OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 30, 2004 00:00
Markette bir ara yanıma palyaço geldi. Bana birkaç küçük gösteri yaptı. Gülümsedi. Onunla konuşmak istedim ama bana tek kelime bile söylemeden yanımdan ayrıldı. O gün bitmek üzereydi ki karşımda iş başvurusuna gittiğimde karşılaştığım genci buldum. Bana yine sıcacık bakıyordu. Yıl 1995. Hazan mevsimi gelip çatmıştı. Ben liseden yeni mezun olmuştum. Ailemin maddi durumu iyi olmadığı için o sene hem çalışıp hem de üniversite sınavlarına hazırlanmaya karar verdim. Bu arada aldığım gazetelerdeki iş ilanlarını gözden geçirip kendime uygun bir iş bulmaya çalışıyordum. Nereye başvurduysam deneyimsiz olduğum, İngilizce bilmediğim için işe alınmadım. Sonra bir gün yine gazetede bir ilan gözüme ilişti. İlanda ‘Tanıtım yapacak, fiziği düzgün bayanlar aranıyor’ yazıyordu. Günlük ücreti de çok iyi olduğu için hemen görüşmeye gittim. İlanın verildiği adrese gittiğimde benden önce gelip bekleyen birkaç kişi daha olduğunu fark ettim. Bir köşede sıranın bana gelmesini beklerken karşı koltukta oturan bir gence takıldı gözlerim. Onun da bana baktığını fark ettim. Bir süre kaçamak bakışlarla birbirimizi süzdük, çok etkilenmiştim bakışlarından. Öyle derinden ve sıcak bakıyordu ki bana, sanki yıllardır onu tanıyormuşum gibi geldi. O da başka bir iş görüşmesi için gelmişti. Elinde başvuru formları vardı. O esnada görüşme sırası bana geldi ve görüşme odasına girdim. Görüşmem oldukça iyi geçmişti ve başvurum kabul edildi. Çok mutlu olmuştum. Artık bir işim vardı ve işten kalan vakitlerimde de sınavlara hazırlanabilecektim. Odadan çıktığımda onu aradı gözlerim, ama o yoktu. Ben görüşme odasındayken çıkıp gitmişti herhalde. Onu tekrar göremediğim için biraz buruk ayrıldım oradan. ***Aradan bir hafta geçti. İlk tanıtım yerim Kadıköy’de bir süper marketteydi. Çok heyecanlıydım. İlk iş deneyimimdi ne de olsa. Bay ve bayan parfümü tanıtacaktım. Standıma geçtim ve gelen müşterilerle ilgilenmeye başladım. Bu arada süpermarkette benden başka tanıtımda çalışan birkaç görevli, animasyon yapan bir palyaço ve çocuklarla ilgilenen iki bayan vardı. Bir ara yanıma palyaço geldi. Bana birkaç küçük gösteri yaptı. Gülümsedi. Onunla konuşmak istedim ama bana tek bir kelime bile söylemeden yanımdan ayrıldı. O gün bitmek üzereydi ki karşımda iş başvurusuna gittiğimde karşılaştığım genci buldum. Bana yine o günkü gibi sıcacık bakıyordu. - Merhaba beni hatırladınız mı, diye sordu.- Tabii, burada mı çalışıyorsunuz? diye sordum, bana cevap vermedi. Bir süre havadan sudan sohbet ettik, iş çıkışı beni evime kadar bıraktı. Sonraki günlerde de o her mesai bitiminde benim yanıma geldi. Benimle ilgilenmesi ve bana karşı kibar davranması çok hoşuma gidiyordu. Ondan çok hoşlanıyordum. Benim kısa zamanda en iyi dostum, sırdaşım oluvermişti. Ne var ki buna rağmen ne iş yaptığını bana söylemiyor, ısrar edince de beni susturup konuyu değiştiriyordu. Bu arada işe başladığım ilk gün yanıma gelip bana gösteri yapan palyaço her gün belli saatlerde yine bana birkaç gösteri yapıyor ve tek bir kelime etmeden yanımdan uzaklaşıyordu. Önceleri garipsediğim bu duruma artık alışmıştım. ***Ben sırılsıklam aşık olmuştum. Öyle ki ders falan düşünecek halim kalmamıştı. Varsa yoksa o. Geceleri uyuyamıyor hep onu düşünüyor, konuştuğumuz, yaptığımız ne varsa
