Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2004 00:00
Yaz demek, illa ki Türkçe pop dinlemekYaz demek benim için serserilik demek.Çıplak ayak gezmek...Püfür püfür elbiseler giymek...Yollara düşmek...*Yaz demek benim için mutlu olmak demek.Gülümsemek...Kendini biraz aptal, biraz aşık hissetmek...Yaz demek bol bol sevişmek...Sinir olanlara hiç aldırmadan yoluna devam etmek!*Yaz demek hafiflemek demek.Hiç görmediğim Alaçatı’yı, Bozcaada’yı hayal etmek:Nasıl yapsak da, kaçıp gitsek?Yaz demek, çocuklar gibi 3 ay tatil hayal etmek.Gizli gizli keşke öğretmen olsaydık demek!Çalışmak mı? Delirdiniz mi?Yaz demek ‘Şimdi Sabrina’s House’da hamakta uyumak vardı’ demek.Ya da güzelim Simi’yi özlemek...*Yaz demek gün batımında sebepsiz hüzünlenmek demek.Yaz demek sabahın erken saatlerinde cup cup yüzmek demek.Yaz demek yanmış omuzunu kremlemek demek.Yaz demek soyulmak demek.Yaz demek soymak demek.Deriyi, deriyi!Yaz demek yazı yazmaya son demek!Yaz demek başkalarını okumak demek.Mesela Murathan Mungan seçkilerini...Yaz demek Akdeniz demek...Yaz demek
balık demek...Yaz demek zeytinyağı demek...Buz gibi beyaz şarap demek...Yaz demek illa ki Türkçe pop dinlemek.Yaz demek kendi yaz şarkılarını seçmek...Seçiyorum:1. Rafet El Roman: Sürgün Bana bir haller oldu. Bu yaz böyle. Romantik şarkılar seviyorum. Ve 1. sıraya hiç çekinmeden Rafet El Roman’ın Sürgün’ünü oturtuyorum. Bu arada Rafet El Roman bu albümüyle bana bir şey öğretmiş bulunuyor, bunu da sizinle paylaşıyorum: Özel hayatın karışık olabilir, hatta sevimsiz, hatta iğrenç. Çünkü en son öyle şeyler hatırlıyordum haklarında, boşandılar, boşanamadılar, o onu söyledi, o bunu söyledi, o mu aldattı, bu mu aldattı ve derken elimde tuttuğum albüm bana bütün bunları unutturdu. Bir an geliyor, her şey palavra sadece ürettiğin şeyin önemi oluyor. Benim için artık Rafet El Roman demek sadece iyi müzik yapan bir adam demek.2. Ümit Sayın: Gönül Yareler İçinde Yıllar önce Ben Deniz söylemişti bu şarkıyı. O zaman da sevmiştim. Fakat şarkıyı esas sahibi söyleyince başka türlü oluyor. Bazı şarkılar insanı acayip hüzünlendirir. Durduk yerde birkaç kadeh içmiş gibi olursun. Sağa sola sersemleşirsin. Gönül Yareler İçinde bu türden. Dinleyince içli içli bakmaya başlıyorum. Evet, albümün hit şarkısı Mavi Geceler, o da iyi ama benim için varsa yoksa Gönül Yareler içinde. Sözlerini de pek bir beğeniyorum. Özellikle şu bölümü: ‘Gönül yareler içinde/ Yürüyor hüzünler şehrine/ Gönül uslansa bir çare/ Ama koşuyor hesretler peşinde...’3. Nazan Öncel: Hay Hay Hem bu şarkıyı keşfetmekte hem de kendisiyle röportaj yapmakta geç kalmış bulunuyorum. Hatamı kabul ediyorum. Ama Nazan Öncel’i acayip merak ediyorum. Nasıl bir şey acaba? Değişik bir şey olduğu kesin. ‘Yan yana fotoğraf çektirelim’ albümü bu yazın albümü. Gerçekten süper. Özellikle de Hay Hay. Ben şu sözler başlayınca (O senin neyin olur derlerse/ Gülüm olur balım olur diyeceğim/ O senin neyin olur derlerse/ Sevgilim sevgilim diyeceğim/ O benim kalbimi isterse/ Seve seve veririm diyeceğim) bir tek votka-red bull atmış gibi oluyorum. Heyecanlanıyorum, neşeleniyorum. Ama içimde kalmasın söylemek istediğim bir şey var: Albümün tanıtımı sırasında, Nazan Öncel kendisini Frida Kahlo’ya benzetmeye çalışmıştı, sinir oldum. Zaten bu kadar kendine özgü birinin kendisini bir başka insana benzeterek ya da atıfta bulunarak lanse etmeye çalışması bana ters gelmişti. Ne lüzumu vardı