OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 24, 2005 00:00
Kastamonu’da Küre Dağları Milli Parkı’nda ayılar koruma altına alındı. Sonra koruma işi o kadar iyi yapıldı ki, ayı popülasyonu birden, tekrar 1940’lı yıllara döndü.Dört yıl içinde, sayıları dört kat arttı, 2 bin 500’e ulaştı. İşler tersine döndü. Ayılar, İstanbul’a göç eden Kastamonuluların terkettiği evlere yerleşmeye, köylülerin hayvanlarına, bal kovanlarına saldırmaya başladılar. Milli parkta ayıları vurmanın cezası 15 milyar lira. Kastamonulular koruma programının başarıya ulaşmasından memnun ama yılın ilk altı ayında 24 saldırı gerçekleşince Kastamonu ayıları yeniden tartışma konusu oldu: Ayılar ya avlanacak ya nakledilecek ya da uluslararası yardımla günlük olarak yemlenecek.Kastamonu Küre Dağları dünyanın korunması gereken 100 sıcak bölgesi içinde sekizinci olarak gösteriliyor. 100 bin hektarlık bu dağlık alandaki balta girmemiş ormanların korunması için bölge 2001’de Milli Park ilan edildi. Çevre ve Orman Bakanlığı, Kastamonu Valiliği ve halkın desteğiyle koruma programı başarıya ulaştı, yabanıl hayat bölgede tekrar canlanmaya başladı. Orman köylüsü de bilinçlendirildi, kaçak avcılığın büyük ölçüde önüne geçildi. Nerede bir kurşun sesi duyulsa, köylüler hemen yetkililere
haber verir hale geldi.Kastamonu’daki bu koruma en çok ayılara yaradı. 2 buçuk metre boyunda, 300 kilo ağırlığındaki bu hayvanların nüfusu, 4 yılda 4 kat arttı ve 1940’lardaki popülasyonuna döndü. 19 ilçeli, 350 bin nüfuslu Kastamonu’da boz ayı sayısı 2 bin 500’e ulaÅŸtı. Yalnız yaÅŸayan ayılar 5-10 hektarlık bir alanı sahipleniyor. Sayıları arttıkça da yerleÅŸim yerlerine doÄŸru geliyorlar. Kiraz bahçelerine, kovanlıklara, hayvanlara dalıyor, Ä°stanbul’a göç eden Kastamonuluların boÅŸ evlerine yerleÅŸiyorlar.2000’de Devrekhane’deki ilk ölümle sonuçlanan saldırının ardından bu yılın ilk 6 ayında 24 ayı ihbarı daha geldi. Fakat ayılar iki uluslararası sözleÅŸmeyle koruma altında. Çevre ve Orman Ä°l Müdürü YaÅŸar Polat, Milli Park’ta ayı vurmanın cezasının 15 milyar lira olduÄŸunu söylüyor.Kastamonu’daki ayı probleminin çözülmesi için birkaç yol var: 1) Bunlardan ilki kontrollü avcılık. Fakat bu yöntem karlı olmasına raÄŸmen çevrecileri en kızdıranı. 2) Polat’a göre ikinci yol ayıları uyutup baÅŸka bir yere nakletmek. 3) Üçüncü yöntem ise ayıların yerleÅŸimlere inmesini engellemek için düzenli yemleme yapmak. Bunun için uluslararası mali kaynak arayışı sürüyor.Sonuçta ayıların bekası para bulunmasına baÄŸlı. YaÅŸar Polat, burada köylüden yana bir tavır takınıyor: Madem korumaya aldın, vurma diyorsun, o zaman devlet köylünün bütün zararını ödesin.Kastamonulular ise ayı olaylarının ÅŸehrin imajını kötü etkileyeceÄŸi görüşünde. Ayı aradığımızı söylediÄŸimizde birçoÄŸu hemen ‘İki bacaklı mı olsun, dört bacaklı mı?’ diye espri yapıyor ama Kastamonu’nun ayıları ile gündeme gelmesinden de çok rahatsızlar.Bu fotoÄŸraf için 48 saatte 2000 kilometre yol yaptıkKastamonu’ya gitmeden önce temasa geçtiÄŸimiz orman yetkilileri, ellerinde ayılara ait fotoÄŸraf olmadığını söyledi. Demek iÅŸ baÅŸa düştü: Kastamonu ayısını doÄŸal ortamında ilk kez biz görüntüleyeceÄŸiz. Ama bu iÅŸ National Geographic izlemeye hiç benzemiyormuÅŸ. Bir kere ayılar, zamanlarının önemli bölümünü yol gitmez ormanlıklarda, maÄŸaralarda geçiriyor. FotoÄŸraf çekmek için tek uygun zaman günün ışıdığı ve karardığı alacakaranlık zamanları. Ayılar bu zamanlarda dolaÅŸmaya çıkıyor. Ãœstelik randevularına da sadık deÄŸiller. Bir gün önce geçtikleri yerden ertesi gün geçmeyebiliyorlar.Bu yüzden gelen bütün ihbarları deÄŸerlendiriyoruz. Bir Pınarbaşı’nın 1000 metre daÄŸlarına tırmanıyoruz, sonra deniz seviyesine Cide’ye iniyoruz. 