Güncelleme Tarihi:
‘Yoncimik’ adını Türkiye’nin ilk lisanslı markası haline getiren Yonca Evcimik, Hülya Avşar’ın başlattığı sanatçı-idol tartışmasından, “Yaşının kadını olsun” diye eleştirenlere kadar tüm içtenliğiyle herkese cevap verdi.
Yonca Evcimik bir marka mı?
- Yonca Evcimik marka ama ‘Yoncimik’ esas marka. Belki sanatçı kimliğinizle 20 senedir neredeyse marka gibi oluyorsunuz ama bir de bunun kağıt kalem üzerinde olması gerekiyor. Dans okulumda çocukların üzerinde hep aynı şeyleri görüyordum; tıpkı forma gibi. Meğer lisanslı ürünlermiş. Araştırdım; Türkiye’de gelmişiz 2009’lara dünyadaki gibi lisanslı bir ürünümüz yok. Bunun bir işaret olduğunu düşündüm ve; “Ben bunu yapayım” dedim. Yoksa ben özellikle araştırıp Türkiye’de yapılmamış bir şeyi yapmak niyetinde değilim. Böylece Yoncimik Türkiye’nin ilk lisanslı ürünü olmayı başardı. Kitap, bebek, oyuncak, arkasından da çantalar geldi. Ayakkabı, tekstil, kırtasiye ürünleri, şapkalar bütün bunlar tek tek yolda.
Bu zamana kadar dans, şarkıcılık, oyunculuk yaptınız. Sanatla uğraştıktan sonra ticaretle uğraşmak insana nasıl geliyor?
- Buraya kadar çok güzel ama bundan sonrası dediğiniz gibi ticaret. Bu anlamda mutluluğumu destekleyecek bir şey yapmam gerekiyor. Senelerdir bankadan otomatik ödeme yoluyla belirlediğim 5 tane vakıf ve sosyal sorumluluk projesine para yatırıyorum. Yaptığım işin ticaret kısmı gelişince de; “Madem bu işten para kazanacağım, o zaman ihtiyacı olanlarla da paylaşayım” dedim. Kendi kazancımın bir kısmını sosyal sorumluluk projelerine veriyorum. Bebeklerin gelirini Mehmetçik Vakfı kanalıyla şehit ailelerine gönderdim. Çantaların gelirini de TOÇEV’e verdim. Böylelikle hem çalışıyorum, hem kendimi tatmin ediyorum. Çok da keyif alıyorum yaptığım işten.
HÜLYA AVŞAR AKILLI BİR KADIN
Bu arada dans yarışması da başladı yeniden...
- Jürilik meslek gibi oldu. Yakında ‘En iyi jüri yarışması’ olursa şaşırmayın. Çok enteresan mesela Michael Jackson öldüğünde hemen beni aradılar görüş almak için. Dans eden şarkı söyleyen benim idolüm olan bir adamdı. Hayatımda onun ve Madonna’nın apayrı bir yeri var. Dolayısıyla dans denince ben geliyorum akla.
Michael Jackson’ın idolünüz olduğunu söylediniz. Geçenlerde Hülya Avşar; “Bana sanatçı denilmesine çok bozuluyorum, ben idolüm” dedi. Sizin bu duruma bakışınız nedir?
- İdol rol model anlamına geliyor. Onun gibi olmak istemek, yaşamak. Onun hayalini kurmak. Hülya’nın, onun altını çizmekten öte bir etrafı karıştırayım, çorbaya çevireyim diye yapmış olma ihtimali çok yüksek ve bunu başarıyor. Son derece akıllı bir kadın.
Çocuğunuz olsaydı çok şanslı bir çocuk olur muydu sizce?
- Kısmet değilmiş herhalde. Bundan sonra olur mu onu da bilmiyorum.
Düşünür müsünüz çocuğunuzun olmasını?
- Ben biyolojik yaşımın çok ciddi olarak gerilerde olduğunu biliyorum. Treni kaçırmış değilim ama olur mu olmaz mı bilmiyorum. Bir de aşk çocuğu olsun eğer olacaksa.
Beklentiler gerçekleşmezse evlilik bitiyor
Sizinle ilgili en büyük eleştiri: “Yonca Evcimik yaşının kadını olsun. Ne o öyle 15 yaşındaki kız çocuğu gibi.” Kızıyor musunuz bunları duyunca?
- Çok eski zamanlarda üzülüyordum böyle şeyler söyledikleri ya da yazdıkları için. Fakat sonra baktım hiç umurumda değil.
Uzun süreli ilişkilerin kadını olduğunuzu düşünüyorum. Harun Özakıncı’yla 10 yıl birlikte olduktan sonra evlendiniz ve kısa sürede ayrıldınız. Evlenince değişiyor mu her şey?
- Evlilikle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü evin içindeki bir şeyden dolayı ya da aynı evde yaşamanın getirdiği bir arızadan dolayı değildi ayrılığımız. İnsanların hayattan beklentileri istediği gibi olmayınca otomatikman yaşadığın ortama da, insana da yansıyor. Daha sonraki ilişkilerimin bozulma sebebi de bu. İnsanların beklentilerinin istediğin gibi olmaması. Hepimiz bir bireyiz çünkü. Herkesin koşulları doğru, istedikleri gibi olduğu zaman mutlu bir ilişki oluyor.