değil mi?4. Candan Erçetin: Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar Son yılların modası eski Türk sanat müziği parçalarını yeniden yorumlayıp hayatımıza sokmak. Sözleri o kadar güzel ki, hiç zorlanmadan küt diye giriveriyorlar hayatımıza zaten. Mırıldandığımız şarkılar olduğu için, yorumcuyla birlikte söyleme şansı da şarkının sansını arttıyor. Gibi uzun uzun cümlelerden sonra Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar’ı sevmiyorum diyen varsa onunla hiç işim olmaz. Evet Erçetin’in albümünün hit şarkısı Melek, herkesin gözdesi o ama benim oyum Yalnız Gezen Yıldızlara. 5. Ve ve Murathan Mungan: Söz Vermiş Şarkılarİlle de Murathan Mungan. Söz Vermiş Şarkılar. Anladınız bu bir albüm. Bence olağanüstü bir albüm olmuş. Herkese koşa koşa bu albümü almasını tavsiye ediyorum. Sözlerini Murathan Mungan’ın yazdığı, yıllar yılı hepimizin öle bayıla dinlediği Maskeli Balo, Aşk Yeniden, Çember, Olmasa Mektubun, Telli Telli, İstersen Hiç Başlamasın gibi şarkılar farklı sanatçılar tarafından seslendirilmiş. (Bakınız: Nükhet Duru, Sezen Aksu, Zuhal Olcay, Candan Erçetin, Ajda Pekkan, Teoman vs.) Bayıldım, bayıldım! Siz de bayılacaksınız ya da bayılıyorsunuz zaten. Sizi temin ederim bütün kişisel tarihiniz o güzelim şarkılarla birlikte gözünüzün önünden bir kere daha akıverecek...En güzel gelin Esra’ydıBirdenbire üzerimize geldiler.Temmuz ayında sözleşmişçesine hepsi evlendiler.İsimlerini biliyorsunuz:Can Ekşioğlu’yla Tansa Mermerci, Mehmet Okur’la Yeşim Çalışkan, Berat Albayrak’la Esra Erdoğan.Ben diğer bütün gelinlerden özür dileyerek en güzelini açıklıyorum. Samimi olduğuma da yemin ederim. Bence en güzel gelin Esra’ydı. Evet en çok onun kıyafeti, şaçı, başı tartışıldı, yazıldı, çizildi, eleştirildi ama ben bütün gelinler arasında en çok onu beğendim. Gelinliği de şahaneydi. Kafasına taktığı şey de, ne yalan söyleyeyim türban dışında her şeye benziyordu ve inanılmaz modern görünüyordu.Yani annesi Emine Erdoğan’ın Yunanistan gezisinde kıyafetinin fena halde rüküş olduğunu yazmayı ihmal etmemiş biri olarak, Esra’nın hoşluğundan ve şıklığından söz etmeyi de bir görev biliyorum.Bu vesileyle onlara (ve tabii evlenen diğer bütün çiftlere) mutluluklar diliyorum.Yeni starımız Bünyamin!Dün Safran Salomanje’de baktım herkes Bünyamin’den söz ediyor. Kulak kesildim ‘Kim bu Bünyamin?’ diye ama anlayamadım. İstanbul şehrinde Bünyamin diye bir adam nam salmış, namı almış yürümüş, kadınlar onu dinlemeden, ona kulak vermeden sokağa adımını bile atmıyormuş. Yeni bir ‘trend setter’ımız mı oluyor diye düşündüm. İşin içinden çıkamadım. Ama Bünyamin diye birinin çok ama çok ünlendiğini kavramış oldum.Sonunda (Aslı) Altan beni derin kültürüyle aydınlattı:‘CNN Türk’ün
Hava Durumu sunucusu! Millet onu dinliyor, öyle sokağa çıkıyor. Ve bilesin Bünyamin ciddiye alınıyor. ‘Sıcaklar geldi, damlarda yatma mevsimi başladı, dikkatli olun sayın seyirciler’ gibi bir muziplik yaparken bile, yüzü ciddiyetinden hiç taviz vermiyor...’*Bu hava durumlarında bir şey var.Kadınlar sunarsa başka türlü star oluyorlar.Erkekler sunarsa başka türlü.Gerçi biraz da yetenek istiyor.‘Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun’ tekerlemesiyle ünlenen Hülya Uğur’dan sonra bilgisi, isabetli tespitleri, ciddiyeti ve samimiyetiyle Bünyamin... Evet o da hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiş durumda...Ve hatırlatırım Bünyamin Hürriyet Cuma’nın yazarı.
button