Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2004 00:54
Ümit Ünal, aralarında Berlin in Berlin, Piano Piano Bacaksız, Amerikalı, Hayallerim Aşkım ve Sen’in de bulunduğu dokuz filmin senaristliğini yaptı bugüne kadar. İlk yönetmenlik deneyimi ‘9’, İstanbul ve Ankara festivallerinde 2002’de en iyi film seçildi.
Bugünlerde senaryosunu yazdığı son filmi ‘Anlat İstanbul’un çekimlerini yapıyor. Ama tek başına değil. Filmi 5 ayrı yönetmenle birlikte çekiyor. Diğer dört yönetmenden Kudret Sabancı, ‘Zerda’ dizisini ve ‘Laleli’de Bir Azize’ filmini, Ömür Atay, ‘Bir İstanbul Masalı’ dizisini çekmişti. Selim Demirdelen ve Yücel Yolcu ise reklam sektöründen. Filmde her yönetmen akşam başlayan ve sabaha kadar süren bir masal anlatıyor ve fonda İstanbul’un kullanıldığı bölümler kesintisiz olarak birbirine bağlanıyor. ‘Egolarımızı bir kenara bıraktık’ diyen beş yönetmenle buluştuk, ağustosta çekimleri tamamlanıp kasımda vizyona girecek filmi konuştuk.
‘Anlat İstanbul’ ne anlatıyor?
Ünal:
Bir gecede İstanbul’da geçen beş farklı hikayeyi anlatıyor. Aslında her biri bir bütünün parçası. Kahramanları filmin sonunda birbirlerini buluyor. Ortak tema meşhur masallar.
Hangi masallar var?
Ünal: Fareli Köyün Kavalcısı, Pamuk Prenses, Külkedisi, Uyuyan Güzel ve Kırmızı Başlıklı Kız. Ama
film bu masalların birebir uyarlaması değil. Temel özelliği hikayelerin çok sert olması. Çocuksu, masalsı, renkli bir film sanmayın. Aksine karanlık, çok sert ve acılı bir film.
Batı masallarının modern İstanbul versiyonları gibi mi?
Ünal: Pamuk Prenses bir mafya babasının kızı. Fareli Köyün Kavalcısı bir alaturka klarnetçi, hem radyoda çalışıyor, hem de alemlere gidip çalıyor. Uyuyan Güzel yalıda geçiyor. Kahramanı bir Kürt, yalıya hırsız olarak giriyor. İstanbullu aristokrat bir kadın var, Türkçe bilmeyen bir kız var, Almancılar var, İzmirliler var. Falan filan... Kahramanlar çok ufak noktalarda birbirlerine değiyor. Filmin asıl anlatmak istediği bu: Hepimiz birbirimize bir şekilde bağlıyız, birbirimizin hayatını etkiliyoruz.
Sanki Inarritu’nun Amores Peros (Paramparça Aşklar Köpekler) filmine benziyor.
Ünal: Benziyor. Ama ben çok daha önce, 97-98’de yazdım senaryoyu (kahkahalar). O sırada böyle epizodik anlatımlı gördüğüm tek film Jim Jarmusch’un Mystery Train’iydi. Anlat İstanbul’u en çok ona benzetiyorum. Inarritu sonradan çıktı.
RÜYAMDA BEŞİNCİ YÖNETMENDİM
Peki filmi baştan sona niye siz çekmediniz, beş yönetmenle paylaştınız?
Ünal:
Kendim çekseydim bile her hikayeye göre farklı stil denemek istiyordum. 2000 yılında, başka bir yapımcı şirketle bu filmi çekecektim. Kriz nedeniyle ertelendi. Sonra bir arkadaşımın aklına beş yönetmenle çekme fikri geldi.
Yeni yayımlanan Bülent Erkmen projesi ‘Beşpeşe’ beş yazarlı bir kitap. Bu aralar beşli projeler moda galiba.
Ünal: Hiç öyle değil. Bizimki ona benzemiyor. Orada yazarlar diğerinin bıraktığı yerden alıp kafasına göre yazmış.
