olan dedeleriyle birlikte ünlüleri ağırlıyorlar. Erkan Köse ve Durul Bazan, yaptıkları işi saksıda çınar yetiştirmeye benzetiyorlar.