film ÅŸeridi gibi gözlerimin önünden geçip gidiyor. Rüyamda bile onu görsem içim titriyordu. Çok seviyordum. O da beni çok seviyordu. Bunu gözlerinden, beni sürekli arayıp sormasından, sık sık ziyaret etmesinden anlıyordum. Emindim, beni seviyordu. Sevmese ne iÅŸi vardı her gün yanımda? Böyle beÅŸ ay geçti. Bana ilk defa beÅŸ ay sonra ‘Seni seviyorum’ dedi. Rüyada gibiydim. Beraberken öyle mutluyduk ki, onunla yapmadığımız çılgınlık kalmıyordu. Beni ailesiyle bile tanıştırmıştı. Her ÅŸey çok güzel gidiyordu. Hayatımın en güzel günleriydi. Nihayet bana o büyük teklifi yaptı. ‘Benimle evlen. Hiç ayrılmayalım aÅŸkım’ dedi. Hiç düşünmeden kabul ettim. Aile arasında sade bir niÅŸan yaptık. Düğün gününü sabırsızlıkla beklemeye baÅŸladık. Bu arada o da iÅŸ arıyordu. Daha önce yaptığı iÅŸi bana hálá söylemiyordu. Bense üniversite hayalimden çoktan vazgeçmiÅŸ, ÅŸimdi yeni kuracağım yuvanın hayaliyle yaşıyordum. ***Onunla son görüşmemizden bu yana tam bir hafta geçmiÅŸti. Onu her gün aramama karşın beni aramıyor, telefona çıkmıyordu. Neden böyle davrandığını anlamıyordum. Artık beni sevmiyor diye düşünmeye baÅŸlamıştım. Bir süre üstüne gitmemeye karar verdim, birbirimizi özlemeliyiz biraz diye düşündüm. Ä°ki hafta aramadım. Elim her telefona gidiÅŸinde kendimle mücadele ettim. Olmadı, dayanamadım. En sonunda evine gidip, son bir defa onunla konuÅŸmak istedim. Kapıyı annesi açtı. Beni görünce gözlerinden yaÅŸlar süzülmeye baÅŸlamıştı. İçeriye girdim. Odasının kapısı açıktı ama o odada yoktu. Yatağının üzerinde rengarenk bir kıyafet, yine rengarenk bir ÅŸapka duruyordu. Bu kıyafet bana hiç yabancı gelmemiÅŸti. Sonra masada duran resim gözüme iliÅŸti. Bu oydu. Bana tanıtımda gösteri yapan palyaço. Ama burada ne iÅŸi var? Zihnim karmakarışık olmuÅŸtu. Annesi geldi yanıma;- Senden sakladığı tek sır bu deÄŸildi yavrum. Sana söylemesi için çok ısrar ettik ben de babası da. Ama o kesinlikle hiçbir ÅŸey söylemememiz için bize yemin ettirdi. Zaten hasta diye de onun her dediÄŸini yapmak zorunluluÄŸu duyduk. Yavrum biz onu yaÅŸarken çok güldüremedik, mutlu edemedik. Hastalığı nedeniyle daima acı çekti, mutsuz oldu. ‘Kendim gülemedim, ama insanları güldereceÄŸim göreceksin anne’ derdi bana hep. Öyle de yaptı. Ama bunu herkeslerden gizledi senden bile.- O yaÅŸamıyor mu?- Kalbi son krizi kaldıramadı yavrum, diyebildi sadece. Gözlerinden sicim gibi yaÅŸlar boÅŸalıverdi. Annesi bunları bana anlatırken ben masada duran resmine bakıyor ve her ÅŸeyin bir uydurma olduÄŸunu, gözlerimi kapayıp tekrar açtığımda onu yine karşımda göreceÄŸimi umuyordum. Ama gözlerimi binlerce defa da kapatıp açsam bu gerçekti. BoÄŸazımda kelimeler düğümlenmiÅŸ haykırmak istiyordum, aÄŸlamak istiyor, yapamıyordum. Sadece zorlukla tutunduÄŸum sevgilimin yatağına kendimi bırakıverdim.Benim biricik sevgilim kalp hastasıymış meÄŸer. MeÄŸer ben ona kızıp aramamak için kendimle mücadele ederken o hastanede can çekiÅŸiyormuÅŸ. Bana tek bir kelime bile söylememesi için anne ve babasına yeminler ettirmiÅŸ. Çünkü ona acımamı istemiyormuÅŸ. Sevgide acılar da, sevinçler gibi paylaşılmalı bence. Ben sevgilimin manasız gururu yüzünden, onun en kötü günlerinde bile yanında olamadım. Aşık olduÄŸum o güzel gözlerine son bir defa bakmak için neler vermezdim. Åžimdi cenazesine katılmaktan bile beni mahrum eden sevgilimi, güzel gözlümü, ebediyen göreceÄŸim günü bekleyerek yaşıyorum. Tek amacım var ÅŸimdi çılgın palyaçoma tekrar kavuÅŸabilmek! Â
button