OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 12, 2005 00:00
Çevremizi, Aristo’dan bize miras kalan 5 duyu olan tat, koku, ses, görme ve dokunma duyularımızdan çok daha fazla duyu ile algılıyoruz. Bilim adamları beÅŸ duyumuzdan daha fazla duyumuz olduÄŸunu pratik bir deneyle test etmenizi salık veriyor.Deney biraz aÄŸrılı olabilir, dikkat edin: Bir elinizle bir buz parçasını, diÄŸer elinizle de sobada ısıttığınız maÅŸayı tutmaya çalışın. Hissettiklerinizi 5 duyunuz ile açıklayabiliyor musunuz, yoksa beÅŸ duyudan daha fazla duyuya ihtiyacınız mı var? Duyumsadıklarınızı ayrıntılı açıklayabilmeniz için, 5 duyudan daha fazlasına sahip olduÄŸunu fark edeceksiniz. Tabii bu sadece bir. Ä°ÅŸin aslına bakacak olursak, içimizde var olan çok sayıda duyuyu bizim algılayabilmemiz mümkün bile deÄŸil, çünkü onlar otomatik olarak görev yapıyorlar.Üç tıp duyuKaç duyumuz olduÄŸu sorusu bilimin yanıt aradığı konulardan biri. Pek çok duyu var. Duyuların sayısı, duyu sistemlerimizi nasıl sınıfladığımıza baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸiyor. Mesela, duyuları uyarıcıya göre sınıfladığınızda, aslıda 5 deÄŸil 3 tip duyu elde edersiniz: Kimyasal duyu (tat, koku veya kan ÅŸekeri gibi içsel algılar), Mekanik duyu (dokunma ve duyma) ve Işık duyusu (görme). Tabii insanların dışına çıktığımızda bu üç tip duyu artarBazı hayvanlarda ayrıca elektro-algılama veya manyetik duyu da vardır. Bütün bu duyusal gruplar, farklı duyusal sistemleri gerektirir. Dilin üzerinde eriyen ve koku yaratan herhangi bir nesne, iç kulaktaki ince kıl hücrelerinin mekanik hareketinden veya retinaya çarpan fotondan farklıdır.Hücre sistemleriBilim adamları bu sistemleri kendi içinde alt gruplara da bölerek, duyu olarak çalışan pek çok sistem elde ediyor. Peki duyu nedir?Soruya bu açıdan baktığınızda, duyu "sinyal ileten hücre sistemleri"dir de diyebilirsiniz.Bu durumda bir "duyu", çok özel sinyallere tepki veren ve beynin özel bir bölgesine bilgi gönderen özel hücre tiplerinden oluÅŸan bir sistem olarak tanımlanıyor. Sözgelimi, tat tek bir duyu olarak deÄŸil, tatlı, tuzlu, ekÅŸi, acı ve "umami" (glutamatın Japonca karşılığı), gibi 5 duyu olarak ele alınabilir. Peki görme? Bunu isterseniz tek bir duyu (ışık) olarak kabul edin, ama isterseniz, iki (ışık ve renk) veya dört (ışık, kırmızı, yeÅŸil ve mavi) duyu olarak da kabul ederseniz yanlış yapmazsınız.. Bazı hayvanlarda yalnızca harekete tepki veren retinal hücreler var. Bazı insanlar bunu farklı bir hücre olarak ele alabilir. Nörologlar aÄŸrıyı, nerede duyulduÄŸuna baÄŸlı olarak, deri, gövde veya iç organlarla ilintili olarak sınıflıyor. Ancak bu sınıflama, bunların farklı duyusal sistemler olduÄŸunu göstermiyor, bunları aynı sistemin alt türleri olarak kabul ediyor. Farklı duyu çeÅŸitleriNew Scientist dergisinde yayımlanan ilginç makaleye göre, insanlar sıcaklığı, basıncı, dokunmayı, eklem pozisyonunu, vücut hareketini, dengeyi, idrar kesesinin doluluÄŸunu, midedeki açlığı veya vücudun susuzluÄŸunu hisseder. Fakat bedenimizde bizim açlık vb gibi hissetmediÄŸimiz baÅŸka denetim mekanizmaları da var. Sözgelimi