Benim ruhum serseri

Güncelleme Tarihi:

Benim ruhum serseri
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 20, 2008 00:00

Yazdığı şiir kitaplarıyla da kendinden söz ettiren Eylül Deniz'den çarpıcı açıklamalar.

Eylül Deniz fotoğrafları 

Haberin Devamı

Oyunculuğunun yanı sıra yazdığı şiir kitaplarıyla da kendinden söz ettiren Eylül Deniz, "2008 İstanbul Uluslararası Şiir Festivali"nde Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü. Deniz "Oyunculuğu severek yapıyorum ama beni besleyen şey yazmak. Biraz serseri ruhum var" diyor.

Oyunculuğunun yanı sıra yazdığı şiir kitaplarıyla da kendinden söz ettiren Eylül Deniz, "2008 İstanbul Uluslararası Şiir Festivali"nde Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Deniz "Oyunculuğu severek yapıyorum ama beni besleyen şey yazmak. Biraz serseri bir ruhum var" diyor.

n Üç yıl tiyatro eğitimi aldıktan sonra "Zerda", "Çemberimde Gül Oya", "Asla Unutma", "Kaptan" gibi dizilerde rol aldınız. Bu arada iki şiir kitabı çıkardınız. "Eylül Geçti Sanmıştım" size bir de ödül getirdi. Neler söyleyeceksiniz?

- Aslında bu ödülü ben de beklemiyordum, inanamadım.

Haberin Devamı

n Neden inanamadınız? Başarınızdan emin değil miydiniz?

- Ben şiirde başarılı olduğumdan eminim. Sürekli de ilerliyorum. Ama kadın şairlere karşı ister istemez bir önyargı var. Aslında bu her alanda söz konusu. Bir de ben popüler kültürün içinde olduğum için yazdıklarımın edebi değer taşıyabileceğine kimse inanmıyordu. Aldığım tepkiler hep "Bu kitapları siz yazmadınız" ya da "Siz 1982 doğumlu değilsiniz" tarzındaydı. Ne denirse densin, bu kitapları ben yazdım. Bu yıl beni bu ödüle layık gördükleri için festival komitesine ve jüriye teşekkür ediyorum. Çünkü benim umutsuzluğa kapıldığım bir dönemde, öylesine gönderdiğim bir dosyaydı. Telefon geldiğinde de açıkçası çok gurur duydum. 26 yaşında böyle bir ödüle sahip olmak çok güzel.

n Sizce gerçekten her sektörde kadınlara karşı bir önyargı var mı?

- Evet, bence öyle... Aslında şairlikte farklı bir durum var. Osmanlı’dan beri kadın şair sayısı çok az... Kadın şair dediğiniz zaman kilitlenip kalıyorsunuz. Birkaç isim dışında sayamıyorsunuz. Bunun sebebi şu, erkek egemen bir toplumda kadınlar kendilerini sakınarak yaşadılar. Kadın, cazibesini ortaya koyamadı. Bedensel cazibesini ortaya koyamayan kadın, yüreğinin cazibesini de ortaya koyamadı. Daha çok çocuk, ev, eş gibi dertleri vardı. Günümüzde kadınlar daha çok bu işe sızıyorlar ve ben bu anlamda çok mutlu oluyorum. Çok başarılı genç kadın şairler var. Artık kadınlar da kalemi ellerine aldılar.

Haberin Devamı

n Peki, nasıl bir üslubunuz var?

- Şiir dünyası da erkek egemen bir ortam, ama ben kadınsal söylemler üzerine kuruyorum şiirlerimi. Kadınım ve şiir yazıyorum ya, hemen erkeklerle kıyaslanıyorum, "Erkekler kadar iyi bir kadın şair" deniyor. Ama ben kadın şairim, kıyaslama yapmıyorum.

n Sizin edebiyata ilginiz nereden geliyor?