48 saattir sürekli hareket halindeyiz, ekip sadece üçer saat arabada uyudu, sinirlerimiz gergin, 1300 kilometre yol yaptık ama ayı yok. Son umudumuz DaÄŸlı mevkiinde orman içinde pusuya yatmak.Stabilize yoldan çıkıp toprak yoldan bir kilometre ilerliyoruz. Amacımız gideceÄŸimiz yüksek yardan aÅŸağıdaki vadiyi gözetlemek. Rüzgardan kokumuzu alamayacakları ÅŸekilde konumlanıyoruz. Kendi aramızda fısıltıyla konuÅŸuyoruz ve sigara yasak. Son teknoloji cihazlarımız var, ayı bir çıksa, deklanşörü alnının çatısına yapıştıracağız ama yok, yok!Üç saatlik bir bekleyiÅŸin ardından alttaki fundalıklardan bir çatırtı duyuyoruz. Sanki birisi limon kasalarını parçalıyor. Pür dikkat kesiliyoruz. Derken ayı görünüyor!Yaklaşık 100-120 metre aÅŸağımızda, karşıdaki evlere 100 metre mesafede. Ä°lk deklanşör ile hemen kafasını kaldırıyor. O ne olduÄŸunu anlayana kadar Senih iki kare daha çekiyor. Sonra yine fundalıkların arasında kayboluyor. Yanımızdaki orman görevlisi Sezgin’e göre bu genç bir erkek. Bu yılın ayısı, o yüzden henüz zayıf. Yaz boyunca beslenip kış uykusuna kadar 250 kiloya çıkacak.DÄ°KKAT AYU VARKastamonulularla konuÅŸtuÄŸumuzda, hepsi birden o fıkralarda anlatılan ‘DaÅŸ düşebülü, ayu çıkabülü!’ tabelasının efsane olduÄŸunu, gerçek olmadığını söylüyorlar. Ama daÄŸ rehberi Kör Ali’nin evine giderken Pınarbaşı mevkiinde bir Kastamonulu’nun yaptığı muzipliÄŸi gördük. Yukarıdaki fotoÄŸrafı çekmeden edemedik: Ä°ÅŸte Pınarbaşı’ndaki ‘Dikkat ayu var’ yazısı.AYILAR VE Ä°NSANLARALÄ° SUBAÅžI (65)Erkeklik kuvvetini ayı yağı ile koruyorEski bir eÅŸkiya. GençliÄŸinde Kastamonu daÄŸlarında 5 yıl saklanır. Rivayete göre maÄŸaralarda ayılarla yaÅŸar. 1974’te affedilir, ÅŸehre iner. Pınarbaşı’nda bir daÄŸ evine yerleÅŸir. Ahali ona Kör Ali diyor, tanımayan yok. Mesela posta adresi şöyle: Kastamonu, Pınarbaşı, Kör Ali. ‘Küre DaÄŸları’nın Åžerifi’ yazan bir yıldızı var. Bize tüfeÄŸiyle bir VahÅŸi Batı ÅŸerifi gibi poz veriyor. Turistlere bu daÄŸlarda rehberlik yapıyor. 10’dan fazla kez evlenmiÅŸ. Sırrını soranlara ise şöyle yanıt veriyor: 100 metrede yetiÅŸen çaÅŸur adlı bir ot ile birlikte yediÄŸim ayı yağı.YAÅžAR SAKAR (25)Ayı gördü, 10 gün dili tutulduCideli bir dalgıç. Su altından ihraçlık minare topluyor. Geçen yıl Dorukkaya mevkiinde arkadaÅŸlarıyla gezintiye çıkar. Öğle vaktidir. Grubun en önünde o yürümektedir. Birden dallardan çatırtılar gelmeye baÅŸlar. Grupta kimsede silah yoktur. Önce domuz zannederler. Sonra beÅŸ metre ötede bir ayı birden ayaÄŸa kalkar ve kendini gösterir. Yarı yuvarlanıp yarı koÅŸarak kaçmaya baÅŸlar. Åžoka girer. ArkadaÅŸları olaydan sonra rahatlaması için meyhaneye götürür, rakı içirir ama on gün boyunca konuÅŸamaz.AHMET TAÅžKIN (49)Ayılar sürekli ballarını yiyorCideli. 16 yıllık arıcı. Bölgede deli bal denilen çok özel bir orman balı üretiyor. Bu bal o kadar kuvvetli ki, normal bir insan günde en fazla bir çay kaşığı yiyebiliyor. Fazlası ateÅŸ yapıyor. Ayılar, kovanlarına ilk kez bu yıl saldırırlar. Korkuluk koyar fayda etmez. Dikenli tel çeker, geceleri ışık yakar, sabaha kadar radyo çalar; nafile! Bir ayda sekiz kovanı parçalanır, zararı 4 milyarı bulur. ‘Karı-koca nöbet tutuyoruz. Silahım var, karşıma çıksa hesaplaÅŸacağız’ diyor. Kovanlara dadanan ayı, geçen hafta bir kovan (27 kilo) deli balı yutmuÅŸ. Acıdan üç gün üç gece daÄŸlarda böğürmüş.Â
button