Atay: Bir de kendinden sonrasını hiç bilmiyorsun o kitapta. Biz tamamen senaryoya uyuyoruz.
Sabancı: Beş ayrı film değil, kesintisiz akan tek hikaye. Kahramanları değişiyor, bakış açıları değişiyor. Aslında tek yönetmen gibi çekmemiz lazım.
Kimin hangi bölümü çekeceği nasıl belirlendi?
Sabancı: Her yönetmen istediği hikayeyi seçti. Pamuk Prenses benim ilgimi çekti, Ömür’ün çekmedi mesela.
Siz ortaya serdiniz, buyrun seçiniz bölümünüzü mü dediniz yönetmenlere?
Ünal: Evet. Yalnız Yücel’in seçme şansı olmadı çünkü o en son katıldı. Ona zaten bir hikaye kalmıştı.
Sona kaldınız ve dona mı kaldınız Yücel Bey?
Yolcu: (Gülüyor) Yok, şansa yine bu bölümü seçerdim. Zaten filme katılmam tesadüf. Ümit Ünal’ın böyle bir film çekeceğini duymuştum. Beşinci yönetmeni arıyorlardı. Bunlar konuşulurken ajanstaydım. Akşam rüyamda beşinci yönetmen olduğumu gördüm. Sabah beni aradılar.
Kendi bölümlerinize başlık bulmanız istense ne derdiniz?
Sabancı: Pamuk Prenses ve Sekizinci Cüce
Demirdelen: Aşkın Kimden Geleceği, Ne Zaman Vuracağı Belli Olmaz.
Yolcu: Bir Kürt ve Şizofren Kadının Buluşması
Atay: İstanbul’u Hiç Görmedim
Ünal:
Uyan İstanbul Masal Bitti
Dikkat ettim, hepiniz hırslı hırslı oturuyorsunuz. Hiç sevgi dolu bir ortam oluşmamış aranızda.
Ünal: (Kahkahalar) Yok valla çok iyi anlaşıyoruz. Böyle bir projede yer alamayacak insanlar baştan belli olurdu zaten.
Yolcu: Yani boş zamanlarımızda beraber bira içmiyoruz, öyle bütün gün saatlerce takılıp ‘A öyle mi yapsak, böyle mi çeksek’ demiyoruz. Ama oturup konuşuyoruz.
Atay: Hepimiz arkadaş olduk canım. Bira içmişliğimiz de vardır yani, niye öyle söylüyorsun.
Yolcu: Bana yeni ufuklar açıyor bu topluluk. Ümit’in senaryosundan, Kudret veya Selim’in yorumundan bir şeyler öğreniyorum. Şaşırıyorum. Bir senaryonun başka şekilde de çözülebileceğini görüyorum.
Sonuç nasıl olacak sizce?
Sabancı: Bence şunu göreceğiz: Beş kafa bir kafadan iyi çalışır.
Beş kafa kaos da yaratabilir...
Ünal: Hiç futbol oynamadım, takım oyununu çok kıskanırdım. Filmde böyle bir paslaşma var. Egolardan vazgeçtik. Filme benim hikayem, benim bölümüm diye bakmıyoruz.
HANGİ YÖNETMENE HANGİ MASAL DÜŞÜYOR
Ümit Ünal: Fareli Köyün Kavalcısı
Kudret Sabancı: Pamuk Prenses
Ömür Atay: Kırmızı Başlıklı Kız
Yücel Yolcu: Uyuyan Güzel
Selim Demirdelen: KülkedisiFİLMİN KÜNYESİ
Oyuncular: Altan Erkekli, Özgü Namal, Mehmet Günsür, Erkan Can, Azra Akın, Çetin Tekindor, Nejat İşler, Vahide Gördüm, Fikret Kuşkan, Güven Kıraç, İsmail Hacıoğlu, Erdem Akakçe, Şevket Çoruh, DJ Bülent, İdil Üner ve Nurgül Yeşilçay.
Yapımcı:
Erol Avcı (TMC)
Sanat yönetmeni: Veli Kahraman
Kameraman: Mehmet Aksın
Müzik: Tan Tunçağ
Bütçe: 1 milyon doların üzerinde