- Benim edebiyata hep ilgim vardı. Şiirle tam anlamıyla 16 yaşındayken tanıştım diyebilirim. Çok hoşuma gitti. Anlatılamayanı anlatma çabası vardır şiirde. Aşk demeden aşkı anlatmaktır şiir, o yüzden zor ama çok güzel.

n Kadınları ve onların duygularını, düşüncelerini anlatan biri olarak, en büyük desteÄŸi herhalde kadınlardan alıyorsunuzdur. Â

Haberin Devamı

- Kadın okuyucularım daha fazla aslında ve bu da çok gurur verici benim için. Erkek şairler, kadınlar uğruna bir şeyler yazıyorlar, ama kadınların hislerine dair çok fazla yazamıyorlar. Anlayabilirler, dile getirebilirler ama tam anlamıyla da yazamazlar. Çok az insan var bunu yapabilen. Bunu çok iyi yapabilenler de elbette var; Can Dündar, Ahmet Altan aklıma ilk gelenler.

n Siz karşı cinsi tam anlamıyla anlatabilir misiniz şiirlerinizde?

- Anlatabilirim ama ne kadar başarılı olurum bilemiyorum. Daha fazla yaşanmışlık, daha çok okumak, daha çok biriktirmek gerekir diyebilirim. "İyi bir şiir bittikten sonra şairin 10 yıl dinlenmeye hakkı vardır" derler. Belki 15-20 yıl sonra olabilir.

Haberin Devamı

n İleride oyunculuğu bırakıp "Eylül bir şairdir" diyebilir misiniz?

- Hayatla ilgili çok fazla plan yapmayı sevmiyorum. Benim gönlümden geçen, 45-50 yaşında bir sahil kentinde sadece yazıyor ve okuyor olmak.  Oyunculuğu severek yapıyorum ama beni besleyen şey yazmak. Biraz serseri bir ruhum var.  Bu ruh haliyle biraz zor ama yapabilirim.n Biraz da yeni diziniz "Yaban Gülü"nden bahseder misiniz?

- Yeni başlayan bir dizi... Kalabalık bir kadro var ve bir Nuran Devres hikayesi. Nuran Devres ile ikinci kez çalışıyorum. Kendisi bu dizide rol almamda çok etkili oldu. Onunla çalışmayı çok seviyorum, çok eğlenceli buluyorum. Güzin diye bir karakteri oynuyorum dizide... Güzin patronuyla iki yıldır bir ilişki yaşıyor, fakat adamın bir başka kadına aşık olmasıyla o ilişki noktalanacak. Devam edebilecek bir iş gibi duruyor.

Haberin Devamı

Sözlerim Gülşen’e yakışacak

n Şiirlerinizin şarkı sözü olarak kullanılabileceğini hiç düşündünüz mü?

- Evet. Gülşen ile böyle bir çalışma yapacağız ilerleyen günlerde. Gülşen benim çok sevdiğim ve güvendiğim biri... O da benim sözlerime çok güveniyor. Sözlerimin ona yakışacağını düşünüyorum.

n Ne zaman gerçekleşir bu proje?

- Şimdi dosyam Gülşen’de, okuyor... Oralardan bir şeyler çıkarır herhalde... Önümüzdeki günlerde detaylarını konuşacağız.

Kasımda bir filme başlıyorum

n Sinema projeniz var mı?

- Kasım ayında çekmeyi planladığımız bir film var. Orada bir şairi oynayacağım. Hikaye beni çok cezbetti. "Seni seviyorum" diyememek üzerine kurulu, biraz popüler kültürü eleştiren bir hikaye... Simge olarak albatros kuşu kullanılıyor. Eğer yeteneklerimizi ve şanslarımızı iyi kullanmazsak, hepimizin sonu albatros kuşu gibi hazin olabilir. Hikaye bunun üzerine kurulu.

n Genelde ismini çok hızlı şekilde duyuranlar, işleriyle değil sadece isimleriyle anılırlar. Siz bu dengeyi kurabildiniz mi?

- Benim derdim hiçbir zaman adımı duyurmak olmadı. Oyunculuk yapmaktan keyif alıyor ve oyunculuk yapıyorum. Kimin beni ne kadar tanıdığının önemi yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!