iÅŸitme duyusu tek bir duyu mu, yoksa yüzlerce duyu mu? Her bir koklea tüy hücresi birer duyu mu? Abarttığımızı sanmayın, kulak yüksek frekans ve düşük frekansları farklı algıladığına göre? Özetle duyu organlarımızın yapıları hakkında ne kadar çok ÅŸey öğrenirsek, o kadar çok duyu saymamız mümkün gibi görünüyor..Duyu derken, aslında, duyguları veya algıları kastediyoruz. Yoksa bitki düzeyinde yaşıyor olurduk. DoÄŸadaki yaÅŸam biçimlerinin pek çoÄŸu mesela ışık ve dokunma gibi bir-iki duyu ile yetinir. Bitki güneÅŸin hareketini izleyerek büyür; Venüs sinek-kapanı, bir uyarıcıya mekanik tepki verir.En üstünü insanAma iÅŸ insana gelince deÄŸiÅŸir, canlılar basamağının bu en yüksek türü, ışığı ve gölgeyi görür; nesneleri, alanları, insanları ve bunların pozisyonlarını algılar. Algılama burada birinci derecede rol oynar. Mesela sesleri duyar, fakat konuÅŸmaları ve müziÄŸi algılar. Karmaşık kimyasal sinyallerin tadını ve kokusunu duyar, fakat bu karışımı dondurma, portakal veya biftek olarak algılar. Algılama, organize beynin iÅŸlenmemiÅŸ duyusal verilere kattığı bir "katma deÄŸer"dir. Algılama yeteneÄŸi veya konusu, duyu dünyasını bile aÅŸarak öteyere gider; bellek, deneyimler ve yüksek düzeyde veri iÅŸleme mekanizması gibi süreçlere gereksinim duyar.Kulaklarımız, bir dizi sesi toplar, ama biz büyük bir fotoÄŸraf algılarız. Çünkü farklı süreçler devreye girer. Bir kiÅŸiyle karşılıklı konuÅŸurken, geri plandaki tüm seslere kulaklarımızı kapatabiliriz. Ancak arka planda biri adımızı söylerse, bunu hemen duyarız. Yani: çevresel sesleri hep duyarız, ancak bunları her zaman dinlemeyiz. Önemli olan algıdırÖzetle, bilim insanlarına göre algılamalarımız basit duyuların her zaman ötesine uzanır. Esas olan algılamadır; duyular yalnızca algıya eÅŸlik eder. Günlük yaÅŸamda bütün bunları yaÅŸarız. Bazen ise algılamamız olayları kavramamıza yetmez, bilgi eksikilÄŸi ile hata yaparız ve bunun cezasını da çekeriz. Mesela boyut algısı. Otomobil bize uzaktayken küçük görünse bile onun büyük olduÄŸunu biliriz. Trenlerin büyüklüğünü ve hızını pek çoÄŸumuz fark etmeyebilir veya yanlış hesaplamalar yapabiliriz. Bu yüzden mesela ABD’de yılda 3000 tren kazası olur. Sırası gelmiÅŸken, bir de sinestezi konusunu ele alalım. Sinestezi duyuların birbirine karışmasıdır. En sık görüleni, sesleri, harfleri, sayıları veya sözcükleri renk olarak algılayan sinestezidir. Bu kiÅŸiler bir kokuyu ÅŸekil olarak veya tadı harf olarak tarif edebilir. Åžeftalinin tadını duymak veya rengi hissetmek, sinestezikler için mümkündür.Peki nasıl oluyor su? Bilimin tahmini: Algıya açılan yolda beyin duyuları karıştırıyor olabilir. AraÅŸtırmalar, beynin aslında çok sayıda olayı karıştırdığını gösteriyor: Migren aÄŸrılarının kokularla tetiklenmesi gibi. Duyuları uyarıcıya göre sınıfladığınızda, aslında 5 deÄŸil 3 tip duyu elde edersiniz: Kimyasal duyu (tat, koku veya kan ÅŸekeri gibi içsel algılar), Mekanik duyu (dokunma ve duyma) ve Işık duyusu (görme). Tabii insanların dışına çıktığımızda bu üç tip duyu artar. Bazı hayvanlarda ayrıca elektro-algılama veya manyetik duyu da var.Â
button